Vural: AKP ile HDP arasında pazarlık sürüyor
MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, başkanlık sistemi konusunda AK Parti ile HDP arasında bir pazarlık süreci yaşandığını belirtti.

Oluşturma Tarihi: 2016-04-15 15:58:36

Güncelleme Tarihi: 2016-04-15 15:58:36

Oktay Vural, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında dokunulmazlıkların kaldırılması konusunda terörle ilgili fezlekesi olan milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılması konusunda MHP'nin verdiği önerileri anımsatarak  AK Parti ve CHP'nin adım atmadığını savundu.

Oktay Vural,  "Milletin önünde açık oyla irade beyan etmekten korkanlar şimdi geçici anayasa düzenlemesi yaparak gizli oy vermeyi tercih ettiler. Herhalde AKP bu kadar çoğunluğa rağmen bu konuda bir irade beyanı oluşmayacağını dikkate alarak aleni bir oylamaktan ve  kendisinin vereceği fireden korkmuştur.  Anayasa değişikliğinde de bu konuda önemli sayıda fire olacağı anlaşılmaktadır. Bu konuda atılan adımdan sonra MHP olarak biz bu anayasa değişikliğinin hukuki olarak açık kapı bırakabileceğini  ifade ettik. Bunun düzeltilmesi için önerilerimizi yapacağız" dedi. 

AK Parti ve HDP'nin başkanlık sistemi için anlaştığını, bu sürecin 'pazarlık' haline getirilmek istendiğini ileri süren Oktay

 Vural şöyle konuştu: 

"HDP bu dokunulmazlıkların kaldırılması üzerinden yeni bir tavır oluşturmaya başladığını müşahede ediyoruz. Bütün bunlarla ilgili başkanlık sürecini açabilecek bir süreçten bahsetmeye başladılar. AKP ile HDP arasında 'al başkanlığı ver özerkliği' pazarlığı devam ediyor. Dolmabahçe dokunulmazlığı devam ediyor demektir. Muhtemel bir tutum halinde HDP'nin bir bakıma AKP'nin başkanlıkla ilgili sınırı alabilmesi için bir destek arayışı içinde olduğu açık ve net. Dokunulmazlığın kaldırılması üzerinden bir seçim senaryosu oluşturmak bunun üzerinden dokunulmazlıklarla ilgili tavrı eleştirmek bu demek oluyor ki başkanlık sisteminde özerklik umanların bu sürece götürecek adımları atabileceklerini ortaya koymuştur.  29 Temmuz  2015'te TBMM'ye başvuran HDP? Şimdi ne oldu da fezlekesi olanlar üzerinden başkanlığın önünü açmak istiyorum derken bu tartışmalar ekseninde ona nasıl yol verecekleri zeminini mi hazırlıyorlar? Dokunulmazlıklar üzerinden sanki milletvekillikleri   bitiyormuş yada bunu sonlandırmak için  mazeret oluşturmak isteyenlerin asıl dertlerinin başkanlık sevdasının önünü açıp al gülüm ver gülümün alt yapısı hazırlanmak isteniyor.   Anayasa konusunda tavrımız açık ve nettir. MHP'nin bu siyasi tutumunu kimse sulandırma yanlış yönlere çekmeye gayret etmesin. Başkent Ankara dışında başka başkentlerin kurulmasına izin vermeyecektir MHP. Bu süreçten başkanlık yada özerklik devşirmek isteyen varsa hepsini hevesleri kursaklarında kalacaktır."

"Asıl mizansen Türkiye'yi bölmek hayalidir"

Oktay Vural, HDP'li bir milletvekilinin Star Haber  Genel Yayın Yönetmeni Nazlı Çelik'in Yüksekova'daki haberine ilişkin 'mizansen' diyerek soru önergesi vermesini eleştirdi. Vural şu ifadeleri kullandı ; "Asıl mizansen Türkiye'yi bölmek hayalidir. Büyük Kürdistan hayalidir.  Bu zulme karşılık askerin polisin dile getirdiği mücadeleye karşın savaşı özendiriyor diyorlar. Terör örgütüne destek olan sizlersiniz. Terörün kanlı yüzünü dile getirenler  hedef koymaktan imtina etmiyorlar. Terörle mücadeleye destek olmak hepimizin görevidir."

"Milli egemenlik bayramını kutlamaktan kaçınmayalım"

Oktay Vural, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'nın kutlanması gerektiğini  vurgulayarak şöyle konuştu; "Milli bayramlarımıza sahip çıkmalıyız. Kimsenin yozlaştırmasına izin vermemeliyiz. Şehit olanlara karşı hep beraber birlikte mili egemenlik bayramını gururla, onurla kutlamaktan bunu ifade etmekten kaçınmayalım. Mili egemenliğimizden vazgeçtiğimiz zaman şehitlerimizin ruhu muazzep olur bunu unutmayalım."

"Sen kendini ne zannediyorsun?"

Oktay Vural AB İlerleme Raporuna tepki göstererek şöyle konuştu; 

"Demokrasi kalitesini, yargının bağımsız olmasını, medyanın özgür olmasını hep beraber savunacağız. Bu AB'nin meselesi değildir. Utanmadan sıkılmadan AB ilerleme raporunda Ermeni soykırımını bize yakıştırmak isteyen karar ve raporlar yayınlanıyor. Asıl amaçlarının Türkiye'yi bu konuda sıkıştırıcı siyasi sonuçlar elde etmek olduğunu müşahede ediyoruz. Bunu kabul etmek mümkün değil.  Terörle mücadele kanununda terörün tanımı değişmeli deniyor. Türkiye'nin terörle mücadelesini hukuki olarak zayıflatmak istiyor. AB olarak sen bir terör örgütünün muhatap alınmasını nasıl isteyebilirsin? Sizde raporunuza yazsanıza 'IŞİD'le e müzakere edilmelidir' diye. Ateşkes sağlanmalı deniyor. Ne ateşkesi ya. Karşımızda devlet mi var? Egemen bir devletin egemenlik haklarına karşı çıkanla ne ateşkesinden bahsediyorsunuz? Sen kendini ne zannediyorsun. TBMM'nin üstünde mi zannediyorsun? Kıbrıs konusunda kalkıp diyor ki; işgal ettiği topraklarda Türk vatandaşlarının yerleşmesini engellesin. Bu raporda yer alan Kıbrıs, Ermeni soykırımı, PKK'nın  muhatap alınmasına ilişkin hususları gördüğümüzde çöpe atılması gereken bir raporla karşı karşıyayız. Ermeni soykırımı  kararını bize kabul ettirebilecek hiçbir babayiğit yoktur.  Raporda Yunanistan hava ve kara sularını ihlalden vazgeç diye AB Parlamentosu karar alıyor. Sen kimsin benim kara sularımı reddeden Yunanistan'a laf söylemiyorsun? İhlali yapan Yunanistan'dır. Fiili işgali tanıyorlar gıkları bile çıkmıyor. Sayın Başbakan ve Dışişleri Bakanına soruyorum: Yunanistan'la kara suları ve hava ile ilgili olarak Türkiye'nin tezleri hilafında ilgili bir yerlerde konuşma görüşme yapıyor musunuz? Bunu açıklayın bu konuda nerede görüşüyorsunuz? Yunanistan'ın lehine hangi haklarınızdan feragat ediyorsunuz?"