"Gerçekten inanamadım okuduklarım karşısında" diyen Yılman, "Efendim, en son Ağustos 2019'da avukat ile görüşen Öcalan kamuoyuna çok net bir mesaj vermiş ve 'Bir haftada çatışma durumu ihtimalini ortadan kaldırırım' demiş. Neden bu şans değerlendirilmiyormuş. Neden daha önce tecrübe edilmiş aslında önemli gelişmeler yaratmış yöntem rafa kaldırılıyormuş. Hani bu yürüyüş Gemlik'e doğru değil de, Edirne'ye doğru yapılmış olsaydı ve o özgürlük sloganları da Öcalan için değil, Selahattin Demirtaş için atılmış olsaydı diyecek hiçbir şey bulamazdım. Hatta itiraz edenlere de karşı çıkardım. Çünkü HDP'nin genel başkanı iken tutuklanıp da cezaevine konulan Öcalan değil, Demirtaş!" ifadesini kullandı.
Yılman, yazısında şu ifadeleri kullandı:
"Elbetteki parti üyeleri, o partiye oy verenler demokratik olarak tepkilerini dile getirme hakkına sahipler. Ancak belli ki, Selahattin Demirtaş filan adamların umurunda bile değil.
En güvercinlerinden diye bildiğimiz Mithat Sancar dahi hâlâ Kandil'in direktifleriyle hareket ediyor ve siyasetlerine Öcalan'ın yön vereceğine inanıyor filan. Vallahi acıdım Demirtaş'a… Sadece ona değil tabii. Bu partiden hâlâ medet uman Kürtlere de…
Çünkü anlaşılan o ki, HDP'nin sivil demokratik bir siyasi hareket olması da, Kürtlerin sivil ve yasal haklarının temsilcisi olması da mümkün değil artık.. Açıkça bir gönüllü kölelik hali, akıl tutulması yaşıyor HDP yönetimi. Ve bir türlü Öcalan ve halk düşmanı eli kanlı savaş ağalarının vesayetinden kurtulamıyor! Yazık! Çok yazık!"