Eski Yargıtay Başkanı Ali Alkan, Hrant Dink cinayeti, kadına şiddet, eşcinsel evlilik ve ifade özgürlüğü hakkında önemli mesajlar verdi. Eşcinsel evlilik için, Ben bu durumu insanın fıtratına aykırı bir durum olarak görüyorum, ifadesini kullanan Alkan, Hrant Dink cinayetinin yolunu açtığı iddia edilen Yargıtay kararı için de “Bugün gelinen noktada bence Yargıtay'da böyle bir dosya önümüze gelse beraat ederdi.” dedi.
Ali Alkan'ın T24'ten Hazal Özvarış'ın sorularına verdiği yanıtlar şöyle:
- 2013 Adli Yıl Açılış Töreni'nde şu cümleyi kurdunuz: "Hiçbir durumda devlet, izlemek, imkân sağlamak ya da uygulamak zorunda olduğu düşünce karşısında beğenmemek biçiminde bile olsa tavır almamalıdır." Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nda Hrant Dink hakkında verilen “Türklüğe hakaret” mahkûmiyeti sizce hatalı mıydı?
İfade özgürlüğü hakkında Türkiye çeşitli aşamalardan geçti, özellikle AİHM'de (Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi) ifade özgürlüğü ile ilgili Türkiye aleyhine verilen kararlardan sonra yargının da bakış açısında önemli değişiklikler oldu. O günkü Genel Kurul'a katılan arkadaşlarımızın ifade özgürlüğünden anladığı dar bir yorumdu. “İfade özgürlüğü var ama suiistimal edilmemesi, Türklüğe hakarete dönüşmemesi gerekir” diye değerlendirdiler. Ama bugün gelinen noktada bence Yargıtay'da böyle bir dosya önümüze gelse beraat ederdi.
- Türkiye yargısı kendi kendine bırakılsaydı sizce bu ilerleme olmaz mıydı?
Hayır, AİHM'nin etkisi çok oldu çünkü görev yaptığımız sürede önemli miktarda Yargıtay üyesini AİHM'ye araştırma gezisine yolladık. Ve orada AİHM'nin ifade özgürlüğüne bakış açısı pratikte gördük, bakış açımız zenginleşti.
- Hrant Dink cinayeti dolaylı olarak Yargıtay için öğretici mi oldu?
Türkiye'ye öğretti, bu bağlamda Yargıtay'a da öğretti.
"OLAN HRANT DİNK'E OLDU, ARTIK ARKADAŞLARIMIZ DAHA ÖZGÜRLÜKÇÜ"
- Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nda Dink davasına bakan bir üye, Fethiye Çetin'e “Dink Ermeni olmasaydı mahkûmiyet almayacağını” söylemişti. Sizce “Türklüğe hakaret” milliyetçi saiklerle, ifade özgürlüğünden ziyade devleti önceleyen bir noktadan verilen bir karar mıydı?
Arkadaşlarımız hangi saiklerle hareket etti bilmiyorum ama şu mutlak ki ifade özgürlüğüne AİHM'nin baktığı açıdan bakılmıyordu. Şimdi bakış açısı değişti.
- Olan Hrant Dink'e mi oldu?
Evet. Arkadaşlarımız artık daha özgürlükçü. Zaten bize en çok şikayet edilen konulardan biri siyasilerin “kişilik haklarına saldırı” başvurularıdır. İlk bakışta çok ağır sözler söylendiği için “Bunu hakaret kabul etmek gerekir” diyorsun. Ama sonra bugün ifade özgürlüğünün geldiği noktada buna bu açıdan bakmak gerektiğini, müeyyide (yaptırım) uygulamayacağını görüyorsun.
- Yargıtay kararının Dink suikastine giden yolda bir taş olması sebebiyle, genel kurulda Dink aleyhine oy kullanan hâkimlerin Dink ailesinden özür dilemesi gerektiği fikrine katılır mısınız?
Bu kendilerinin bileceği bir tasarruftur.
- Karşı çıkmadığınız için soracağız; siz Yargıtay kararının suikaste giden yolu açtığını düşünüyor musunuz?
Hayır, ben böyle bir yol açtığını düşünmüyorum.
- Dink cinayeti davasında adım atılmazken Başombudsmanlığa getirilen Nihat Ömeroğlu dahil süreçte Dink aleyhine tavır alan görevlilerin kariyerlerinde yükselmelerini siz nasıl yorumluyorsunuz?
Sayın Nihat Ömeroğlu, emekli olduktan sonra ombudsmanlığa getirildi. Bunlar idarenin tasarruflarıdır, bizim takdirimiz dışındadır.
RÖPORTAJIN TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ!!!