Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, "Kamışlı'da rejim güçleri, Rus askerleri ve PYD birlikte hareket ediyorlar" derken; Başbakan Yardımcısı Tuğrul Türkeş, "Kamışlı sınırında konuşlu Rus birlikleri NATO üyesi Türkiye'ye karşı tehdit olamaz" diye konuşması tartışma yarattı.
Ajanslarda yer alan habere göre; Suriye'nin Kamışlı bölgesinde Rus askerlerinin yığınak yaptığı iddiaları TBMM Genel Kurulu'nda da gündeme geldi. CHP Grup Başkanvekili Engin Altay'ın bu konuda hükümetten bilgi istemesi üzerine kürsüye Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı çıktı.
AVCI, DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI'NDAN ALDIĞI BİLGİYİ PAYLAŞTI
Kamışlı ile ilgili sorulan soruya Dışişleri Bakanlığı'ndan aldığı bilgiyle cevap vermek istediğini ifade eden Avcı, şunları kaydetti:
"Suriye'de rejim güçlerinin kontrolünde olan yerleşim yerlerinde, bölgelerde rejim güçleriyle Rusların birlikte hareket ettikleri doğru. Kamışlı'da da rejim güçleriyle birlikte belli bir Rus askeri varlığının söz konusu olduğu doğru. Kamışlı'da rejim güçleri, Rus askerleri ve PYD birlikte hareket ediyorlar."
HDP: TÜRKİYE PYD'YLE, KÜRTLERLE İLGİLİ DÜŞMAN ALGISI YARATMAMALI
Hükümetin bu açıklamasını değerlendiren muhalefet parti temsilcileri ise Meclis'e daha geniş bilgi verilmemesini eleştirdi.
HDP Grup Başkanvekili İdris Baluken, şu anda dünya ülkelerinden hiçbirinin PYD'yi terör örgütü olarak görmediğini ifade ederek, PYD'nin bugüne kadar Türkiye'ye karşı tek bir düşmanca eylem ya da tutum içerisinde olmadığını söyledi.
Baluken, Türkiye'nin PYD'yle ilgili, Kürtlerle ilgili bir düşman algısı yaratmak yerine, Cenevre görüşmelerinde, Demokratik Suriye Güçleri ve PYD başta olmak üzere, muhatapları doğru tanımlayarak barışçıl diplomatik çabalara destek vermesi gerektiğini ifade etti.
CHP: TÜRKİYE'NİN İTİBARSIZLAŞTIĞININ AÇIK GÖSTERGESİ
CHP'li Engin Altay ise Bakan Avcı'nın açıklamalarını 'itiraf' olarak niteleyerek, "Belli ki Rusya bölgeye yerleşiyor. Hem havadan hem karadan Rusya, güney sınırımızda, 900 kilometrelik sınırımızda çok sorunlu bir bölgede inisiyatif alıyor. Şimdi, işin özü şudur: Şam'da namaz kılacakken Suriye sınırına kılıç mesafesi yanaşamayacak hâle geldi Türkiye. Bu, hükümetin ayıbıdır; bu, hükümetin bu politikaları neticesinde dış politikada ve bölgede Türkiye'nin itibarsızlaştığının açık bir göstergesidir" diye konuştu.
TÜRKEŞ: KORSAN BİLDİRİLERLE KONUŞULAMAZ
Muhalefetin bu sözlerine yanıt ise Başbakan Yardımcısı Tuğrul Türkeş'ten geldi.
Türkeş, gündemde siyasi parti grupları arasında bir mutabakat olmamasına rağmen, piyasadaki adıyla "korsan bildirilerle" Türkiye'nin dış politikası ve güvenlik konularının Genel Kurul'da konuşulamayacağını bildirdi. Birçok partinin yetkilisinin Kamışlı sınırındaki Rus birlikleriyle ilgili soru sorduğunu ve Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı'nın bilgi arz ettiğini, sonra da "itiraf etti" denildiğini dile getiren Türkeş, "Muhalefetteki grup başkanvekilleri, milletvekilleri Suriye'de yaşıyor gibi yetkin bilgiler veriyor. Mesela Sayın Baluken PYD adına resmi açıklama yapıyor, bunu 'itiraf etti' diye mi algılamalıyız?" diye sordu.
'SURİYE PROBLEMLİ AMA EGEMEN BİR ÜLKE'
Türkeş, şöyle devam etti: "Suriye, uluslararası kurallara göre problemli ama hâlâ egemen bir ülkedir ve Suriye rejiminin dışında o bölgede bulunanların hepsi farklı gruplardır. Terör gruplarının size yakın olanı iyi, öbür tarafa yakın olanı kötü olamaz. Terörist, teröristtir. Yani benim teröristim öbür teröristle kavga ediyor, onun için benim teröristim iyi… Bu algıyı, TBMM'de bu çatının altında ifade etmemek lazım.
'NATO ÜYESİ OLAN TÜRKİYE'YE KARŞI TEHDİT OLAMAZ'
Şimdi, Rus birliklerinin Suriye'de konuşlanması, yani Kamışlı'da Türkiye hududuna yakın bir yerde konuşlanması ve bunu da bazı kıymetli arkadaşlar bir tehdit midir, yani Türkiye'ye karşı bir hazırlık mıdır diye… Ben, sadece, Genel Kurul'a bilgi arz ederken Türkiye'nin bir NATO ülkesi olduğunu ve Kamışlı'da miktarı ne olursa olsun —Suriye'de zaten Rusya Federasyonu'nun yaptıklarını biliyoruz- oradaki birliklerin NATO üyesi olan Türkiye'ye karşı bir tehdit olamayacağını saygıyla arz ediyorum."
'GÖZ YUMMAK BATAKLIĞIN TEMEL NEDENİ'
Başbakan Yardımcısı Türkeş'in kendilerine sataştığı gerekçesiyle söz alan CHP'li Engin Altay, muhalefetin konuşmalarını 'korsan bildiri' olarak nitelemenin en hafif ifade ile ayıp olduğunu söyledi.
HDP'li İdris Baluken de, kimsenin adına konuşmadıklarını PYD'nin de böyle bir şeye ihtiyacı olmadığını söyledi. HDP'li Osman Baydemir ise "Ölümü değil, yaşamı savunuyoruz" döviziyle çıktığı kürsüde, hükümetin Suriye politikasını eleştirdi.
Baydemir, "Kürtler orada statü sahibi olmasın diye, El Nusra IŞİD gibi organizasyonlara göz yummak, buradaki bataklığın temel nedenlerinden birisidir. Esed'i 'halkına zulüm yapıyor' diye eleştiriyordunuz. Bugün Esed'i eleştirdiğiniz her şey bu coğrafyada gerçekleşiyor. Türkiye, adım adım Suriyelileşiyor" dedi.
'BÜTÜN GAZETELERİN MANŞETLERİNDE YER ALMALI'
MHP'li Ümit Özdağ da Başbakan Yardımcısı Türkeş'in "Suriye egemen bir devlettir" dediğini anımsatarak, şöyle konuştu:
"Suriye'nin egemen bir devlet olduğunu hükümetin temsilcisi çok net bir şekilde açıkladı. Bence yarın bütün gazetelerin manşetlerinde yer alması gereken husus budur. Bakan, teröristin terörist olduğunu da ifade etti. Buna yüzde yüz katılıyoruz. O zaman, neden hükümet geçmişte bazı terör örgütleriyle —buna PYD de dahil- görüştü? Türkiye'nin terörist olarak kabul edilen bazı örgütlerle ilişkisi olduğuna, hatta desteklediğine dair iddialar var. Bunların muhakkak cevaplanması lazım."
Özdağ, Tuğrul Türkeş'in, daha önce MHP'de siyaset yaptığını kastederek, "Sayın Bakan muhalefette iken, 'Suriye'nin içindekileri Hükümetten daha iyi görüyoruz, daha iyi biliyoruz' diyordu. Bu, oturduğunuz yerdeki perspektife bağlı. Alparslan Türkeş'in perspektifinden bakınca daha iyi görülüyor, Recep Tayyip Erdoğan'ın perspektifinden görülmüyor ne yazık ki" dedi.