Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, canlı yayında seçim öncesi önemli açıklamalarda bulundu. Akdoğan, "Şimdi siyasi uzantısının işine yarasın diye seçimlerden önce öyle tekrar 'eylemsizlik ilan ediyorum' dedi. Ona da uymadı gerçi, o da kandırmacaydı. Bir taraftan öyle diyor, diğer taraftan canlı bomba talimatları veriyor" dedi.
Anadolu Ajansı'nda yer alan bilgiye göre; Akdoğan, Number1 TV, Number1 Türk TV, Number1 FM ve Number1 Türk FM'in "Seçim Özel" ortak yayınında gündemdeki soruları yanıtladı.
"Gençlere tavsiyesi" sorulan Akdoğan, Türkiye'nin aslında en önemli gücünün genç, dinamik ve eğitimli nüfusundan geldiğini belirtti.
Gençlerin, Türkiye'nin geleceği olduğunu dile getiren Akdoğan, siyasetçilerin toplumun her kesimiyle olduğu gibi gençlerin de zihin dünyaları, beklentileri ve hissiyatlarını anlaması gerektiğini ifade etti.
Akdoğan, gençlerle sürekli bir araya gelerek farklı bakış açılarını anlamaya çalıştıklarını söyledi. Seçimlerin bu noktada muhasebe fırsatı verdiğini kaydeden Akdoğan, seçmenin kanaatini birçok faktörün etkilediğini anlattı. Oy kullanmanın bir vatandaşlık görevi olduğunu vurgulayan Akdoğan, bu noktada gençlerin de sandığa gitmelerinin önemli olduğunu dile getirdi.
GÜVEN VE İSTİKRARIN ÖNEMİ
Siyasette geçmişe takılıp kalınmaması, geleceğe yönelik sözlerin de olması gerektiğine dikkat çeken Akdoğan, AK Parti'nin seçim beyannamesinde reformlar, vaatler ve projeler bölümü olduğunu anımsattı.
Akdoğan, "Diğer partilerin de proje açıkladığını duydunuz mu? Yok. Biz yüzlerce dev proje açıkladık. Hızlı tren, havalimanı, otoyol ve baraj projeleri. Bu, Türkiye'nin büyümesi demek. Bu yatırımları yapmazsanız ülkeniz büyümüyor. Ülke ekonomik olarak büyümezse birçok alanda daralma yaşanıyor, tek tek tüm vatandaşlarımız bundan olumsuz etkileniyor" dedi.
AK Parti olarak 7 Haziran sonrası yürüttükleri çalışmalar ile ilgili de değerlendirmelerde bulunan Akdoğan, şunları kaydetti:
"AK Parti olarak biz, 7 Haziran'da seçmenin mesajını doğru anlamaya çalıştık, ders çıkarmaya çalıştık, kendimizi yeniledik, siyaset tarzımızdan üslubumuza kadar, beyannamemizden bu süreçte takındığımız tavırlara kadar her konuda daha farklı, daha pozitif daha yapıcı bir şekilde vatandaşımızın karşısına çıktık. Bir kaç gün sonra vatandaşımız tüm partilerin notunu verecek. Vatandaş 7 Haziran'dan sonra şuna baktı, hükümet kurma sürecinde kim ne kadar sorumlu davrandı, kim sorumluluktan kaçtı, kim elini taşın altına koydu? Terör hadiseleri yaşandı, kim bu olaylardan sonra ortak tavır takındı, duruş sergiledi. Bu milli mesele, hepimizin meselesi, Türkiye'ye dönük bir saldırı. Bu olaylara bakınca seçmenin bir fikri oluştu şu anda. Vatandaş güven ve istikrarın ne kadar önemli ve sihirli bir kavram olduğunu bir kez daha çok iyi gördü."
GENÇLERE YÖNELİK PROJELER
Akdoğan, "7 Haziran genel seçimleri sonrasında yaşananlar ve gençlerin nasıl bir mesaj verdiği" yönündeki soru üzerine de gençlerin özellikle üniversite sonrasına yönelik daha fazla talepleri olduğunu gördüklerini söyledi.
Bu kapsamda AK Parti olarak beyannamelerinde üniversiteyi bitiren gençlere yönelik projeler hazırladıklarını, işini kurmak isteyen gençler için 50 bin lira karşılıksız hibe, ayrıca 100 bin lira faizsiz kredi vereceklerini dile getiren Akdoğan, genç istihdamını artırmak için de işe giren gençlerin 1 yıllık maaşını devletin ödeyeceğini ifade etti.
"BUNA KAFAMIZI KUMA GÖMEBİLİR MİYİZ"
"Terör" olaylarına da değinen Akdoğan, Türkiye'nin 30 yıldır bu sorunla uğraştığını vurguladı.
"Terör" meselesinin 1990'lı yıllarda azdığını, bir ilçeden başka ilçeye gidilemediğini anımsatan Akdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu:
"2000'li yıllarda Öcalan'ın Türkiye'ye teslim edilmiş olması, PKK'nin farklı bir strateji izlemeye başlaması. AK Parti iktidara geldiğinde 'Sanki bu işler bitmişti de başlamış' gibi bazen yorumlar yapılıyor. Bitmiş filan değil, o süreçte örgüt taktik değiştirdi, kurumsallaşma sürecini tamamladı. O dönemki iktidar gereğini yapmadığı, üzerine gitmediği için tam dönemiydi. Öcalan verilmiş, o dönemde üzerine gidilecekti ve bitirilecekti ama gereken operasyonlar yapılmadığı için örgüt farklı bir şekilde kurumsallaşmıştı.
AK Parti iktidara geldikten sonra 'Bu sorunlar bizim kaderimiz mi' dedik. (Bu sorunlarla Türkiye nasıl büyüyecek. Bu, Türkiye için beka sorunu, geleceğimizi tehdit ediyor, buna kafamızı kuma gömebilir miyiz.)"
Farklı toplum kesimlerinin meseleleri olduğunu kaydeden Akdoğan, bu sorunların demokrasi zemininde çözülmesi gerektiğini anlattı.
Akdoğan, "Açılım süreci öyle başladı. Kimin ne sorunu varsa bunları çözelim ki toplumsal bütünlüğümüz güçlensin. Bu bir sosyal restorasyon projesiydi. İnsanlar birbirlerine kem gözle bakmasın. Bu meseleleri geride bırakalım. Bunlar Türkiye'ye yakışmıyor, bunlar bir ayak bağı. Bu sorunların devam etmesi, görmezden gelmemiz Türkiye için başka tehditler oluşturuyor. Bunu sen görmezden geldiğinde o sorun ortadan kalkmıyor ki. Onu teşhis etmek tedavi etmek gerekiyor" ifadesini kullandı.
"KOBANİ'DE İNSANLARI İSYANA TEŞVİK ETTİLER"
Tüm iyi niyetli çabalarına rağmen bunların sürekli boşa çıkarılmaya çalışıldığını dile getiren Akdoğan, Habur'da, Silvan'daki saldırı ile Dağlıca'da ve Kobani olayları ile bu çabalarının sabote edildiğini söyledi.
'Terör'le mücadele konusunda, "AK Parti döneminde hiç mücadele edilmedi" iddiasının gerçek dışı olduğunu vurgulayan Akdoğan, 13 yılda Cumhuriyet tarihinin en büyük terörle mücadele operasyonlarını yaptıklarını ifade etti.
Açılım sürecini sabote etmek için Silvan saldırısının yapıldığını ifade eden Akdoğan, bunun üzerine operasyon başlattıklarını anımsattı.
Akdoğan, 1 yılda bin 500 PKK'lının etkisiz hale getirildiğini belirterek şöyle devam etti:
"Örgüt zaman zaman 'Bir ütopyam var, benim kızıl elmam, gidip bunu silahla yapabilirim, senin bu çözüm demokrasi vesaire ile bu olmaz ben silahla bunu yapacağım' şeyine kapılıyor ve bu süreçleri bozuyor.
13 yıl boyunca terörle mücadelede ve güvenlik açısından AK Parti çok önemli operasyonlar gerçekleştirdi. Çözüm Süreci'ni bunlar sabote ettiler, Kobani'de insanları isyana teşvik ettiler. Örgüt Türkiye'yi terk etmedi. Bu sürece ihanet ettiler. Bu operasyonlar da durup dururken keyiften başlamadı. Bunlar bir sonuç. Örgüt çıktı, 'Eylemsizliği ben bitiriyorum' dedi.' Ben devrimci halk savaşı ilan ediyorum, halk isyanlarıyla kurtarılmış bölgeler ilan edeceğim' dedi ve çıktı terör saldırılarına başladı."
"ONLARI DA O BESLİYOR, BU TERÖRÜN ANASI PKK"
Örgütün uyuyan polisleri öldürdüğünü, ambulans şoförlerini öldürdüğünü hatırlatan Akdoğan, şunlara dikkati çekti.
"Kimse bunların canına kastedemez, vatandaşımızın, sivilleri canına kast edemez. Buna kast eden olursa devlet de bunun gereğini yapar. Bu süreç devam ediyor. Bu süreç seçime endeksli bir süreç değil. Terör olduğu sürece terörle mücadele olacak. Çok boyutlu olarak terörle mücadele netice alınana kadar devam edecek. Burada tabii ki zaman zaman bunlar böyle sıkıştıkları zaman örgüt bozguna uğradığı zaman, hemen yalandan bir eylemsizlik ilan ediyor. Şimdi siyasi uzantısının işine yarasın diye seçimlerden önce öyle tekrar 'eylemsizlik ilan ediyorum' dedi. Ona da uymadı gerçi, o da kandırmacaydı. Bir taraftan öyle diyor, diğer taraftan canlı bomba talimatları veriyor. İşte MLKP, DHKP-C. Onları da o besliyor, bu terörün anası PKK. Bütün bu diğer örgütleri de kamplarında eğitti. Böyle bir kandırmaca içine giriyor."
Akdoğan, terörle mücadelede devletin çok önemli başarılar kazandığını belirterek "Cumhuriyet tarihinin en büyük operasyonları Kuzey Irak'ta. Yani bilinen tüm hedefler vuruldu. Bazen 'Bu süreçte devlet uyudu mu, bunların istihbaratı alınmadı mı' diyorlar. Devlet uyusaydı bugün bu operasyonlar yapılmazdı. Bütün bunların istihbarat çalışmaları yapıldı. Türkiye kırsalında ciddi mesafe alındı, şehir merkezlerindeki 'milis' dedikleri silahlı unsurlar ciddi şekilde temizlendi. Örgütün buradaki birçok projesi çökertildi. Devrimci halk savaşı çökertildi, özerklik projesi çökertildi, kurtarılmış bölge ve mahalleler bunlar çökertildi" diye konuştu.