KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, 'Güncel Gelişmeler Işığında Kıbrıs Görüşmelerinin Geleceği ve Türkiye için Çıkarımlar' konferansına katıldı. Konferans, KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, İKV Başkanı Ayhan Zeytinoğlu ve Kıbrıs Türk Ticaret Odası Başkanı Fikri Toros'un katılımıyla İstanbul'da gerçekleşti. Konferansın açılış konuşmasını gerçekleştiren TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu,KKTC'nin ticaret, turizm, eğitim ve yatırımlar açısından Türkiye için önemli bir ortak olduğunu belirterek, "İktisadi bağlantımızı daha da yükseltecek bir potansiyelin olduğunu da biliyoruz. Biz iş dünyası olarak Kıbrıs Türklerinin zenginleşmesini istiyoruz. Kıbrıs Türklerine haksız yere uygulanan izolasyonların da zenginleşmeyi yavaşlattığının farkındayız ama Kıbrıs Türklerinin çalışkanlığı ve azmi sayesinde zenginleşme süreci devam edecek. Biz Türk iş dünyası olarak bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da Kıbrıs Türklerini yanında olacağız. Kıbrıs'ta adil ve kalıcı çözüm sürecini her zaman destekledik, desteklemeye de devam edeceğiz" dedi.
KKTC'nin rahatlıkla uluslararası bir eğitim adası ve çekim merkezi olabileceğinin altını çizen Hisarcıklıoğlu, "Biz KKTC Türk Ticaret Odası ile birçok alanda da birlikte çalışıyoruz. Kıbrıs'taki ortak çalışmalarımızın yanında da uluslararası platformlarda da KKTC Türk Ticaret Odası'nı devamlı destekliyoruz" şeklinde konuştu.
Konferansta KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, önemli mesajlar verdi. Akıncı, 50 yıllık müzakere tarihinin son 2 yılında Kıbrıs Türk halkı adına sorumlu konumda bulunduğunu, iki yılın kısa bir özetinde birinci yılda işlerin nispeten olumlu seyrettiğini, yeni yakınlaşmalar sağlandığını, ancak Eylül 2016'dan itibaren ise farklı bir Rum liderliği ile karşılaşıldığını dile getirdi.
"BÜTÜN OLARAK ADA'NIN GELECEK BELİRSİZLİĞİNDEN KURTARILMASI SAĞLANABİLİRDİ"
2017 Haziran sonu Temmuz başlarında Cranz-Montana'da çözüm için niyetsiz, isteksiz, gerçekçi ve makul çizgiden oldukça uzak bir muhatapla karşı karşıya kaldıklarını belirten Akıncı, "Tüm bu süreçte 5'li konferansın toplanması aşamasına ulaşılabilmişse bunda en başta Kıbrıs Türk tarafının çözüm odaklı kararlı tutumu ve Türkiye'nin de desteği önemli rol oynamıştır. Rum tarafı ve Yunanistan ne yazık ki ayak sürüyerek bu konferansa katılmıştır. Sonuçta Rum liderliği Cranz-Montana'da 'Sıfır asker, sıfır garanti' sloganına sarılarak, çok daha az asker yerine Kıbrıs'ta bugün 40 bin askerin varlığını ve garanti anlaşmasının günümüz şartlarına uyarlanması yerine aynen devamını sağlayarak döndü. Şimdi bu slogan bir seçim sloganı olarak kullanılıyor" şeklinde konuştu.
Ada'da çözümün, Türk-Yunan ve Türkiye-AB ilişkilerine de kuşkusuz olumlu olarak yansıyabileceğinin altını çizen Akıncı, "Bunun ötesinde Türkiye'nin gelişen İsrail ilişkileri de dikkate alınarak, İsrail doğalgazı iel Kıbrıs'ta bulunması muhtemel gazın birleştirilerek Türkiye'ye ve oradan Avrupa'ya iletilmesi AB için de yeni bir altenatif oluşturabilirdi. AB ve Türkiye'nin doğalgazda tek bir ülkeye olan bağımlılığı azaltılıp kaynaklara çeşitlilik kazandırılabilirdi. Kıbrıs'a Türkiye'den ulaşan su, artırılarak Güney Kıbrıs'ın ihtiyaçları için de kullanılabilirdi. Bunların ötesinde en büyük yarar; bir bütün olarak Ada'nın gelecek belirsizliğinden kurtarılması sağlanabilirdi. Ancak başta Rum liderliğinin isteksizliği ve Rum toplumunun da yetki ve güç paylaşımına dayalı bir çözüme hazırlanmış olmaması çözüme ulaşmamızı ne yazık ki engelledi" diye konuştu.
"RUM TARAFINDA ÇOK CİDDİ BİR ZİHNİYET DÖNÜŞÜMÜNE İHTİYACI VAR"
Kıbrıs sorununda bir 50 yıl daha bu şekilde devam etmeye kimsenin niyetinin olmadığını belirten Akıncı "En başta Rum tarafında çok ciddi bir zihniyet dönüşümüne ihtiyaç olduğunu değerlendiriyorum. Yeni yılda Ocak ayı sonunda Güney Kıbrıs'ta başkanlık seçimleri yer alacak. Bu seçim dönemi gerçekten ne istedikleri konusunda ciddi bir sorgulama dönemi olmalıdır" dedi.
Akıncı, Türkiye'nin AB hedeflerini devam ettirmesinin Kıbrıs Türkleri için de önem arz ettiğini, Kıbrıs Türklerinin de çözüm hedefinden vazgeçmemesinin de Türkiye için önemli olduğunu vurguladı.
Akıncı, adada bir federal devlet kurulmasından yana olduklarını dile getiren Akıncı, bunun gerçekleşmemesi sonucunda ayır çatı devlet olarak kalacaklarını Rum tarafının azınlığı olmayacaklarını vurguladı. Akıncı şöyle konuştu: "Ya bu varlığı biz bir çözüm çerçevesinde onlara eş değer yeni bir kurucu devlet yapılanması haline getirip federal çatıda buluşacağız ya da yan yana iki ayrı çatı olarak devam edeceğiz. Bunun başka yolu yok. Federal bir yapı için mücadele etmiş bir insanım ama bu sadece bizim taleplerimizle olmuyor. Olmadığı noktada da kendi varlığımızdan da vazgeçecek değiliz. Gidip Rum tarafının da azınlığı olacak değiliz".
NİKOS ANASTASİADİS'İN "KIBRIS ADASI" ROZETİ TAKMASI
Güney Kıbrıs Rum Lideri Nikos Anastasiadis'in Kıbrıs Adası rozeti takmasının kendisini rahatsız etmediğini belirten Akıncı, bu rozeti bir coğrafi bir işaret olarak gördüğü belirtti. Akıncı şunları kaydetti: "Rozet takıyor Anastasiadis, Kıbrıs Adası'nın rozetidir. Üstünde herhangi bir siyasi ibare yoktur. Kıbrıs Adası olarak takıyor. Takabilir, o adanın sadece ona ait olmadığını da herkes bilir. O ada hepimizindir. Sadece onun değil. Dolayısıyla ondan ben neden sıkıntı duyayım ki? Duymam. Çünkü onu coğrafi bir işaret olarak görüyorum. Siyasi bir olgu olarak değerlendirmiyorum. O nedenle oradan bir rahatsızlığım yok. Benim orada yanında durmamdan o adanın kendine ait olmadığını zaten hem kendi hem de bütün dünya görüyor".