AK Parti Grup Başkanvekili Mahir Ünal, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin sözlerine çok sert tepki gösterdi. Zannediyorlar ki, Erdoğan'ın şahsında tecelli eden bu millet iradesine diz çöktürürsek, artık bunlar öğrenilmiş çaresizlik içerisinde diz çökerler, ifadesini kullanan Ünal, "Bugün 'Bilal'i ver, iktidarı al' diyen; yarın, 'Tayyip Erdoğan'ı ver, iktidarı al' der!" yorumunda bulundu.
AK Parti Grup Başkanvekili Mahir Ünal, AK Parti ve CHP arasındaki istikşafi görüşmelerin CHP kurmayları tarafından manipüle edildiğini ve partisinin görüşmelere başlama hedefinin seçim hükümeti kurulması olduğunu savunarak, "'Bize koalisyon teklif eden olmadı' diyorlar; manipülasyona bak. Koalisyon teklif edilmesi için bu yola çıkılmadı ki" dedi.
Kahramanmaraş'ta AK Parti'nin Ağustos ayı İl Danışma Meclisi'ne katılan Mahir Ünal, partisinin hükümet kurma sürecinde muhalefet partileriyle yaptıkları istikşafi görüşmeleri anlattı. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin koalisyon sürecindeki tutumunu da eleştiren Ünal, "Amaçları, AK Parti ile HDP'yi kabinede bir araya getirmek. Şimdi sorumluluktan kaçan adamlara siyasetçi diyebilir miyiz?" ifadelerini kullandı.
"BU ÜLKEDE ÖYLE BİR MEDYA VAR Kİ..."
MHP'nin iktidar olmak gibi bir hedefi olmadığını söyleyen Ünal, sözlerine şöyle devam etti:
"Sen hangi hakla yüzde 41 almış AK Parti ile ilgili bu şekilde konuşma hakkına sahipsin? Sen hangi hakla yüzde 52 oy almış Cumhurbaşkanı hakkında bu şekilde konuşuyorsun? 'Bilal'i ver, iktidarı al.' İktidar senin mi, iktidar dağıtıyorsun? Bugün 'Bilal'i ver, iktidarı al' diyen yarın şuna hazırlanıyor. 'Tayyip Erdoğan'ı ver, iktidarı al' diyecekler. Böyle bir şey yok kardeşlerim"
Siyahi insan hakları savunucu Malcom X'in 'Dünyadaki en büyük işletme medyadır. Medya suçsuzu suçlu, suçluyu suçsuz gösterir' sözünü alıntılayarak medyayı da eleştiren Mahir Ünal, "Malcolm X'in bir sözü vardır. Der ki; 'Dünyadaki en büyük işletme medyadır. Medya suçsuzu suçlu, suçluyu suçsuz gösterir.' O yüzdendir kardeşlerim zihninizi ve kalbinizi her an uyanık tutun. Bu ülkede öyle bir medya var ki bir anda akı kara, karayı ak yapıyor" yorumunda bulundu.
"KOALİSYON TEKLİF EDİLMESİ İÇİN BU YOLA ÇIKILMADI"
Ünal, koalisyon görüşmeleri konusundaki açıklamalarına şöyle devam etti:
"Detaylı bir şekilde bunları, içinde bütün süreçleri yaşamış bir kardeşiniz olarak buradan tekrar ediyorum. CHP'nin kurmayları, Grup Başkanvekilleri sürekli medyada konuşuyorlar. Neyi konuşuyorlar? 'AK Parti 13 yıldan beri Türkiye'yi çok kötü yönetmiştir. Biz bir restorasyon hükümeti, bir onarım hükümeti oluşturacağız' diyor. Siz '13 yıllık dış politikanızı yanlış yaptık' deyin, '13 yıllık çalışmalarınızı yanlış yaptınız' deyin gelin beraber bir onarım hükümeti kuralım. Neyi onaracaksınız?
"AK Parti'nin bütün dünyada başarı hikayesi olarak görülen ve kabul edilen 13 yıllık iktidarını bunlar ne yapacaklarmış, restore edeceklermiş. Bir onarım hükümeti kuracakmışız, bizden de bunu kabul etmemizi istiyorlar. Biz dedik ki; bu yaptığımız çalışmalar bize gösteriyor ki sizinle beraber bir reform hedefli erken seçim hükümeti kurabiliriz. Onlar da bize dediler ki '4 yıl süreli koalisyon kuralım.' Onlar bize, biz onlara bir teklifte bulunduk ve bu işin olmayacağı ortaya çıktı. Şimdi çıkıp da niye şunu söylüyorlar; 'Bize koalisyon teklif eden olmadı.' Manipülasyona bak. Koalisyon teklif edilmesi için bu yola çıkılmadı ki" diye konuştu.
"Amaçları, AK Parti ile HDP'yi kabinede bir araya getirmek. Şimdi sorumluluktan kaçan adamlara siyasetçi diyebilir miyiz? Hepiniz siyasetçisiniz. Siyaset, risk almak değil midir? Siyaset sorumluluk sahibi olmak değil midir? Şimdi bu sorumsuzlara biz nasıl siyasetçi diyeceğiz. Öncelikle sorumluluğunuzu alacaksınız. Ayrıca siyaset iktidar olmak için yapılır. Soruyorum size Milliyetçi Hareket Partisi'nin iktidar olmak gibi bir niyeti var mıdır? Peki o zaman soruyorum; bu siyaseti neden yapıyorlar? Ya da şöyle soralım; ne yapmak istiyorlar?
"Sayın Devlet Bahçeli emirler yağdırıyor; 'Milli Güvenlik Kurulu toplansın, sıkıyönetim ilan edilsin, terör olayları bıçak gibi kesilsin.' Ne kadar Ne kadar keyifli, ne kadar konforlu bir hayat. Kenarda bekleyeceksiniz talimat, emir vereceksiniz. O onu yapsın, bu bunu yapsın. Sana bu hakkı kim veriyor? Ya sen bu millete inanmıyorsun, ya da bu milleti temsil etmiyorsun. Bu millet sana yüzde 15 vermiş. Yüzde 15 kadar konuşursun, daha fazla konuşamazsın. Eğer söz de, karar da milletin diyorsan o halde yüzde 15 kadar konuşacaksın. Herkes milletin kendisine verdiği yetki kadar, temsili oranda konuşacaksın. Sen hangi hakla yüzde 41 almış AK Parti ile ilgili bu şekilde konuşma hakkına sahipsin? Sen hangi hakla yüzde 52 oy almış Cumhurbaşkanı hakkında bu şekilde konuşuyorsun? 'Bilal'i ver, iktidarı al.' İktidar senin mi, iktidar dağıtıyorsun? Bugün 'Bilal'i ver, iktidarı al' diyen yarın şuna hazırlanıyor. 'Tayyip Erdoğan'ı ver, iktidarı al' diyecekler. Böyle bir şey yok kardeşlerim. İktidar da milletindir, karar da milletindir. Kimse bu milletin aklıyla, irfanıyla, ferasetiyle alay etmeye kalkışmasın. Bu millete saygı duyduğunu söyleyeceksin. Bu milletin yüzde 52'sinin onayladığı Cumhurbaşkanı'na her türlü hakareti edeceksin.
"MHP, AK Parti'ye saldırıyor, Cumhurbaşkanı'na saldırıyor. CHP, AK Parti'ye saldırıyor, Cumhurbaşkanı'na saldırıyor. HDP, AK Parti'ye saldırıyor, Cumhurbaşkanı'na saldırıyor. PKK, IŞİD, bölgede çıkarları olan bütün başkentler, medya, hepsi aynı yere saldırıyor. Bu birbirine benzemeyen hepsi aynı yelpazede yer almış, ortak hedef olarak Erdoğan'ı 12'ye hedef koymuş bu adamların sizce amacı nedir? Her birinin birbirinden farklı ama ama noktada örtüşen bir amaçları var; Erdoğan'sız bir Türkiye. Çünkü Erdoğan'sız bir Türkiye yönetilebilir, hükmedilebilir ve diz çöktürülebilir bir Türkiye olacaktır. Bu millet çok umutlandı. Bu millet şairin şiirinde söylediği gibi; 'Duy ey baharı bağrında taşıyan çiçek, inanır olmuştum artık solmayacağına.' Biz baharı bağrında taşıyan çiçeklerimiz vardı ve her seferinde onların solmayacağına inandık. Menderes'i soldurdular. Umutlandık ama soldurdular. Turgut Özal'la umutlandık ama soldurdular. Erbakan'la umutlandık, soldurdular. ama bir defa daha çiçeğimizin, umudumuzun solmasına izin vermeyeceğiz. Bu milletin umudunun solmasına izin vermeyeceğiz. Çünkü zannediyorlar ki eğer Erdoğan'ın şahsında tecelli eden bu millet iradesine diz çöktürürsek, artık bunlar öğrenilmiş çaresizlik içerisinde diz çökerler diye düşünüyorlar."