Numan Kurtulmuş’tan Rusya mesajı
Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş, gazetecilerle iftar yemeğinde bir araya geldi.

Oluşturma Tarihi: 2016-06-14 22:59:44

Güncelleme Tarihi: 2016-06-14 22:59:44

Kurtulmuş, yemek sonrası gazetecilerin sorularını cevapladı. Rusya ile ilişkilerin sorulması üzerine Kurtulmuş, "Rus uçağının düşürülmesi ile ilgili başlayan süreçte Türkiye olarak görüşlerimizi açık bir şekilde ifade ettik. Rus uçağı kasten düşürülmüş değildir. En başta itibaren, Sayın Cumhurbaşkanımız da bizler de eğer bu uçağın kimliği bilinseydi başka bir sonuç olurdu denmiştir. Ne Türkiye Rusya'dan ne Rusya Türkiye'den vazgeçemez. Bu kadar derin ilişkileri olan, komşu iki ülkenin arasındaki ilişkinin normalleşmesidir esas olan. Ümit ediyorum ki Sayın Cumhurbaşkanımız ve Başbakanımızın mektuplarıyla birlikte bu normalleşme sürecinde önemli adım atılmıştır. Bu normalleşme sürecinin aynı zamanda beyanıdır. Bu şu anlama gelmiyor. Türkiye'nin bu sürecin normalleşmesine ilişkin iradesinin de aynı zamanda beyanıdır öyle görmek lazım. En kısa zamanda uçak krizi ile başlayan Türkiye Rusya arasındaki ilişkilerde düzelme ortaya çıkar. Ancak bu şu anlama gelmiyor, Türkiye ile Rusya bütün siyasi konularda anlaşıyorlar anlamına gelmiyor. Suriye başta olmak üzere görüş ayrılıklarımız devam edebilir. Asıl olan barışın tesis edilmesidir. Ortaya çıkan huzursuzluk konusu olan meselelerin aşılabilmesidir. Ümit ediyorum Rusya tarafından da benzer bir sinyal gelecektir" diye konuştu.

"BİR RAMAZAN PROGRAMINDA BUNUN İFADE EDİLMİŞ OLMASI HAKİKATEN YARALAYICIDIR"

Bir ilahiyat profesörünün "Namaz kılmayan havyandır" açıklamasının hatırlatılması üzerine Kurtulmuş, "O iftar programındaki konuşma ortaya çıktıktan sonra izledim. Hemen Diyanet İşleri Başkanlığı ve TRT genel Müdürlüğü'ndeki arkadaşlarımızı uyardım. En son da Serdar Tuncer tarafından meseleyi açık bir şekilde ortaya konan açıklama yapıldı. Her birimize kendi ruhundan üflediği için biz hepimiz Hz. İnsan olduk. Dolayısıyla insanların hepsi şereflidir. Talihsiz bir söz olmuştur. Bir Ramazan programında bunun ifade edilmiş olması hakikaten yaralayıcıdır. İsimlerin tespiti meselesinde, TRT her sene bir havuzdan isimleri tespit ediyor. Bu programlarda yer alanlar daha önce benzer programlarda yer almış. Demek ki bundan sonraki süreçlerde bu isim havuzunu daha titiz bir şekilde gözden geçirmek lazım. Bu söze hiçbir şekilde katılmamız mümkün değil" ifadelerini kullandı.

"TERÖR ÖRGÜTÜ TÜRKİYE'DE FAALİYET GÖSTEREMEYECEK HALE GELECEKTİR"

Çözüm sürecine ilişkin soruya Kurtulmuş, "Birçok şey yerinde giderken, birtakım süreçler başlatılmış olmasına rağmen, 22 Temmuz'dan bu yana, çok farklı terör örgütlerinin Türkiye sınırında konuşlanması nedeniyle terör örgütü bir başkaldırı başlattı. Bu başkaldırı ilanıyla birlikte eşzamanlı olarak Sur, Cizre, Silopi'de mayınlar patlatılmaya başlandı ve topyekün bir mücadele başlatıldı. Emniyet birilerimizin hem genelkurmayın yüksek motivasyonla bu mücadelede kararlılıkla yol aldığını biliyoruz. PKK terör örgütüne ayrılıkçı birtakım fikirlere destek vermeyen Kürt kardeşlerimize teşekkür ediyorum. Aynı zamanda emniyet birimlerimiz, silahlı kuvvetlerinedir bir teşekkürümüz de. En kısa zamanda terör örgütü Türkiye'de faaliyet gösteremeyecek hale gelecektir. Doğu ve Güneydoğu'da var olan sorunların çözülmesi için esas muhatap milletin kendisidir. Biz, önce terörü bitirip arkasından maddi ve manevi olarak ihya ve inşa programımızı uygulayacağız. Bu kapsamlı ,uzun sürecek olan mücadeledir" dedi.

Kurtulmuş, "Bir çift söz de HDP'ye söylemek durumundayız. HDP yaklaşık 5 milyon oy almış bir siyasi parti. Keşke HDP başından itibaren bizim tavsiyelerimize kulak vermiş, terörle arasına mesafe koyabilmiş olsaydı. HDP'nin önce siyasi parti sorumluluğuyla dilini gözden geçirmesi, terör örgülerine dur demesi gerekir ki kendisine oy vermiş olan halkın da çıkarlarını koruyabilsin" diye konuştu.

"TÜRKİYE'NİN BÜTÜN ARŞİVLERİ AÇIKTIR"

Bir gazetecinin, 1915 olaylarına ilişkin sorusu üzerine Kurtulmuş, "Herkes eğri otursun doğru konuşsun. Amerikalılar, Almanlar 1915 olaylarının açığa çıkarılmasını çok mu istiyorlar? Hayır değil. Türkiye'nin bütün arşivleri açıktır. Kimin elinde ne bilgi, belge varsa buyursun ortaya koysun.Kim bilimsel olarak 1915'te ne olduğunu anlamak istiyorsa buyursun bütün arşivler ortadadır. Bir kere daha açıkça söyleyeyim, yüz sene evvel ki hasta adam yok. Birileri bundan rahatsız oluyor. Türkiye, 1915 olayları yüzünden haddi bildirilecek bir ülke değil. Orada yaşayanlara, Türkiye kökenli vatandaşlarımıza yapılanlara gelince, oradaki vatandaşlarımızı her platformda koruyacağız. Türkiye, dikkatle konuyu takip etmektedir. Vatandaşlarımıza, sokaklara çıkan, demokratik bir şekilde tepkilerini ortaya koyan vatandaşlarımıza teşekkür ediyorum. Bizim yurttaşlarımızın kahir ekseninin büyük çoğunluğu böyle bir yanlışa düşmeyecektir" dedi.

Vize Serbestisi ve Geri Kabul Anlaşması meselesinin birbiriyle ilişkili olduğunu anlatan Kurtulmuş, başından beri verilmiş çok sözün olduğunu, Türkiye olarak 15 Mart'tan bu yana ciddi bir sürecin yürütüldüğünü ifade etti. Türkiye olarak, Geri Kabul ve vize serbestisi konusunda samimi bir şekilde yerine getirilmesi gerekenlerin yerine getirildiğini belirten Kurtulmuş, Türkiye'nin bu süreci samimiyetle takip ettiğini, bundan sonraki esas sorumluluğun AB üzerinde olduğunu anlattı.

MİLLETVEKİLLİĞİ DOKUNULMAZLIĞININ KALDIRILMASI

"Bütün milletvekilleri ile ilgili dosyalar mahkemeye gidecek" diyen Kurtulmuş, "Biz, başka ülkedeki mahkeme kararına ne kadar saygılı davranıyorsak, olası mahkeme kararı üzerinde de saygılı davranmak durumundadırlar. Size vize serbestisi vermiyoruz diye mazeret üretmek olarak yorumlamak gerekir. Biz, söz verilen konuların hepsini yapmaya gayret ediyoruz ama vize serbestisi olmadı diye Türkiye'de kıyamet kopmaz" dedi.

"YÜRÜTMENİN DAHA ETKİN HALE GETİRİLMESİ İÇİN BAŞKANLIK SİSTEMİ'NİN DAHA DOĞRU OLDUĞU KANAATİNDEYİZ"

Başkanlık Sistemi tartışmalarına değinen Kurtulmuş, "Biz AK Parti olarak kendi içimizde de bunu tartıyoruz. Türkiye'ye yeni bir anayasa ihtiyacı şarttır. Zaten parlamentodaki partilerin tamamı, 1982 anayasasıyla gidilemeyeceğini defahatlerce ifade etmişlerdir. Türkiye'de demokratik , sivil yeni bir anayasaya ihtiyacı var. Bu anayasanın sivil bir iradeyle yapılmasına ihtiyacı var. Ondan sonrası ise partilerin anayasa ile ilgili yapacağı çalışmalarla ilgili. Biz, burada yürütmenin daha etkin hale getirilmesi için Başkanlık Sistemi'nin daha doğru olduğu kanaatindeyiz. Türkiye'nin ihtiyaçları neyse, bunları tekrar gözden geçirelim. Mümkün olduğu en yüksek konsensusla bunu ortaya koyarız" dedi.

Kurtulmuş, "Biz, Haziran başında vize muafiyetini alacağımızı ümit ediyor, o amaçla çalışıyorduk. Vize muafiyetinin sağlanmamış olması, Türkiye için son değildir. Biz, kendi yolumuza devam ederiz" dedi.

BAŞKANLIK SİSTEMİ KONUSUNA CHP'DEN GELEN ELEŞTİRİLER

Başkanlık Sistemi konusunda CHP'den gelen tepkilere dikkati çeken Kurtulmuş "Zannediyorum ki CHP saçını başını yoluyor. Partinin de içinde olduğu bir zihniyetten bahsediyorum. Millette organik bağı olmayan hiçkimse bu ülkede Cumhurbaşkanı olamaz. Büyük değerler kimi ortaya çıkaracaksa o Cumhurbaşkanı olacak. Parlamentoda tartışılır karar verilir, verilemezse millete gidilir, sonuç neyse biz kabul edilir. Bunun için herkes eteklerindeki taşları dökecek. TBMM karar veremiyorum diyorsa da kararın esas sahibi millettir. Ümit ediyoruz ki referanduma kalmaz, Başkanlık Sistemi'ni içeren anayasa değişikliği Meclis'ten geçmiş olur" şeklinde konuştu.

Kurtulmuş, "AK Parti'nin çalıştığı anayasa modelleri, başkanlık modellerinin hiçbirisinde eyalet sistemi yoktur, federal bir sistem yoktur" dedi.