Musul'da neler oluyor: O gazeteci anlattı
IŞİD işgali altındaki Musul'a giren ilk Türk Gazeteci Zübeyir Koçulu izlenimlerini paylaştı. İşgalin arkasındaki gelişim sürecini anlatan Koçulu, 'Musul’a yürüyen IŞİD’e karşı bölge ülkeleri ve uluslar arası güçler tarafından hiçbir önlem alınmadı...' dedi.

Oluşturma Tarihi: 2015-04-01 11:23:55

Güncelleme Tarihi: 2015-04-01 11:23:55

Mayıs 2013'ün sonlarında, Irak Ordusu ile ufak çaplı çatışmalara giren bir örgütün haberleri ajanslara düşmeye başladı. Türkiye toplumunun daha önce tanımadığı, bilmediği, IŞİD (DAEŞ) isimli terör örgütü Ninova'da bulunan hükümet binasını ve Kayyare Hava Üssü'nü ele geçirmişti. Örgüt bütün şehri kontrol ettiği veTürkiye Konsolosluğunu ele geçirdiğindeyse takvimler 11 Haziran'ı gösteriyordu…

2014 Haziran'ında IŞİD işgali altındaki Musul'a giren ilk Türk gazeteci Zübeyir Koçulu ile bölgedeki gelişmeleri ve IŞİD'in sosyolojisini konuştuk…

“IŞİD TEHDİDİNİ ÖNGÖREMEDİLER”

IŞİD'in bölgeye yerleşme stratejisinin, üzerinde durulması gereken siyasi ve sosyolojik manevralarla örülü olduğunu söyleyen Koçulu, 2012'nin sonlarına doğru El Kaide'den ayrılan IŞİD'in yeni bir form oluşturarak, yeni hedeflerle Suriye'ye geçtiğini ifade etti. Bu dönemde Şam rejimine karşı bir söylem geliştiren örgütün amacının bölgedeki güçler tarafından tam olarak anlaşılamadığını savundu. Bölgedeki ülkelerin ve küçüklü büyüklü yapıların “IŞİD tehlikesi ve tehdidinin bugünkü boyutlara ulaşacağını kestiremediğini” söyleyen Koçulu, o dönemde Suriye'de görüştüğü muhalif bir komutanın IŞİD'le ilgili söylediklerinin kendisini şaşırttığını belirtti.

İşte Zübeyir Koçulu'nun açıklamaları:

Lazkiye kırsalında rejimle muhaliflerin çatıştığı noktadaydık. Bölgenin doğu tarafındaki tepenin arkasından dumanlar yükseliyordu. O nokta IŞİD militanları tarafından tutuluyordu. Muhalif komutana, IŞİD hakkında ne düşündüğünü sordum. ‘Rejime karşı savaşıyorlar. Bizimle bir problemleri yok. Dolayısıyla bizim de onlarla bir problemimiz yok. Yollarımız yöntemlerimiz farklı olsa da burada olmaları iyi' anlamına gelecek sözler sarfetti. O gün çok şaşırmıştım. El Kaide gibi “kaidesiz” bir düşünce sisteminden beslenmiş bir yapının yeryüzünün herhangi bir noktasında yer tutmasının kime, nasıl bir fayda sağlayacağını düşündüm. Bunun sonuçları en başından bellidir.”

“IŞİD REJİME KARŞI SAVAŞIYOR TEZİYLE BÖLGEDE KABUL GÖRDÜ”

IŞİD, “Biz burayı özgürleştireceğiz” diyerek rejime karşı bir tavırla ortaya çıktı. Yabancı savaşçıları da bünyesine katarakkendisine Suriye'de etkinlik oluşturdu. Sürecin başında diğer muhalif gruplarla da çok ciddi bir anlaşmazlık içerisinde olmadığı için kendine alan açtı, bölgeye adeta kondu. O sırada muhalifler, rejimle savaşırken bir de IŞİD'e karşı cephe açmayı zaten göze alamazlardı. Belki buna güçleri de yoktu. Ancak buna rağmen elde ettikleri bölgeleri IŞİD militanlarına kolayca terk etmeleri, bu konuda ciddi bir itiraz dillendirmemeleri, kamuoyuna kendilerini anlatmamaları bir nevi öngörüsüzlük olarak nitelendirilebilir.

IŞİD'İN MUSUL İŞGALİ: "TÜRK KONSOLOSLUĞU BİRİNCİL HEDEF DEĞİLDİ"

IŞİD'in Musul'a gelişi haftalar sürdü. Köy köy, kasaba kasaba alarak ilerlediler. Peşmerge ve Kürt savaşçılarla zaman zaman çatışmalar oluyordu. Fakat karşılarına sistematik hiçbir gücün çıkmadığını not etmek gerek. Örgüt, otoritenin olmadığı, yönetimsel anlamda boş bırakılmış topraklara göz yumularak yerleşti ya da yerleştirildi.

Musul'a girdiklerinde de birincil hedef Türk konsolosluğu değildi. Asıl hedef rafineriydi, Musul petrolleriydi. Musul'a gireceklerini bütün dünyaya zaten ilan etmişlerdi. Irak Ordusu da çekilince işgal kesinleşti. Bittiğindeyse bütün resmi binaları ele geçirdikleri gibi Türk konsolosluğunu da ele geçirdiler. Irak ordusunun IŞİD'le savaşmadan çekilmesi “kaçmak” olarak tanımlandı. Ancak bunu askerlerin kendi iradesiyle savaş meydanını, silahlarını hatta elbiselerini bile bırakarak kaçıp gittikleri şeklinde okumak çok doğru olmaz. Mutlaka merkezden alınan bir talimat neticesinde askerlerin geri çekilmesi söz konusu olmuştur diye düşünüyorum. Benim zihnimdeki tablo net: Musul'a yürüyen IŞİD'e karşı bölge ülkeleri ve uluslar arası güçler tarafından hiçbir önlem alınmadı. Stratejisiz bırakılan Irak askerlerine verilen talimat sonucu askerler orayı çatışmadan terk ettiler. Silahlarını ve elbiselerini bırakmış olmaları bu talimata dahil midir, kişisel tercihleri midir bilmiyorum (gülüyor)

'PEŞMERGE VE IŞİD YAN YANAYDI' 

2014 Haziran ayında gelişmeleri takip etmek üzere Kuzey Irak'a giden Zübeyir Koçulu, IŞİD kontrolü altındaki Musul'a girişinin hikâyesini anlattı:

Erbil ve Musul arasındaki Hazır kontrol noktasında ilginç bir tablo vardı: peşmerge kontrol noktasının yaklaşık bir kilometre ilerisinde IŞİD kontrol noktası yer alıyordu. Aradaki mesafe çıplak gözle, karşılıklı birbirlerini görebilecek düzeydeydi. Bu sırada Musul'dan Erbil istikametine doğru bulunduğumuz nokta üzerinden ciddi bir göç yaşanıyordu.”

“MUSUL'DAN ÇIKANLARA SORDUM: IŞİD ŞEHİRDE NE YAPIYOR?”

IŞİD maalesef bölge güçlerinden biri haline geldi. Örgütle ilgili çok sayıda çalışma yapıldı. Örgüte dair elde edilen bilgilerin büyük bölümü ise bizzat örgütün PR çalışmalarını yapan kendi mekanizmaları tarafından paylaşıldı. Ben IŞİD'in ortaya çıkardığı sosyolojinin ve oluşturduğu psikolojinin peşinde olmaya çalıştım. Daha basit söylersem “IŞİD tarafından işgal edilmiş bir köyde, kasabada, kentte sivil halk ne yapıyor, nasıl yaşıyor?” sorusunun ardından gitmek istedim. Musul'dan çıkarak Hazır kontrol noktasına gelen herkesle konuşmaya çalıştım. Konuştuğum bir çok insana ‘Musul'da hayat nasıl? IŞİD şu anda ne yapıyor? Size nasıl davranıyor?' diye sordum. Militanların şehire giriş ve şehirden çıkışlara izin verdiklerini söyledileri… Sokakları, ana caddeleri tuttuklarını, şehirde turlar attıklarını ancak Musul'un yerlilerine karışmadıklarını söylediler. Diğer yandan kendi kurallarını deklare ettiklerini, kentte belirsiz, diken üzerinde bir atmosferin hakim olduğunu aktardılar.”