MHP Genel Başkan Yardımcısı Yalçın, CHP'nin yürüttüğü siyaset politikasına ilişkin açıklamalarda bulundu. Türkiye'nin felaketin kıyısına geldiği bir dönemde, MHP'nin bir kenara çekilip olup biteni izlemesinin, bu durumdan bir parti olarak siyasi fayda elde edebilmeyi her şeyin önüne geçirmesinin beklenemez olduğunu dile getiren Yalçın, CHP'nin her zaman böyle bir hesabı var olduğunu, parti karlarını ülke çıkarlarının önüne alabildiğini söyledi. MHP için önemli olanın devlet ve millet hayatı olduğunun altını çizen Yalçın, "Dolayısı ile bu değerlerin zarar görmemesi için MHP her fedakarlığı yapar ve hatta her şeyi göze alır. 15 Temmuz'dan itibaren yapılan kelimenin tam anlamıyla budur. Bu hakikate rağmen terörle mücadeleyi benimsemeden ve 15 Temmuz'un sebeplerini analiz etmeden MHP'nin tutumuna yöneltilen peşin hükümlü eleştiriler, CHP'yi ve yandaşlarını yanlış sonuçlara götürmektedir. HDP ile kol kola giren CHP'nin sözcüleriyle medyadaki destekçilerinin partimize yönelik suçlamaları haksız ve ölçüsüzdür. Akıl almaz yavelerle yapılan saldırılar, tamamen negatif algı oluşturmayı amaçlamaktadır. Bütün bunları yaparken, içinde ayrılıkçı marksistleri barındıran, HDP ile ahbap çavuş ilişkisine giren, milletvekilleri İmralı canisinin posteri altındaki eylemlere katılan, kimi milletvekilleri ailece HDP'ye oy verdiğini söyleyen, ülkemizi batılı emperyalistlere şikayet eden ve FETÖ'ye kol kanat geren bir partinin Milliyetçi Hareket ve liderine hakareti; sahip oldukları ideolojik saplantının neticesidir. Terörü teşvik eden, PKK ile organik bağ içinde bulunan, bölücü terör örgütünün siyasi kanadını oluşturan, kravat takıp mazbata almakla milleti temsil edebileceğini sanan, Kandil'e ve örgüte silah bırakma çağrısı bile yapmaktan imtina eden bir güruhla ortaklık eden CHP'nin MHP'ye saldırması; ikiyüzlülüğün ve pişkinliğin fotoğrafıdır. MHP'nin, AKP'ye payanda olduğunu iddia edenler, aslında CHP'nin HDP çizgisine geldiğini görememektedir. Belki de bu gerçek görmezden gelinmektedir" ifadelerinde bulundu.
"CHP'DE 2019 SEÇİMLERİ İÇİN ŞİMDİDEN YANGIN ÇIKMIŞ, ALEVLER BACAYI SARMIŞTIR"
Şu anda devletin terörle müzakereyi terk ederek mücadeleye başlamasından MHP'nin memnun olduğunu ifade eden Yalçın, terörle mücadelede Türkiye'yi içeride ve dışarıda haklı kılan, uluslararası hukuk açısından Türkiye'nin lehinde olan sayısız gerekçe ve dayanakların mevcut olduğunu aktardı. Yalçın, "FETÖ ve PKK'yı kalıcı olarak bitirecek çok kapsamlı bir terörle mücadele programı hayata geçirilmektedir. Bu aziz millet, Atatürk'ten kalan zengin birikimin mirasyedisi ve Cumhuriyet'in yüz karası olan günümüzdeki CHP'nin cepheleşme kayığına binmemiş ve binmeyecektir. Bu haliyle CHP, illetli, sıracalı ve siyaseten zürriyeti kesilmiş bir partidir. CHP yanlısı gazete ve televizyonlar; MHP'nin politikalarıyla ilgili makul, ayağı yere basan eleştirilerde bulunmak varken, iftira ve karalama yolunu tercih etmişler, kelam ve kalemlerini fitne ve bozgunculuğa tahsis etmişlerdir. Milliyetçi Hareket Partisini hedef alan çok ortaklı saldırı ve operasyonun kumanda merkezini olan CHP'de 2019 seçimleri için şimdiden yangın çıkmış, alevler bacayı sarmıştır. Üzerimize doğrultulan namlu ters tepmiş, ayak oyunları, karanlık senaryolar bumerang gibi muhataplarına dönmüştür. Anayasa değişikliği ve referandum sürecindeki başat rolünü hazmedemeyerek MHP'yi mesnetsiz ve körü körüne eleştiren CHP, Türkiye'nin yaşadığı krizlere çözüm üretmekten uzak bir parti haline gelmiştir" diye konuştu.
"YANDAŞ GAZETECİLERİN YAZIP SÖYLEDİKLERİNE MİLLETİMİZİN BEŞ PARALIK DEĞER VERMEDİ"
CHP'nin; siyaset platformunda MHP'nin "çözüm odaklı" çıkışına ayak diretmesinin yanı sıra, medyada ana muhalefeti destekleyen bazı köşe yazarları ve gazetecilerin de çözümsüzlük, kaos ve buhran ateşine odun taşıdıklarını belirten Yalçın, "MHP'nin niyetini anlamayan, anlamak istemeyen CHP destekçisi bazı medya mensupları; gerek gazetelerindeki köşelerinde gerekse televizyonlarda işgal ettikleri haber programlarında partimiz ve Genel Başkanımız aleyhinde kampanya yürütmektedir. Akıllarınca liderimizi hırpalanmaya ve yıpratılmaya, böylece haklı çıkışı gölgelenmeye çalışılmıştır. CHP yandaşı medya hala aynı kafadadır. CHP yandaşı gazeteciler ve medya organları bugüne kadar kaos baykuşu, felaket tellalı olmaktan öteye geçememişler, ideolojik kamplaşmaların, politikada kin, nefret ve düşmanlığın teşvikçisi olmuşlardır. Malum medya; kendileri gibi düşünmeyenlere iftira atmayı, düzmece bilgilerle onlar aleyhinde karalama kampanyaları yürütmeyi meslek ve meşrep edinmiştir. Bunlar; her zaman mağlup ve meyus oldukları için, ümitsizce ve bodoslama MHP'ye saldırmaktadır. Bunlar, MHP aleyhindeki kampanyalarının etkisini kırdığımızı görünce taktik değiştirip belden aşağı vurmaya başlamışlardır. Bunlar; yalanlarını, iftiralarını çürüttüğümüz halde, aynı yaveleri ısrarla tekrarlamaktadır. Çünkü CHP muhibbi medya mensuplarının çoğu, her zaman söylediğimiz gibi eski Marksist'tir ve Lenin'in 'çok tekrarlanan yalanın bir süre sonra gerçek gibi kabul edileceğine' dair taktiğine başvurmaktadır. Bu yapılırken de partimizden atılmış küçük güruh, vesayet altına alınıp piyon olarak kullanılmaktadır. Halk oylaması sürecinde CHP yanlısı medya elinden geleni yapmış ama milletimiz samimiyetsiz ve gaflarla dolu propagandalarına itibar etmemiştir. Yandaş gazetecilerin yazıp söylediklerine milletimizin beş paralık değer vermediği referandumda anlaşılmıştır" ifadelerini kullandı.
"CHP YÖNETİMİ KAVGACI, KİRLİ SİYASETİ PARTİ MİSYONU HALİNE GETİRMİŞTİR"
Yalçın şu şekilde devam etti:
"CHP ve destekçileri; ortadan kaldırılmadığı takdirde Türkiye'yi yangın yerine çevirecek siyasi buhrana galonla benzin taşımaktan vazgeçmemiştir. CHP bulanık ve sığ suda balık avlamak yerine demokratik politikanın engin denizine ağ atmalıdır. Ana muhalefet partisi, çözüm odaklı bir tavır sergilemeli ve içinden geçtiğimiz badireli süreçte ihtiyaç duyulan 'ortak akla' uygun siyaset üretmelidir. Maalesef CHP'nin içine sadece HDP kaçmamıştır. FETÖ, Aydınlıkçılar, DHKP/C gibi bilumum örgütler de kaçmıştır. Bu yüzden iflah olmamaktadır. CHP yönetimi sırtını FETÖ'ye dayamıştır. CHP yönetimi demokrasiden bahsetmektedir ama millet iradesine direnmektedir. Anayasa mahkemesine Danıştay'a başvurmaları yetmemiş, bir de Türkiye'yi Avrupa'ya şikayet etmişlerdir. AİHM'ye gitmişlerdir. Aslında AİHM'ye şikayet ettikleri 16 Nisan'da tecelli eden milli iradedir. Milleti, milli iradeyi Avrupa'ya şikayet etmişlerdir. CHP ve onun sözcüleri; Türkiye'nin meselelerine makul ve mantıklı çözümler üretemeyince çareyi çirkeflik, kavga ve husumet siyasetini Meclise, parti kongrelerine ve meydanlara taşımakta bulmuşlardır. Bu durumun 'siyasi moron'luktan başka bir ifade ile izahı mümkün değildir. CHP yönetimi; ebedi başarısızlığa mahkum olmanın verdiği hırçınlıkla uzlaşmaz, kavgacı, kirli siyaseti parti misyonu haline getirmiştir. Çizmeden yukarı çıkmayı, aşağılık küfür ve iftiralarla rakiplerini küçük düşürme gayretini marifet belleyen Veli Ağbaba gibi CHP sözcüleri; bu yolla halkın teveccühünü kazanacaklarını sanıyorlarsa akıllarını peynir ekmekle yemişler demektir. Halk arasında sevgisizliğin menşei, siyasette barış ve hoşgörü ikliminin katili, sokaklarda huzursuzluğun ve kaosun mimarı, TBMM'de kavga ve patırtının müstahsili konumunu başka partilere bırakmayan mahallenin kofti kabadayısı CHP'ye nasihatimiz; 'Sakin ol, sinirlerine hakim ol'."