Yeneroğlu, Türkiye'nin zorba bir anlayışla yönetildiğini ifade ederek iktidara “7 değil, 77 yargı paketi de getirseniz, hukuk devletini reddeden bu tutumunuzla hiçbir soruna çözüm üretemezsiniz” dedi.
‘Yargının esir alınışını perdelemekten dahi aciz'
21 kanunda değişiklik öngören ve bu hafta TBMM'nin gündeminde yer alan 7. yargı paketi ile iktidarın sadece göz boyamaya çalıştığını ifade eden Yeneroğlu şunları söyledi:
“Üzülerek belirtmeliyim ki Yargı Paketi, kronikleşmiş hiçbir soruna çözüm üretmediği gibi yargının iktidar tarafından esir alınışını perdelemekten dahi aciz bir çabadır. Türkiye her geçen gün gittikçe artan şekilde hukuk devletinin en asgari şartlarının dahi sağlanmadığı, kuvvetler ayrılığının ve yargı bağımsızlığının görmezden gelindiği zorba bir anlayışla yönetilmektedir. Temel hakların yok sayıldığı, hukukun araçsallaştırıldığı, işkence ve kötü muamelenin ciddi biçimde yaygınlaştığı karanlık bir dönemden geçmekteyiz. Sayısız masum insan sırf iktidar böyle istiyor diye hukuka aykırı bir şekilde cezaevlerinde tutulmakta, düşman hukukuna maruz bırakılmaktadır.”
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarının uygulanmadığını ve görevini yerine getirmeye çalışan üyelerinin devamlı tehdit edilerek Anayasa Mahkemesinin hizaya getirilmeye çalışıldığını ileri süren Yeneroğlu, “Böyle bir ortamda, bu yargı paketi ile iktidar sadece göz boyamaya ve pansuman tedbirlerle günü geçiştirmeye çalışmaktadır.” dedi.
‘Çocuğunun hastalığı nedeniyle kadın hükümlülerin cezasının infazının ertelenmesi için aylarca haykırdık'
Paketin 26. maddesinde “çocuğunun hastalığı nedeniyle kadın hükümlünün cezasının infazının ertelenmesi” için İnfaz Kanununda önemli bir değişikliğe yer verildiğini söyleyen Yeneroğlu, “Bu düzenleme için aylarca haykırdık. Bu süreçte çok canlar yandı, hasta çocuklar anne şefkatinden, adaletsiz bir biçimde cezaevine mahkûm edilen anneler ise çaresizlikten yandı tutuştu. Söz konusu düzenleme olumlu görünse dahi yaşatılan ağır zulme karşı sadece artan kamuoyu tepkisini yatıştırma amaçlı bir düzenlemedir.” dedi.
Yeneroğlu, teklifin eşitlik ilkesi gözetilerek erkek hükümlüleri de kapsayacak şekilde değiştirilmesini istedi. Ayrıca söz konusu düzenleme için tam teşekküllü hastanelerden alınan raporla yetinilerek Adli Tıp Kurumu onayının kaldırılması da işlemlerin kolaylaştırılması için önemli olacağını belirterek bu değişikliğin de görüşmelerde dikkate alınması gerektiğini belirtti.
Uzun yargılama süreleri: “Trajik halin itirafı”
Pakette yer alan, uzun yargılamalar nedeniyle yapılan bireysel başvuruların Tazminat Komisyonu tarafından incelenmesiyle ilgili düzenlemeyi, “Yargı sisteminin getirildiği trajik halin itirafıdır” diye yorumlayan Yeneroğlu, “Anayasa Mahkemesi'nin son istatistiklerine göre, verilen ihlal kararlarının %80'inin makul sürede yargılanma hakkına ilişkin” olduğunu belirtti. Yeneroğlu, “Uzun yargılama ihlallerini azaltmak için gerekenleri yapmak yerine, bu başvurulara bakacak kurulları genişletmek elbette bir reform olamaz” dedi.
‘Avukatlık hizmetlerindeki vergiler düşürülmeli'
Avukatların ekonomik açıdan desteklenmesine ilişkin tedbirlerin ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin maddelerin yetersiz olduğunu savunan Yeneroğlu açıklamasına şöyle devam etti:
“Mesleğe yeni başlayan avukatlar ve kıdemli avukatlar fark etmeksizin avukatlık hizmetlerinde alınan %18 KDV oranı, %8'e düşürülmelidir. Hak arama hürriyetinin etkin kullanımının kolaylaştırılması amacıyla, avukatlık hizmetinden yararlanan iş sahiplerine ilave külfet getiren ve hali hazırda %20 olan gelir vergisi tevkifatı oranında da indirime gidilmelidir. Avukatların CMK ve adli yardım hizmetleri karşılığında tanzim ettiği makbuzların ödemesi düzensiz bir şekilde yapılmaktadır. Bu hizmetlerin karşılığının ödenmesi için bir süre belirlenmelidir. CMK gereğince görevlendirilen müdafi ve vekillere yapılan ödemeler ile Adli Yardım kapsamında görevlendirilen vekillere yapılan ödemeler son derece düşük olup, her iki tarife de Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Seviyesine çıkarılmalıdır. Beraat eden sanık lehine hükmedilen vekâlet ücretlerinin ödemelerinin düzenli ve belirli bir süre içerisinde yapılması sağlanmalıdır. Kamu avukatlarının özlük hakları iyileştirilmelidir.”
HAGB: “Usul ve esas istinaf tarafından incelenmeli”
“Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararlarına karşı itiraz kanun yolu yerine istinaf kanun yolunun öngörülmesi ve usul ve esas bakımından incelemenin istinaf mahkemeleri tarafından yapılması gerekir.”
‘Hukuk devletini reddeden tutumunuzla hiçbir sorunu çözemezsiniz'
“Hukuk devletini reddeden bir iktidardan bu sorunlara deva olmasını beklemek zaten abesle iştigaldir. İktidarın Demokles'in kılıcını hâkim ve savcıların tepesinde tuttuğu bir ortamda 7 yargı paketi değil, 77 yargı paketi de hazırlansa hepsi işlevsiz ve yetersiz kalacaktır. Hukuk devletini reddeden tutumunuzla hiçbir soruna çözüm üretemezsiniz” yorumunu yapan Yeneroğlu, sözlerini şöyle tamamladı:
“Hukuk devletinin asgari gereklerinin yerine getirilmediği, kuvvetler ayrılığının tesis edilmediği ve temel hakların yok sayıldığı bir ortamda, bu yargı paketi de hiçbir işe yaramayacaktır. Hukuksuzluğu sıradanlaştıran bu iktidarın hukuk sisteminde açtığı derin yaralara çare olamayacağı açıktır.”
‘Mücadelemize devam ediyoruz'
“DEVA Partisi olarak, kurulduğumuz ilk günden beri iktidarın hukuksuzlukları ile mücadele ediyoruz. Seçimlerden sonra Türkiye'nin bu karanlık günleri aşması, hukukun üstünlüğüne inanan ve demokrasiyi özümseyen yöneticilerle birlikte yasama-yürütme-yargı erklerinin uyum içinde birbirinden bağımsız çalıştığı bir sistemi inşa etmek için de mücadelemize devam ediyoruz.”