Başbakan Yardımcısı Akdağ, TBMM'de basın toplantısı düzenleyerek, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na cevap verdi. Kılıçdaroğlu'nun Türkiye'yi suni bir gündemle meşgul ettiğini vurgulayan Akdağ, iddialarının fos çıktığını kaydederek, "Türkiye'de ciddi bir muhalefet boşluğu olduğunu gösteriyor. Bu bizi üzüyor. Demokrasiler sadece iktidar partileri ile değil, muhalefet partileri ile olgunlaşırlar, gelişirler. Gelin görün ki kasım kasım kasılarak, 'Ben eski Maliyeciyim', nasıl götürülürden başka bir şey bilmeyen Sayın Kılıçdaroğlu Türk siyasetine yazık ediyor. Aslında Türk siyasetine yazık etmesi mümkün değil, kendisine yazık ediyor, kendi partisine zarar veriyor" ifadelerini kullandı.
"30 MİLYAR 285 MİLYON 573 BİN DOLAR HARCAMA YAPILDIĞINI ÖNGÖRÜYORUZ"
Akdağ, 30 milyar doların sektörel bazda maliyet analizini yaparak, "Türkiye'de 2011'den beri misafir olan geçici barınma statüsündeki Suriyelilerin yıl kişi hesabıyla 12 milyon kişiye tekabül ettiğini söyleyebiliriz. Yani şu anda 3 milyon 300 bin kişi var. Geriye doğru 2011'e giderseniz, bir yıl yaşadıklarını düşünürseniz, 12 milyon kişi. Bunu da 30 milyara bölerseniz, ayda 800 lira gibi, 200 dolar gibi bir hesap çıkar. Bu bir kişinin yiyip içmesi, barınması gibi bir maliyet değildir. Bu kişinin bütün kamu hizmetlerinden de aldığı hizmetin bedeli bunun içerisindedir. AFAD'ın yaptığı harcamalar 2011'den itibaren yaptığı harcamalar 5 milyar 586 milyon 594 bin lira. Güvenlik ve kamu düzeni hizmetleri 9 milyar 228 milyon 707 bin lira, sağlık hizmetleri için harcanan 16 milyar 30 milyon 111 bin lira, eğitim hizmetleri için harcanan 15 milyar 489 milyon 968 bin lira, belediyecilik hizmetleri için 17 milyar 527 milyon 481 bin lira, Fırat Kalkanı bölgesinde harcanan bir milyar 630 milyon 457 bin lira. Çeşitli vakıflar, dernekler, Türk Kızılayı tarafından harcanan 2 milyar 58 milyon 122 bin lira, belediyeler tarafından kampanyalarla 3132 milyon 92 bin lira, Göç İdaresi Genel Müdürlüğü giderleri 780 milyon 807 bin lira, kamplarımızdaki amortisman maliyeti bir milyar 505 milyon 386 bin, diğer sivil toplum kuruluşlarının kayıtlı proje bazlı yardımları 8652 milyon 600 bin lira, vatandaşımızın yardım olarak dağıttığını düşündüğümüz 11 milyar 649 milyon 434 bin lira. Toplam maliyet 84 milyar 880 milyon 541 bin lira. Bu miktarı döviz kuruyla dönüştürürse yanlış hesap yapmış olur. Bu bahsettiğimiz rakamların, her yıl harcanan miktarların dövize çevrilmesiyle 30 milyar 285 milyon 573 bin dolar harcama yapıldığını öngörüyoruz. Bu harcanan paranın, kamplar için harcanan arsaların fırsat maliyetlerini de düşünürsek, 34 milyar 692 milyon dolara kadar çıkıyor" şeklinde konuştu.
"KENDİSİNE SAYIN DEVLET BAHÇELİ'Yİ ÖRNEK ALMALIDIR"
Akdağ şunları kaydetti:
"Sayın Kılıçdaroğlu'nun sıkıntısı nedir? Sayın Kılıçdaroğlu kimin adına konuşmaktadır? Kılıçdaroğlu kimin taşeronluğunu yapmaktadır? Gerçekten merak ediyorum. Sayın Kılıçdaroğlu hesap uzmanı olduğunu bir kenara bıraksın da, Sosyal Sigortalar Kurumu (SSK) Genel Müdürü olduğu zaman SSK'yı ne hale getirdiğini milletin gözü önünden kaçırsın. Ben Sağlık Bakanı olduğum zaman, kurumun nasıl büyük bir felaket içinde olduğunu görmüştüm. Bakın bugün Sayın Kılıçdaroğlu döneminde başlayan küçük bir kulübe gibi başlayan, ancak keşif artışlarıyla koskoca bir hastaneye dönüşen binalar var. Bunu o günkü SSK'nın mevzuatına bağlamışlar. Daha sonraki bütün soruşturmalardan da Rahşan affı denen af sayesinde yırtmışlar. Dolayısıyla Sayın Kılıçdaroğlu 'eski maliyeciyim. Malı nasıl götürürüm. Ben çok iyi bilirim' önce kendisine dönüp aynaya bakıp, kendisinin Genel Müdürlük yaptığı dönem için sormalıdır. Tertemiz bir Cumhurbaşkanı'nı, milletin göz bebeği olan bir Cumhurbaşkanı'nı şahsında Türkiye'ye yöneltilen tehditler karşısında Sayın Kılıçdaroğlu, en azından kendisine Sayın Devlet Bahçeli'yi örnek almalıdır. Gerek Amerika'daki dava, gerek Suriye'deki hadiseler bir araya gelmemizi, omuz omuza vermemizi, kol kola girmemizi gerektiriyorken, ana muhalefet partisi Genel Başkanı'nın tutumu çok çirkindir."
Akdağ, Kılıçdaroğlu'nun bir haber kanalına ilişkin sözlerine yönelik ise özür dilemesi gerektiğini ifade etti.