Uzlaşma aranacak başlıklardan biri: Ekonomi
AK Parti'nin 13 yıllık iktidarında en başarılı olduğu konuların başında ekonomi geliyor, CHP ise seçim öncesi ekonomideki vaatleriyle iktidara oynadı.

Oluşturma Tarihi: 2015-07-22 16:13:18

Güncelleme Tarihi: 2015-07-22 16:13:18

Al Jazeera'den Didem Özel Tümer'in haberine göre; Seçim meydanlarında AK Parti ile CHP'yi karşı karşıya getiren temel başlıklardan biri ekonomiydi. AK Parti'nin 13 yıl boyunca tek başına iktidarda kalmasının en önemli nedenlerinden biri, önce Türkiye'yi 2000'li yılların kriz ortamından çıkarmak, sonra da ekonomide istikrarı yakalamak oldu. AK Parti'nin, meydanlara inmeden açıkladığı seçim beyannamesinin ekonomi bölümü daha öncekilerle benzerdi. Yapılanlar ve yapılacaklar sıralandı. Yapılacaklar arasında daha önceden açıklanmamış bir şey, çiftçi, emekli ya da düşük gelirli için bir ‘sürpriz' yoktu.

CHP ise ilk kez 7 Haziran seçimlerinde kampanyasının büyük bölümünü AK Parti'nin en güçlü olduğu alan üzerine yani ekonomi üzerine kurdu. Mazotun litresini 1.5 TL yapacağını söyleyerek çiftçiye, asgari ücreti bin 500 lira yapacağını söyleyerek düşük gelirliye, bayramlarda çift aylık vereceğini söyleyerek emekliye vaatte bulundu. Taşeronları kadroya alacağını, belli gelirin altındakilere ücretsiz elektrik verileceğini söyledi. Seslendiği kesimlerden alkış alan vaatler, AK Parti tarafından ise sert şekilde eleştirildi. Tartışma “Kaynak nerede?” sorusu etrafında döndü, sosyal medyada #kaynaknerede hashtagi bile açılarak CHP sorgulandı.

Seçim bildirgelerinden ekonomiye bakış

AK Parti seçim bildirgesinde ekonomide yapacaklarını “istikrarlı ve güçlü ekonomi”, CHP ise “istihdam yaratan, kapsayıcı ekonomi” başlığı altında topladı.

AK Parti;  Ödemeler Dengesi, Enflasyon ve Para Politikası, Mali Piyasalar ve Finansal Hizmetler, Mali Disiplin, Kayıt Dışılığın Azaltılması gibi bölümlerde daha çok bugüne kadar yaptıklarını ve çoğunu zaten önceden açıkladığı yapacaklarını sıraladı.

CHP ise; Refah Seviyesi Yüksek Bir Toplum, İstihdam Yaratan ve Yatırımları Kolaylaştıran Büyüme Modeli, İstihdama Yönelik Doğrudan Politikalar, Bilgi Ekonomisi Atılımı, Adil ve Demokratik Bir Çalışma Düzeni, Gençliğini Yaşayan Gençler, Yaşam Standardı Yüksek Emekliler gibi bölümlere ayırdığı programında vaatlerini AKP iktidarının yapmadıkları / yapamadıkları üzerine kurdu. Bunu da AKP'yi eleştirerek yaptı.

Benzer yaklaşımlar

Ancak detaylı bir inceleme aslında her iki partinin farklı ifadeler kullanmakla birlikte pek çok konuda benzer yaklaşımlarda olduğunu gösteriyor.

Örneğin kaynak tartışmasında CHP'nin ‘kaynak buradan bulunur' diye gösterdikleri AK Parti'nin beyannamesinde de, başka bir başlık altında var:

“Kamuda taşıt edinim ve kullanımında yerindelik ve etkinliğin sağlanmasına yönelik tedbirler alacağız. Kamuda hizmet binası ediniminde uyulacak yöntem, kriter, usul ve esasları belirleyeceğiz.”

Ya da örneğin gelir politikalarında…

AK Parti:

“Gelir mevzuatının oluşturulmasından gelirlerin toplanmasına ve kamuoyunun bilgilendirilmesine kadar olan tüm sürecin kalitesini artırmayı hedefliyoruz.

Temel yaklaşımımız, vergi ödeyenlerden daha fazla vergi almak değil, vergi tabanını genişletmek suretiyle gelirlerin kalitesini artırmaktır.

Vergi mevzuatının sadeleştirilmesi çalışmalarına devam edeceğiz.

Vergi mevzuatına ilişkin düzenlemeleri toplumun ve ilgili tarafların katkılarının alındığı bir süreç içinde gerçekleştireceğiz.

Kayıt dışı ekonominin GSYH'ya oranının ve tarım dışı sektörlerde kayıt dışı istihdam oranının beşer puan azaltılmasını hedeflemekteyiz.”

CHP:

“Vergilerin nereye harcandığının hesabını yurttaşa vereceğiz.

Kayıt dışılıkla mücadele edecek, vergi kayıp ve kaçaklarını en alt seviyeye indireceğiz.

Gelir vergisi tarife ve oranlarını farklılaştıracak, herkesten gücüne göre vergi alacağız.

Orta vadeli bir strateji planı ile dolaysız vergileri esas alan bir yapı kuracağız.

Vergi sistemini daha adil ve ekonominin rekabet gücünü artıran bir yapıya kavuşturacağız.”

İstihdam

AK Parti beyannamesinde 2023 yılına dönük hedeflerini sıralıyor:

“2023 yılı itibarıyla işsizlik oranını yüzde 5 düzeylerine indirmeyi, istihdam oranını yüzde 50'ye yükseltmeyi, kadınların işgücüne katılım oranını yüzde 38 düzeyine çıkarmayı, tarım dışı sektörde kayıt dışı istihdam oranını yüzde 15'e indirmeyi hedeflemekteyiz. Cari açığın kalıcı çözümüne yönelik politika ve önlemleri hayata geçireceğiz. Bunlara paralel olarak, yurtiçi tasarrufların artırılmasına yönelik çalışmalarımızı sürdüreceğiz.”

CHP de 20 yıllık hedeflerini…

“Üretim verimliliğimizin büyümesini arttırarak, yıllık ortalama büyüme hızını % 6'ya çıkaracağız. İnsani gelişmişlik endeksinde Türkiye'yi ilk 20'ye taşıyacağız. Üreten bir ekonomiyi ayağa kaldırarak yılda en az 1 milyon kişiye istihdam imkanı sağlayacağız. İşsizliği % 5'in altına indireceğiz. Enflasyonu % 4'ün altına düşüreceğiz. Yurtiçi tasarruflar ve yatırımların GSYİH'daki oranlarını yüzde 30'a ulaştıracak, kronikleşen cari açık sorununu ortadan kaldıracağız.”

Ekonomide çatışma alanları neler olabilir?

Ekonomide iki partiyi karşı karşıya getirebilecekler arasında kaynak tartışmasına neden olanlar dışında üzerinde uzun müzakereler yapılması muhtemel, karşılıklı adım atmayı gerektiren ya da zorlaştıran konular da var.

Örneğin CHP Merkez Bankası gibi bir çok kuruluşun siyasi etki altında olduğunu bunu değiştireceğini söyledi. Siyasi etkiden kastı AK Parti'nin etkisi.

“Ekonomi dünyasıyla ilgili tüm üst kurulları özerkleştirecek ve siyasal iktidarın müdahalelerine karşı koruyacağız. Farklı sermaye gruplarının haksız vergi cezalarıyla sindirilmeye çalışılmasına son vereceğiz”

Bir başka örnek enerjiden. Her iki partide enerjide yerli kaynakların kullanılmasına atıfta bulunurken nükleer santral konusunda ayrılıyor. AK Parti seçim beyannamesinde Akkuyu ve Sinop dışında üçüncü santral için bazı ülkelerle görüşmelerin başladığını ilan ederken, CHP nükleer enerjiye kategorik olarak karşı olmadığını ama mümkün olursa Akkuyu Santralini iptal ettireceğini söylüyor.

“İhalesiz olarak gerçekleştirilen ve ÇED sürecinde ciddi hukuki sorunlar bulunan Akkuyu Nükleer Güç Santrali (NGS) anlaşmasını yerel ve uluslararası hukuk ilkeleri çerçevesinde yeniden gözden geçirerek; ülkemizin enerji bağımlılığını artıracağı ve güvenliği şüpheli olduğu için, hukuk çerçevesinde mümkün olursa, iptal edeceğiz."