Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, dünyadaki çatışmaların yüzde 60'ının Müslüman ülkelerde olduğuna işaret ederek, bu çatışmaların Müslüman ülkelerin sosyal enerjisini ve doğal kaynaklarını tükettiğini belirtti.
İslam Ülkeleri İstatistik, Ekonomik ve Sosyal Araştırma ve Eğitim Merkezi (SESRIC) tarafından düzenlenen "Çalkantılı Dünyada Barış ve Güvenliği Başarmak" konulu panelde konuşan Kalın, küresel ölçekte kaos ve belirsizliğin yaşandığı bir dönemden geçildiğini vurgulayarak, sadece Müslüman ülkeler arasında değil, Batı, Avrupa ve Latin Amerika gibi birçok bölgede artan bir güvensizliğin ve geleceğe dair belirsizliğin olduğunu söyledi.
Artan güvensizliğin, popülist hareketlerin oluşması sonucunu beraberinde getirdiğini kaydeden Kalın, son yıllarda endişeye yol açan aşırı sağın, birçok Avrupa ülkesinde ana akım politikayı kontrol altına almaya başladığına işaret etti.
Kalın, halihazırda küresel düzenin, adalet üretmediğine ve zenginliğin adil paylaşımı konusunda başarısız olduğuna dikkati çekerek, dünyanın gittikçe zenginleştiğini fakat fakirlerin daha da fakirleştiğini belirtti.
Bu durumun, sosyal problemleri ortaya çıkardığına işaret eden Kalın, "Adalet olmadan barış olmaz. Adalet olmadan sürdürülebilir barış ve hakkaniyet olmaz. Filistin meselesi, Myanmar'daki Arakanlı Müslümanlar ya da Afrika'daki fakirlik gibi neden bahsederseniz bahsedin." ifadesini kullandı.
"MÜSLÜMAN ÜLKELER, SİYASİ VEKALET SAVAŞLARI İÇİN OYUN ALANI OLUYOR"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, Birleşmiş Milletler (BM) ve Avrupa Birliği (AB) başta olmak üzere birçok platformda dile getirdiği "Dünya 5'ten büyüktür" sözünün önemine değinen Kalın, bu ifadenin sadece BM Güvenlik Konseyi'nin yapısına ilişkin bir eleştiri olmadığını, ayrıca küresel düzendeki adaletsizliklere dikkati çektiğini kaydetti.
"Dünyadaki çatışmaların yüzde 60'ı Müslüman ülkelerde oluyor. Bu, hepimiz için zor bir ders olmalı." diyen Kalın, Müslümanların karşı karşıya kaldığı sorunların üstesinden gelebilmesi için siyasi liderlik ve birliğe ihtiyaç olduğunu söyledi.
Kalın, çatışmaların Müslüman ülkelerin sosyal enerjisini ve doğal kaynaklarını tükettiğinin altını çizerek, "Müslüman ülkelerin birçoğu, siyasi vekalet savaşları için oyun alanı oluyor." değerlendirmesinde bulundu.
Müslüman ülkelerin, en genç nüfusa ve doğal kaynaklara sahip olduğuna dikkati çeken Kalın, bu ülkelerin, insanların düşündüğü gibi fakir olmadığını belirtti.
Kalın, "İslam, barış ve tolerans dini. İslam, daima barış ve küresel adaletin yanında yer alıyor." ifadesini kullandı.
"MÜSLÜMAN ÜLKELER BİR ARAYA GELMELİ"
Türkiye'nin, dünyanın en zengin ülkesi olmamasına rağmen, en fazla mülteciye ev sahipliği yaptığını hatırlatan Kalın, "Biz, Suriyeli sığınmacılara ev sahipliği yapıyoruz ve yapmaya da devam edeceğiz. Fakat, açıkçası bu kesin sonuç değil. Tüm dünya bir araya gelmeli ama daha önemlisi Müslüman ülkeler bir araya gelmeli, ama neredeler?" sorusunu yöneltti.
Kalın, siyasi oyuncuların büyük çoğunluğunun, Suriye'deki çatışmaya çözüm bulmak ya da Suriyelilere yardım etmek yerine kısa süreli çıkarlarına odaklandığını vurguladı.
"SOMALİ'DE GİZLİ AJANDAMIZ YOK"
Konuşmasında, Somali'deki duruma ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Kalın, Türkiye'nin 4-5 yıldan bu yana Somali için kültürel, siyasi ve ekonomik açıdan elinden geleni yapmaya çalıştığını belirtti. Somali halkıyla da oldukça güzel bir bağlantı kurulduğunu dile getiren Kalın, "Somali'yi tekrar inşa edebiliriz. Bu, bizim çabamız." dedi.
Kalın, bazı ülkelerin, Türkiye'nin Somali'deki faaliyetlerinin altını oyma niyeti taşıdığına işaret ederek, "Bizim, Somali'de hiçbir zaman gizli bir ajandamız olmadı. Bizim bu tarz bir yaklaşımımız yok. Yapabildiğimiz kadar Somali'ye ve Somali halkına yardım etmeye çalıştık." diye konuştu.
SESRIC Genel Direktörü Musa Kulaklıkaya da SESRIC'in araştırmalarının, İslam ülkelerinde barış ve güvenliğin başarılması konusu üzerine odaklandığını belirterek, İslam İşbirliği Teşkilatına (İİT) üye ülkelerin bölgesel ve uluslararası iş birliğiyle sorunların üstesinden gelebileceğini dile getirdi.