TIMETURK | 5 SORU
Kazakistan'ın Astana kentinde altıncısı düzenlenen Suriye konulu toplantıdan, İdlib için müdahale kararı çıkarken, Türk askerinin de gireceği İdlib'e Türkiye, İran ve Rusya'nın toplamda 500 gözlemci göndereceği belirtildi. ABD'nin söz konusu toplantıda dışarıda bırakıldığı yorumları yapılırken Türkiye için İdlib'in ardından 'Afrin'in gelip gelmeyeceği de merak ediliyor... 5 SORU'nun bugünkü konuğu Gaziantep Referans Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Gazeteci Yaşar Yavuz. Yavuz ile, Astana 6'yı, alınan kararları ve sahaya ne düzeyde yansıyacağını konuştuk.
İşte Yavuz'un açıklamaları:
1- 'Astana' muhaliflerin tepkileri, katılımları askıya almaları, rejim temsilcilerinin toplantı boykotları ve çoğunlukla Halep'deki dört bölge tahliyeleri haricinde alınan herhangi bir kararın sahaya yansımadığı yorumları ile hatırlanıyor. İdlib kararlarının sahaya yansıma ihtimalleri ve yapılan altıncı toplantıyı nasıl değerlendiriyorsunuz?
Dikkat ederseniz bu Suriye ile ilgili Astana'da düzenlenen 6. toplantı oluyor. İlk toplantı 23-24 Ocak 2017'de yapılmış ve o toplantıda Türkiye, Rusya, İran, BM, muhalefet ve rejim heyetleri, ateşkesi izlemek için üçlü mekanizma kurulması konusunda anlaşmaya varmışlardı. Ancak o dönemden bu yana herhangi bir adım atılmadı. Elbette bu görüşmeler devam ederken Suriye'nin geride kalan 6 yıllık savaşında yaşanan dramı bilenler, Astana görüşmelerini muhalifleri oyalama ve Esed'i kurtarma hamlesi olarak yorumladılar. Bugün gelinen noktada ise dar bir alanda sıkışan Suriye direnişinin silahlı muhalifleri giderek kan kaybetti. Yani "Astana Esed'i kurtarma hamlesidir" diyenlerin görüşünün çokta haksız bir görüş olmadığı ortaya çıktı.
"ASTANA 6 KARARLARI, 6 YILLIK YORGUN SAVAŞI BİTİRMEK İÇİN ALINDI"
Velhasıl bugün ise devam eden 6. toplantının sonunda 6 yıldır artık yorgun düşen Suriye direnişini bitirmek için fiili mudahaleye karar verildi. Ancak bu kararların sahada tam olarak nasıl uygulanacağı konusu henüz kamuoyu tarafından net olarak bilinmemekte.
"TEK SORUN İDLİB'MİŞ GİBİ.."
Dahası sanki Suriye de tek sorun İdlib'miş gibi lanse edilmektedir. Oysa bugün Afrin'den Kobani'ye, Rakka'dan Deyrizor'a kadar birçok yerde ciddi sorunlar yaşanıyor. Ben sorunun İdlib olarak lanse edilmesinin bir art niyet taşıdığına inanıyorum. Üstelik İdlib'te şu anda herhangi bir çatışma yok.
"TÜRKİYE NEDEN DAHİL OLUYOR?"
İdlib'e yapılacak operasyonda Rusya ile İran'ın olması pekala anlaşılabilir bir durum. Çünkü Rusya ve İran Suriye direnişinde yıllardır Esed rejimine açık bir şekilde destek vermiş hatta yüzlerce katliam da gerçekleştirmişlerdir. Ancak İdlib'teki muhaliflerin Türkiye'ye yönelik herhangi bir tehdidi sözkonusu değildir. Hal böyleyken Türkiye'nin neden bu operasyonda yer aldığına sadece ben değil, bölgedeki birçok gazeteci ve aktivist arkadaşım hala bir anlam vermiş değildir.
"ABD DIŞARIDA DEĞİL, BİZZAT İÇİNDEDİR"
2- İdlib'e operasyon ihtimalini Ağustos ayında yaptığı çağrılarla aslında ABD'nin gündeme getirdiği biliniyor. Fakat Türkiye kamuoyunda bir anda Türk askerinin İdlib'e girme konusu gündeme geldi ve son olarak Astana 6'da ABD'nin olmadığı bir senaryonun hayata geçirilmesi kararlaştırıldı. ABD'nin özellikle dışarıda bırakıldığı yorumlarına katılıyor musunuz? Bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Elbette bu konuyu gündeme ABD'nin taşıdığı aşikârdır. Üstelik ABD'nin Halep'in kuzeyinde terör örgütü PYD/YPG ile beraber açık bir şekilde çalıştığı belliyken... Ben ABD'nin İdlib konusunda dışarda kaldığı görüşüne katılmıyorum. ABD bizzatihi içindedir. ABD, YPG'nin selemati için İdlib'e müdahale edilmesini istiyor. Çünkü şu anda Afrin için en büyük tehdit İdlib'tir. İdlib'te bulunan muhaliflerdir. ABD'nin İdlib'te fiili olarak olmamasının sebebine gelince, Washington'un Suriye'nin Batısı ile bir işi yok. ABD, Suriye'nin Kuzey ve Doğusu ile ilgileniyor. Kuzeyde YPG, Doğu'da ise petrol ve doğlagaz rezerveleri var.
TÜRK ASKERİ HTŞ İLE KARŞI KARŞIYA GELİR Mİ?
3- İdlib'de kontrolü elinde bulunduran Heyet'ut Tahrir'uş Şam, Astana 6 kararlarını reddettiğini, şehre girecek herhangi bir unsuru 'işgalci' olarak kabul edip, müdahale edeceğini açıkladı. ABD'nin el-Kaide uzantısı olduğu gerekçesi ile müdahale çağrısı yaptığı HTŞ ile Türk askerinin sahada karşı karşıya gelme ihtimalini ve olası sonuçlarını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Heyet'ut Tahrir'uş Şam'ın Astana görüşmelerini ve çıkacak kararları ilk günden bu yana reddettiği herkes tarafından bilinmektedir. Ancak "İdlib'te sadece Heyet'ut Tahrir'uş Şam var" demek bence bilinçli bir algı operasyonudur. Düne kadar İdlib, Suriye direnişinin en köklü ve en büyük gurubu olan Ahrar-ı Şam'ın merkeziydi. Nasıl oluyor da İdlib bir anda HTŞ'nin merkezi oluveriyor? Bence bu İdlib'e opersyon için yürütülen bilinçli bir algı operasyonudur. orada sadece Heyet'ut Tahrir'uş Şam'ın yok. Orada yıllardır Esed'e karşı mücadele eden birçok muhalif grup var. Dahası bu muhalif guruplar Lazkiye, Hama ve Humus kırsalında da var.
Türk askerinin İdlib'te HTŞ ile karşı karşıya gelme meselesine gelince, sanırım böyle birşey olmayacaktır. Çünkü orada başta Özgür Suriye ordusu ve diğer muhalif gruplar buna izin vermeyecektir.
Son olarak Türkiye İdlib konusunda adım atmadan önce birkez daha düşünmeli ve öyle adım atmalıdır. Çünkü Türkiye, Suriye konusunda şimdiye kadar ne Rusya gibi siyasi ve çıkarcı ne de İran gibi mezhepçi düşünmüştür. Türkiye, Suriye konusunda şimdiye kadar insancıl hareket etmiş ve mazlumun yanında yer almıştır. Bu yüzden de yaklaşık 7 yıldır Suriye'de yaşanan savaşın en ağır yükünü Türkiye çekmiştir.
İDLİB OPERASYONU SONRASINDA 'AFRİN' GELİR Mİ?
4- Astana'da yalnızca İdlib konusunda karar alınmış olsa da Türkiye kamuoyunda İdlib, Afrin ile anılan bir bölge. Coğrafi yakınlıkları ve buradaki PYD hakimiyeti Türkiye'yi yakından ilgilendiriyor. İdlib'e operasyon, bir süredir gündemde olan ve Afrin'i de kapsayacağı belirtilen "Fırat'ın kılıcı" operasyonu için ön hazırlık olabilir mi?
Bence böyle düşünmek güzel bir temenniden başka birşey değil. Çünkü aynı şeyi Türkiye, Cerablus'a girdiğinde de Münbiç için söylemiştik ama hepimiz gördük ki öyle olmadı. Dahası Türkiye, Fırat Kalkanı operasyonunda tek başına hareket ettiği halde Münbiç'e müdahale edemedi.
"İDLİB KARARI, TÜRKİYE'YE RAĞMEN ALINMIŞTIR "
Ne ilginçtir ki şu anda hem Türkiye'yi tehdit eden hem de Suriye topraklarını işgal eden İdlib'teki muhalif gruplar değil, bizzat PYD'nin kendisidir. Hal böyleyken Afrin'den önce İdlib'e mÜdahale, Türkiye'ye rağmen alınmış bir karardır diye düşünüyorum. Dahası İdlib'e yapılacak bir müdahaleden sonra orada muhaliflerin bitmesi, PYD'nin yarın önünün açılacağı anlamına gelir. Diğer tehlikeli bir durum ise Türkiye'nin İdlib'e İran ve Rusya ile beraber girme planıdır. Suriye halkı Türkiye'nin kendileri için neler yaptığını çok iyi biliyor. Ancak bugün Türkiye'nin daha dün Halep'te binlerce sivil insanı hunharca katleden Rusya ve İran ile beraber hareket etmesi doğru değildir.
5- İdlib ve Afrin gündemi kapsamında ana muhalefet partisi CHP tarafından yapılan açıklamalarda sıklıkla Esed rejimi ile direkt temas vurgulanıyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise geçtiğimiz günlerde bir yurtdışı gezisi dönüşünde "Esed ile görüşmem, niyetim de yok" açıklaması yapmıştı. Muhalefetin çağrısı ve Cumhurbaşkanının açıklaması ile ilgili neler düşünüyorsunuz?
Ben öncelikle CHP'nin hem iç hem de dış politika ile ilgili söylemlerinin hiçbirini inandırıcı bulmuyorum. Türkiye'nın en eski ve köklü siyasi partisi olan CHP, ülkesi hem içerden hem dışardan saldırı altındayken FETÖ terör örgütü ağzıyla Türkiye'yi batıya şikayet edecek kadar basit tepkiler veren bir partidir. CHP; Mısır'da seçilmiş Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'ye darbe yapan darbeci Sisi'yi ziyaret eden, Halep'te küçük çocukları varil bombalarıyla katlettiği sırada Esed'i ziyarete giden bir partidir.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'a gelince, şimdiye kadar Sisi ile bir araya gelmeyen Erdoğan'ın Esed ile de asla bir araya gelmeyeceğini düşünüyorum.
YAŞAR YAVUZ KİMDİR?
(Yaşar Yavuz biyografisine gitmek için tıklayınız)