İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Gölbaşı Vilayetler Evi'nde gerçekleştirilen Göç İdaresi Genel Müdürlüğü İstişare Toplantısı'nda 81 ilin Göç İdaresi müdürlerine seslendi. Bakan Soylu, "Biz dünyanın en zengin ülkesinin vatandaşları elbette değiliz ama biz bugün onlarca göçmenin sorumluluğunu alacak kadar yürekli, dünyanın gelişmiş ülkelerinin cebinde akrep varken, bu meseleye 25 milyar doların üzerinde para harcayacak kadar güçlü ve tek beklentisi insanlık olan, tek beklentisi Allah rızası olan, tek beklentisi medeniyetimizin bize bıraktığı emanete sahip çıkmak olan, coğrafyamızda yaşanan haksızlıklara 'dur' demek olacak kadar tok bir milletin evlatlarıyız" diye konuştu.
"AVRUPA'NIN DAVRANIŞLARINA AKLIM ERMİYOR"
Avrupa Birliği ülkelerinin göçmenler konusundaki tavrını eleştiren Soylu, "Bugün Batı medeniyeti göç düşüncesinde hiç de iyi bir sınav vermemiştir. Kampların ne halde olduğunu biliyoruz. Onlara nasıl baktıklarını, öcü gibi davrandıklarını ve kelle hesabı yaptıklarını biliyoruz. 80 milyonluk nüfusuyla bu meseleye gönlünü koyan, elini koyan, birikmişini koyan Türkiye'ye karşılık 500 milyonluk nüfusuyla Avrupa Birliği maalesef söylediklerini yerine getirebilmekten acizdir. Türkiye günlük ortalama 8 bin kişi olan düzensiz göçmen geçişlerini 18 Mart mutabakatı ve geri kabul anlaşmasıyla beraber günlük 46 kişiye düşürmüştür. Hepimizin aklı bir takım şeylere yeter ama benim Avrupa'nın davranışlarına ve bu meseleye yaklaşma biçimlerine aklım yetmiyor. Günde 9 bin 800'e kadar düzensiz göçün geçişi bizim sınırlarımızdan Avrupa ülkelerine yükseldi. Türkiye her zamanki büyük devlet olma ve sorumluluğunu yerine getirebilme aklını ortaya koydu. Dikkat edin günde 10 bin ortalama geçişin olduğunu düşündüğünüz zaman, 365 günde bu geçişin aslında bütün Avrupa'daki siyasetçileri yerinden edebileceğini, devlet büyüklerini yerinden edeceğini hepimiz anlıyoruz. 3 ay dayanamadılar. Türkiye insanlık adına büyük bir meseleyi yerine getirmektedir ve sahip çıkmaktadır" dedi.
"TÜRKİYE'YE MUHTAÇLAR"
Avrupalı ülkelerin göç konusuna önem vermediğine ve öneride de bulunmadığına vurgu yapan Bakan Soylu, "Engelleyemeyecekleri ve teslim olacakları tek mesele bu yüzyılda göç meselesidir. Ödleri patlıyor, korkuyorlar ve bu konuda Türkiye'ye hiçbir yüzyılda olmadığı kadar muhtaçlar. Biz bütün bunlara nazaran bu konudaki sorumluluklarımızı yerine getiren bir anlayışı ortaya koymaya çalışıyoruz. Onların sorumsuz siyasetçilerine bakmıyoruz, onların sorumsuzluk içeren açıklamalarına bakmıyoruz; İslam düşmanlığı, Türk düşmanlığı içeren açıklamalarına bakmadan elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz. Bugün Türkiye'de yaklaşık 3 milyon 69 bin 963 Suriyeli var. 207 bin Iraklı var. Yaklaşık 133 bin Afganlı var. Yaklaşık 4 milyon göçmen bulunmaktadır. Bunu bir taraftan medeniyetimizin ve insanlığımızın bize vermiş olduğu anlayışla, bir taraftan devlet olma aklıyla, gerek kamu düzeni, kamu güvenliğinin korunması aklıyla bu teşkilatlarımızla topyekun yönetmeye çalışmaktayız" şeklinde konuştu.
"Uluslararası ilişkiler ve uluslararası diplomasi esas olarak her ülkenin kendi menfaatleri üzerine kuruludur" diyen Soylu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ancak hepimiz insanız ve bu dünyada birlikte yaşıyoruz. Hepimiz bir can taşıyoruz. Bunun getirdiği yükümlüklere kafamızı çevirip ıslık çalamayız. Türkiye 20. yüzyılın etiketi haline gelmiş olan terör ve özellikle göç konularında dünya ortalaması üzerinde bir tecrübeye ve birikime sahiptir. Ülkemizdeki kitlesel akımla gelen Suriyelilere sağlanan koruma uluslararası literatüre göre geçici korumalıktır."
"ATTIĞIMIZ ADIMLARDA BUGÜNE KADAR CİDDİ SONUÇLAR ALINMIŞTIR"
Suriyeli vatandaşlarla yaşanan gerginliğe ilişkin İçişleri Bakanlığından yapılan açıklamayı hatırlatan Soylu, "2014-2017 yılları arasında Suriyeliler'in karıştıkları olaylar yüzde 1.32'dir. Bu sayı bizim emniyet ve jandarma güvenlik istatistiklerine göre ortalama Türkiye istatistiklerine göre üç kat daha düşüktür. Ama bir taraftan meseleleri çarpıtmak, bir taraftan Türkiye bunu nasıl başarıyor, Türkiye bu kadar düzensiz göçü bir taraftan, düzenli göçü bir taraftan nasıl yönetebilme kabiliyetine sahip diye sorgu sual edenler, buna tahammül edemeyenler, her an bir taraftan Türkiye'nin içerisinde hangi neden olursa olsun bu insanlık içi olsun, insanlık dışı olsun karmaşıklık çıkarmak isteyenler; bir taraftan çarpıtmalar, bir taraftan fitneler, bir taraftan yanlış yönlendirmeler, bir takım sosyal medya olsun, görevlendirilmiş bazı kişiler olsun ortaya koymuş oldukları insanlığa yakışmayan davranışlarla meseleye ve sorumluluğa elini taşın altına değil, tam tersi bugün yanı başımızda bulunan Batı'nın bu konudaki başarısızlığını görmeden, Türkiye'yi ayakta alkışlaması gerekirken acaba nereden bir çapanoğlu çıkarırım diyenlere rağmen gerek kamu düzeninde, gerek kamu güvenliğinde, gerek attığımız adımlarda bugüne kadar ciddi sonuçlar alınmıştır. Şimdiden sonra çok daha önemli işler yapmak durumundayız" açıklamasında bulundu.