Çağrı Heyeti'nin yetkisinin ancak Yargıtayın onayı halinde geçerli olabileceğini vurgulayan Bulut, şunları ifade etti:
"Ankara 12'nci Sulh Hukuk Mahkemesi tarafından Türk Medeni Kanunu'nun 75/2''nci maddesi uyarınca Çağrı Heyeti görevlendirmesi yapılmıştır. Türk Medeni Kanunu'nun 75/2'nci maddesi, Türk Medeni Kanunu'nun 'Kişiler Hukuku' başlıklı birinci kitabının 'Tüzel Kişiler' başlıklı ikinci kısmı içerisinde yer almaktadır. Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 367/2'nci maddesinde 'Kişiler hukuku, aile hukuku ve taşınmaz mal ile ilgili ayni haklara ilişkin kararlar kesinleşmedikçe yerine getirilemez' hükmüne yer verilmiştir.
Bu açık hükümlerden anlaşılacağı üzere Çağrı Heyeti'nin yetkisi ancak Ankara 12'nci Sulh Hukuk Mahkemesi kararının Yargıtay denetiminden geçmesi ve bu kararın onaylanması halinde geçerlilik kazanacaktır. Nitekim bugüne kadarki Yargıtay kararları da bu duruma işaret etmekte, kararın kesinleşmesi öncesinde uygulanmasının mümkün olmadığını vurgulamaktadır. Bu haliyle, Çağrı Heyeti sıfatıyla henüz Ankara 12'nci Sulh Hukuk Mahkemesi kararının kesinleşmesinden önce girişilen işlemler hukuken yok hükmünde ve yasal olmayan teşebbüslerdir."
Hukuki olmayan teşebbüslere girişilmesi karşısında, kamuoyunun bu açıklamalara itibar etmemesinin yerinde olacağına işaret eden Bulut, MHP'nin hukuk kuralları içerisinde kalarak gerekli tedbirleri almaya muktedir olduğunu kaydetti.