'TSK'da yüzde 40 oranında Cemaatçi var'
Eko Politik kurucusu Tarık Çelenk, TSK içindeki Cemaat yapılanmasının yüzde 35-40 civarında olduğunu öne sürdü...

Oluşturma Tarihi: 2016-07-22 02:06:50

Güncelleme Tarihi: 2016-07-22 02:06:50

15 Temmuz akşamı yaşanan darbe girişimi sonrası ülkede yer yerinden oynadı. Yaşanan gelişmeler 3 ay sürecek OHAL'in başlangıcı oldu. Yaşanan sıcak gündemi değerlendiren Eko Politik kurucusu Tarık Çelenk, Cemaat'in hem TSK'da hem de bürokratik noktalardaki kadrolaşmaya dikkat çekti.

Darbecilere yönelik soruşturma ve kamu kurumlarında geniş ölçekli tasfiye sürerken Meclis üç ay süreli olağanüstü hal ilanını öngören Bakanlar Kurulu kararını kabul etti. TSK, emniyet, kamu gibi alanlarda pek çok kadro boşaltıldı. Şimdi, o kadroların nasıl dolacağı da gündemde.

RS FM'de Yavuz Oğhan'ın hazırlayıp sunduğu 'Bidebunudinle'de konuşan Eko Politik kurucusu Tarık Çelenk, durumu devlet  ve sistem krizi olarak yorumladı. 

Devletin liyakata göre değil, siyasete göre adam seçtiğini söyleyen Çelenk, "Tartışmasız devlet ya da sistem krizi içindeyiz. Devlet mekanizmalarının çalışmasına ihtiyaç var. Özellikle devletin kritik bürokrat kadrosunu istihdam ederken ‘Güvenebileceğim benim siyasetime yakın insanlarla çalışacağım' derseniz tasfiye sürecinde yerine koyacak başka cemaat bulamazsınız.  Kadrolaşma her dönem vardı. Ehliyet esaslı değil, güven esaslı çalışma istiyorlar. Güven esaslı çalışma şekli Ortadoğu'ya has bir şeydir. Arkadan hançerlenmeyi de beraberinde getirir. Nitekim en çok hançerlenen de son 12 yıldır iktidarda olan AKP'dir. Asıl sorun gerek TSK'daki gerekse kamudaki güven boşluğunu bir grup üzerinden dengelemeye çalışmaktır" diye konuştu.


​Bu koatik günlerde gerek hükümetin, gerekse muhalefetin tavrı dikkat çekti. 4 parti belki de aylar sonra ilk kez ortak tavır aldı. Birlik beraberlik ve demokrasi mesajları verildi. Tarık Çelenk, Ankara'nın süreci yönetmedeki tavrına ilişkin, "Binali Bey'in pozitif çıkışları vardı. Sayın Abdullah Gül de bu anlamda katalizör olarak devreye girdi. Sayın Cumhurbaşkanı'ın da konuşmaları yapıcı ve sürece destek vericiydi” dedi.

'OHAL'İN İLANI ERKEN SEÇİMİN DE GÖSTERGESİ'

Böylesi bir krizin çözümü için toplumsal uzlaşıyı işaret eden Çelenk, Cemaatin bu kadar büyümesi ve devletin zirvesine kadar sızmasına yönelik hükumetin özeleştiri yapıp yapmadığına da değindi. OHAL'in ilanı, beklenen erken seçimin gerçekleşeceğinin de göstergesi olduğunu ifade eden Çelenk şöyle devam etti: 

"Yetkililerin kötü yönetmekten dolayı değil de onlara karşı iyi niyetli davrandık, istismar edildik noktasında özeleştirileri var. Ancak bundan sonra daha acımasız olacağım istismar edemeyecekler düşüncesi de doğru değil. Orta ve alt seviyedeki bürokraside tamamen liyakata dayalı sistemi yaygınlaştırmak lazım."

'AYIKLAMALAR YAPARKEN DİKKATLİ OLUNMALI'

TSK'daki Cemaat yapılanmasına ilişkin de bilgi veren Çelenk, "1999 yılının başında ordudan istifa ettim. O dönemde gördüğüm kadarıyla askeri liselerde çok yoğundular.  Bir sistemin dinamik unsurunu ele geçiren yapı yüzde 10 bile olsa sistemi geriletir. Bana sorarsanız  sayıları yüzde 35 ile 40 arasında gezer. Ama bu, herkes iktidarcı ya da cani demek değildir. Bu kadar acımasız olmamak lazım. Ayıklamalar yaparken dikkatli davranmak lazım" şeklinde konuştu. 

Darbe gecesi yaşananlar ise hafızalara kazındı. Genelkurmay Başkanı kaçırıldı, Meclis ve MİT binaları bombalandı, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın helikopteri taciz ateşine tutuldu. Darbecilere yönelik soruşturma sürerken tutuklanan generallerin ifadeleri de teker teker basına yansıdı. Kimileri kandırıldığını, kimileri de darbe yapmak istediğini itiraf etti. Kamuoyundaki temel soru da bir generalin bu kanlı saldırıları nasıl yaptığı oldu.

'GERÇEKLİKTEN UZAK KALMALARI BİZİM DE SORUNUMUZ'

Tarık Çelenk bunun temel bir soru olduğunu ve iyice tartışılması gerektiğini söyledi: "14 yaşındaki bir çocuğun askeri liseye geldiğinden tümgeneralliğe çıkana kadar gerçeklikten uzak bir hayatta kalması bizim de sorunumuz. Buna nasıl izin veriyoruz, bu kadar fantastik ölümü nasıl göze alabiliyor sorgulanmalı. Bu teröristler için selefiler radikaller dendi. Ama burada hiç bir radikallik yok. En çok diyalog yanlısı, en çok sekülerizme yatkın cemaat Gülen Cemaati'dir. Ama bakın ideallerle fantazi dünyasına hızla girince çok daha cani olarak karşımıza çıkıyorlar."