TBMM Irak ve Suriye tezkeresini görüşmek üzere olağanüstü toplandı. AK Parti İstanbul Milletvekili Volkan Bozkır, yaptığı konuşmada, diplomasinin bittiği yerde gerektiği takdirde askerî güçlerini devreye sokabilmesi amacıyla gündeme geldiğini belirterek, "Tabii ki, önce Irak'la başladığımız takdirde Irak'ta gerçekten kritik bir noktayız ve Irak'la bugün geldiğimiz nokta aslında bizlere üzüntü vermektedir çünkü görev yaptığım Dışişlerindeki otuz dokuz yıl ve sonradan Cumhurbaşkanlarının mahiyetinde çalıştığım dönemde Irak'la ve özellikle de Irak'ın kuzeyindeki bu yönetimle gayet iyi ilişkiler içinde olmaya gayret etmiş, dost edinmeyi şiar edinmiş bir felsefe içinde de bu Irak Anayasası'nın verdiği bu imkân ve kurduğu bu düzen içerisinde meşru bir şekilde orada kurulmuş olan bu bölgeyle ilişkilerimizi sürdürmüş bulunuyoruz. Türkiye Irak'la ve Kuzey Irak'taki yönetimle iyi ilişkiler kurduğu zaman bu tamamıyla Irak Anayasası'ndan kaynaklanan meşru bir otoriteyle kurulan bir ilişkidir. Bununla yapılan ticaret de, temaslar da, yatırımcılarımızın oraya gidişi de bir kaçak operasyon değildir ve orayı zengin etmek, oraya petrol ihraç etmek, oradan petrolünü ihraç etmesine imkân sağlamak amacıyla yapılmış işlemler de değildir ama bütün bu mesnet İrak Anayasası'nın o bölgeye verdiği ve Irak Kürt Bölgesel Yönetimi'nin meşru olduğu statüdeki bir ilişkiden ibarettir. Ancak ne zamanki Irak Kürt Bölgesel Yönetimi bugün karşı karşıya olduğumuz tabloyu ortaya çıkaracak hamleler yapmıştır, o zaman Irak Anayasası'ndan doğan bu meşruiyet ortadan kalktığı için bugün aynı dost ilişki içinde olduğumuz, ekonomik ilişkilerimizi sürdürdüğümüz, temaslar kurduğumuz Irak Bölgesel Kürt Yönetimi'yle şimdi başka bir ilişki içine geçmeyelim diye aslında dostça ve son çabalarımız olarak bu müdahaleleri, bu ikazları yapmak amacıyla bu toplantıları yapıyoruz. Şu andaki tabloda, şayet Irak Bölgesel Kürt Yönetimi bu referandumu yaparsa o zaman Irak Anayasası'na aykırı bir hareket içerisinde olmuş olacaktır ve Irak Anayasası'na aykırı hareket etmiş bir yönetimle eskiden kurduğumuz ilişkileri devam ettirmemiz söz konusu olmayacaktır. Aradaki fark bundan ibarettir ve bundan önceki Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına konuşan arkadaşımın sanıyorum belirttiği hususlardaki düzeltme yapılması gereken nokta da budur. Ayrıca gerçekten kendisine yakıştıramadığım bir husus daha vardır" dedi.
Bozkır, şunları kaydetti:
"Maalesef, ilk önce, bir kararla Irak Bayrağı'nın yanına Kerkük'te, bütün bu bölgede Kürdistan bayrağının da asılması kararı alınmıştır. Tabii ki bu son derece yanlış olmuştur ve bunun akabinde de gerçekten alınan ilave kararlarla iş Anayasa'nın öngördüğü, Irak Anayasası'nın öngördüğü bölgenin de dışına taşan ve bir referandumla sonradan bu bölgenin bağımsızlığa gitmesine imkân sağlayacak bir adım ortaya çıkmıştır. Bunun tabii, kesinlikle kabul edilmesi mümkün değildir ve Irak'ta Irak'ı oluşturan ve bütün bu bugüne kadar Irak'ın dost bir ülke olarak güneyimizde yer almasını sağlayan en güzel özellik aslında Kürtlerin, Türkmenlerin, Arapların, Ezidilerin, Keldanilerin, Süryanilerin ve diğer toplumsal grupların oluşturduğu çoğulcu bir yapıdır ve bu çok güzel bir mozaiktir ve bu ne zaman bozulduysa Irak da her zaman sıkıntı içine düşmüş ve bütün bu sıkıntı bölgeye yayılmış ve Türkiye'yi de etkiler hâle gelmiştir. Ancak tabii, bu güzel mozaik sadece ve sadece toprak bütünlüğü temelinde korunabilir ve etnik yapılanmanın olduğu bir sürecin başlaması, bu tür bir sürece girilmesi Irak'ın etnik ve mezhepsel bir çatışma ortamına sürüklenmesi terör örgütlerinin tam olarak arzu ettiği bir ortama kavuşmaları, güç kazanmaları demektir ve bu durum binlerce cana mal olabilir ve yeni bir kitlesel göç dalgası da kesinlikle başlatabilir."
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkan Yardımcısı Öztürk Yılmaz ise, "Bu referandum girişimi üç açıdan sorunlu. Bu uluslararası hukuka ve meşruiyete uymuyor. Çünkü en son bir ay önce Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin Irak yardım misyonu çerçevesinde Güvenlik Konseyi'nde oy birliği ile onaylamış olduğu karar çerçevesinde burada şu deniyor; 'Irak'ın toprak bütünlüğü birliği, egemenliği taahhüt altına alınıyor'. Uluslararası toplum meşruiyet açısından Irak'ın toprak bütünlüğünü taahhüt altına alıyor. Ayrıca bu referandum girişim Irak Anayasası'na da aykırı. Irak Anayasası'nın hiçbir maddesinde 'Yarın Irak'ı beli bükülür, nasıl olsa bir IŞİD belası çıkar, Irak zayıflatır, orada referanduma gider' bir madde yazmıyor. Bu referandum girişimi Bölgesel Kürt Yönetimi Anayasası'na da aykırı. Çünkü o Anayasa'da da referandum düzenlenmiyor" ifadelerini kullandı.
Halkların Demokratik Partisi Şanlıurfa Milletvekili Osman Baydemir de, tezkereye ilişkin, "Neredeyse üç yıldır tüm coğrafyamızda ifade etmeye çalışıyoruz; ırkçılık, aşırı milliyetçilik, savaş ve çatışma bir toplumun ancak ve ancak felaketi olabilir. Bir toplumu felaketten çıkarmanın yegâne bir yolu vardır; o da adalete, barışa, özgürlüğe sahip çıkmak, onu korumak ve kollamaktır. Bu tezkere açık, net bir şekilde 40 milyon Kürt halkının düşmanlığının ilanı tezkeresidir" diye konuştu.
HDP Şanlıurfa milletvekili Baydemir'in konuşmasından sonra, TBMM Başkanı İsmail Kahraman, Baydemir'i uyardı. Kahraman, "Çok üzücü ifadeleriniz var. Ben zaptı inceleyeceğim, ondan sonra sizden tavzih isteyeceğim, özür bekleyeceğim" ifadelerini kullandı.
AK Parti Grup Başkanvekili Naci Bostancı da, partilerinin meşru bir parti olduğunu ifade ederek, "Orta Doğu coğrafyasına yönelik emperyal bir vizyon var. Geldiğiniz gelenek, burada ne olup bitiyor, iktidar-ideoloji-egemenlik çözümlemesi çerçevesinde okur aslında. Burada Kürtlerin o emperyal vizyonun bir aracı olarak kullanılmaya çalışıldıklarını siz görmüyor musunuz? Orada halkların birbirine karşı kırdırılarak bir patronaj kurulmaya çalışıldığını, Kürtlerin sanki Kürtlere statü tanınmıyormuş gibi yapılarak kendi vizyonlarının bir parçası olarak kullanacakları yapılar kurulmaya çalışıldığını görmüyor musunuz" şeklinde konuştu.