Güneydoğu Anadolu bölgesinde ziyaretlerini sürdüren Saadet Partisi(SP) Genel Başkanı Mustafa Kamalak, Cizre'de sokağa çıkma yasağının olduğu tarihlerde hayatını kaybeden vatandaşların ailelerine başsağlığında bulunurken, HDP İlçe örgütünü de ziyaret etti. Kamalak, "Bizler de 'yaşananları yerinde görelim' dedik. Gelip, gördük ve bir kez daha burkulduk. 'Niye bu durumlara düştük' diye kendi kendimize sorduk" dedi.
İhlas Haber Ajansı'nda yer alan habere göre; Şırnak'ın Cizre ilçesine gelen Saadet Partisi (SP) Genel Başkanı Mustafa Kamalak, ilçedeki olaylarda hayatını kaybedenlerin ailelerini ve HDP İlçe Örgütü'nü ziyaret etti. Kamalak, çözüm sürecinin yanlış mecralarda yürütüldüğünü savundu.
Bölgedeki ziyaretlerini sürdüren SP Genel Başkanı Mustafa Kamalak, beraberinde Genel Başkan Yardımcısı İsmail Hakkı Kiraz, AGD Genel Başkanı Salih Turhan, GİK Üyesi Cafer Şatır, Diyarbakır İl Başkanı Fesih Bozan ve partililer ile birlikte Şırnak'ın Cizre ilçesine geldi. Burada, tarihi Kırmızı Medrese'de namaz kılıp, Nuh Nebi Camii'nde bulunan Nuh Peygamber Türbesi'nde dua eden Kamalak, cami avlusunda ve çıkışında bulunan çocuklarla yakından ilgilenip, harçlık dağıttı. Kamalak ve beraberindeki heyet, Nur Mahallesi'nde bulunan HDP İlçe Örgütü'nü de ziyaret etti. HDP İlçe Başkanı Ali Akdeniz ve partililer tarafından karşılanan Kamalak ve beraberindekiler, HDP'liler ile birlikte sokağa çıkma yasağı süresinde şiddetli çakışmaların yaşandığı Nur Mahallesi'ni gezerek, vatandaşların sorunlarını da dinledi.
Kamalak, daha sonra ise, beraberindekiler ile birlikte ilçedeki çatışmada hayatını kaybeden 13 yaşındaki Cemile Çağırga'nın Cudi Mahallesi'ndeki baba evini ziyaret edip, ailesine taziye dileklerini sundu. Bir müddet evde Çağırga ailesi ve mahalle sakinleri ile görüşen Kamalak, daha sonra Cizre Öğretmenevi'ne geçti.
"CİZRE OLAYLARINI YERİNDE GÖRMEK İÇİN GELDİK"
Burada açıklamalarda bulunan Kamalak, Cizre'de neler olup bittiğini yerinde görmek için buraya geldiklerini söyledi. İlçedeki olayları televizyon ve gazetelerden takip ettiğini belirten Kamalak, "Bizler de 'yaşananları yerinde görelim' dedik. Gelip, gördük ve bir kez daha burkulduk. 'Niye bu durumlara düştük' diye kendi kendimize sorduk. Yazık ki kardeşlerin birbirini vurduğu beldeler haline gelmiş durumda ama ibret almamız lazım. Bu kavganın bir şekilde sonlandırılması lazım. Hiç şüphesiz ki bunda bir takım uygulama yanlışlıkları vardır. Biz Saadet Partisi olarak 'olayların sebebini biliyoruz' diyoruz. 'Teşhisini biliyoruz, çözümünü de biliyoruz' diyoruz. Daha önce gelmeyi arzu etmiştik, burada karşılıklı çatışmaların yaşandığı tarihte. Ama bu ziyaret bir taraftan daha farklı bir gerginliğe yol açar öbür taraftan belirli çevreler tarafından istismar edilir endişesi ile ortamın yumuşamasını bekledik ve bugün buradayız" dedi.
"KÜRTLER İSTANBUL'U PASAPORTLA MI ZİYARET ETMEK İSTİYOR?"
Bütün bu olaylara rağmen iki şeyin kendisine büyük bir ümit verdiğine dikkat çeken Kamalak, "Birincisi konuştuğum yöre halkı, Kürt kardeşlerime sorup diyorum ki, 'İstanbul'daki, Ankara'daki, İzmir'deki, Konya'daki ve diğer illerimizdeki kardeşlerinizi akrabalarınızı pasaportla, vize ile mi ziyaret etmek istiyorsunuz?' Ama ürpererek, 'Hayır' diyorlar. Ankara'daki, İzmir'deki, İstanbul'daki Kürt kökenli kardeşlerime soruyorum, 'SizCizre'ye, Şırnak'a, Hakkari'ye dönmek mi istiyorsunuz?' 'Hayır' diyorlar, çünkü 'Şırnakkadar İstanbul da benim ilim' diyor. 1990'lı yıllarda da bu yörelerde bir takım ezalar, cefalar çekilmiştir. Ama 1996'da Milli Görüş'ün temsilcisi olan Refah Partisi iktidara geldi. 11 aylık iktidarı süresince herhangi bir çatışma olmadı. Bugünkü gördüğümüz manzara tabii ki bizi bir daha derinden sarstı. Ama özet olarak iki şey gelecek bakımından bize hem ümit hem de cesaret veriyor. Bu iki unsurdan biri birlik ruhu. İkinci husus da bu birlik ruhunu temsil eden kardeşler arası ihtilafı sonlandıracak olan Saadet Partisidir" diye konuştu.
"ÇÖZÜM SÜRECİ YANLIŞ MECRALARDA YÜRÜTÜLÜYOR"
Çözüm sürecinin yanlış mecralarda yürütüldüğünü savunan Kamalak, açıklamalarını şöyle sürdürdü:
"Her şeyden önce anayasamıza göre Türkiye Cumhuriyeti adaleti esas alan bir hukuk devletidir. Mademki adalet ve hukuk anayasaya göre bu devletin temelini oluşturuyor bu durumda SP iktidarda olsaydı yapılması gereken şey bir meclis araştırması olurdu. Gerek Doğu ve Güneydoğu illerimizde gerekse Türkiye'nin herhangi bir ilinde bir hak ihlali varsa Meclis'in hazırlamış olduğu rapora göre o hak ihlali derhal ortadan giderilir ve hak sahibine tazminat ödenir."