Bayık'tan Erdoğan ve AK Parti iddiası
KCK Eşbaşkanı Cemil Bayık verdiği röportajda, 'Erdoğan'ı ve AKP'yi önder Apo ile PKK geriletti,' dedi...

Oluşturma Tarihi: 2015-06-02 04:27:11

Güncelleme Tarihi: 2015-06-02 04:27:11

Kandil'de verdiği röportajda KCK Eşbaşkanı Cemil Bayık, 'çözüm süreci'nde gelinen nokta, gündemdeki son gelişmeler, 7 Haziran Genel Seçimleri'yle ilgili değerlendirmelerde bulundu. Erdoğan ve AK Parti'nin gerçek yüzünün ortaya çıtkığını söyleyen Bayık, "Şimdi önder Apo ve PKK, Erdoğan gerçeğini ortaya çıkarmak, topluma gerçeğini göstermek için çok yoğun çaba sarf etti. Oldukça da sabırlı davrandı. Çünkü bu aldatmanın ortaya çıkması gerekiyordu. Şengal'deki, daha sonra Kobane'deki direniş AKP ve Erdoğan gerçeğini biraz ortaya koydu. Önder Apo da daha sonra geliştirdiği siyasi hamle ile bunu tamamladı," dedi.

KCK Eşbaşkanı Cemil Bayık'ın, T24'ten Celal Başlangıç'ın sorularına verdiği yanıtlar şöyle:

Biz bir sehpanın iki tarafına karşılıklı oturmuştuk ama, "müzakere süreci" için aynı şeyi söylemek mümkün değildi. Çünkü masa ya da sehpa daha kurulmadan Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından "Kürt sorunu yoktur", "Dolmabahçe deklarasyonu yanlıştı" denilerek devrilmişti. "Çözüm süreci"nin AKP'ye oy kaybettirip MHP'ye kazandırması nedeniyle mi devrilmişti "müzakere masası", yoksa yolsuzluk iddiaları, sarayın şatafatı, ekonominin kötüye gidişi esas oy kaybettiren etkendi de, Erdoğan bunu "müzakere süreci"ne yorup yanlış bir tespitle mi devirmişti masayı? Seçim sonrası  sürecin normale döneceğini umuyor muydu?

"Daha çok AKP ve Erdoğan yanlısı medya bunu işledi. 'Seçimdir, taktik yapılır, esasında çözüm sürecine yönelik bir olumsuz yaklaşım söz konusu değildir, sırf seçimde oy almak için bu söylemler geliştiriliyor. Seçim sonrası işler normal biçimde yürütülecek' şeklinde çok yoğun bir manipülasyon geliştirildi. Bu kesinlikle doğru değil. Böyle bir taktik yoktur ortada. Aslında Erdoğan kendi gerçekliğini ortaya koyuyor. Daha önceki seçimlerde Erdoğan ve AKP gerçekliği toplum tarafından anlaşılmıyordu. Çünkü toplumu aldatabiliyorlardı. Rahatlıkla oyalayabiliyorlardı ve zaman kazanabiliyorlardı. Buna dayanarak kendi anlayışlarını adım adım gerçekleştirebiliyorlardı ve zaman kazanıyorlardı. En çok da Türkiye toplumunun yüzde 65-70'inin savaş istememesinden yararlandılar. Bunu Erdoğan ve AKP çok iyi biliyor. Çünkü sürekli anketler yapıyorlar. Akil adamların sunduğu raporlarda da bu çok netti. Bunu bildikleri için toplumun duygularını istismar ettiler. Kendilerini öyle bir gösterdiler ki, sanki Kürt sorununu barışçıl yöntemlerle çözeceklermiş gibi bir algı yarattılar. Türk toplumu da buna inandı. Türkiye'de demokrasiyi geliştireceklerine dair bir algıyı da yarattılar. Onun için liberallerden bazı yazarlara birçok kesimin desteğini alarak kendi iktidarını pekiştirdi. Sonra da otoriterleşmeye doğru daha fazla adım attı."

"ERDOĞAN VE AKP'NİN GERÇEK YÜZÜ ORTAYA ÇIKTI"

Bu noktada sormak gerekiyordu Bayık'a; "İyi de işte böyle güzel güzel giderken ne oldu da masayı devirmek zorunda kaldılar?"

"Şimdi önder Apo ve PKK, Erdoğan gerçeğini ortaya çıkarmak, topluma gerçeğini göstermek için çok yoğun çaba sarf etti. Oldukça da sabırlı davrandı. Çünkü bu aldatmanın ortaya çıkması gerekiyordu. Şengal'deki, daha sonra Kobane'deki direniş AKP ve Erdoğan gerçeğini biraz ortaya koydu. Önder Apo da daha sonra geliştirdiği siyasi hamle ile bunu tamamladı. Çünkü önder Apo gelişmeleri müzakere masasına kadar getirdi. Müzakereyi dayattı. Artık ya müzakere gerekiyordu ya da müzakere karşıtlığı. Başka ara yol kalmadı. Dolmabahçe'deki HDP heyeti ve Türk Hükümeti ortak açıklama yapıp 10 madde üzerinde mutabakat sağlanınca, izleme heyetinin önder Apo'nun yanına gideceği hükümetçe kabul edilince, 'Artık masa yok' dedi. Diyalogla artık yapılacak bir şey kalmamıştı. Burada ya AKP müzakereye gelecekti ya da gerçek yüzü ortaya çıkacaktı ki müzakereye gelemedi. Çünkü amacında Kürt sorununu çözmek, Türkiye'yi demokratikleştirmek yoktu. Aldatmaydı. Gerçek yüzü ortaya çıktı. Türkiye'de herkes artık Erdoğan'ın gerçek yüzünü tanımaya başlıyor. Onun için Erdoğan ve AKP gerilemeye başladı. Eğer bu gerçeklik ortaya çıkmasaydı hâlâ toplumu aldatabilecekti. Ama AKP yanlısı basın bunu örtbas etmeye çalışıp taktik bir manevra olduğunu söyleyerek yine AKP'nin çözümden yana olduğunu söylüyor. Hatta bazı AKP'liler 'Çözüm devam ediyor' diyor."

"DEMOKRASİ GÜÇLERİ PROVOKASYONA KARŞI BAŞARILI"

İyi de bu koşullarda nasıl bir seçimin son virajına giriyordu Türkiye?

Başından beri olduğu gibi tane tane, sakin bir cümle akışıyla yanıtlamaya başladı bu soruyu da  Bayık:

"Oldukça çatışmalı bir seçim yaşıyoruz. Bu da normaldir bana göre. Çünkü Türkiye'de sistem tıkandı. AKP artık aşılmaya başlıyor. Bu hem siyasette yeni bir boşluk yaratıyor, hem de hızla bunun doldurulması gerekiyor. Ama demokrasi güçleri tarafından doldurulması gerekiyor. Demokrasi güçleri bu sefer de dolduramazsa kendileri açısından hiç de iyi  bir sonuç ortaya çıkmaz. İç ve dış koşullar demokrasi güçlerinin bu boşluğu doldurmasını gerektiriyor. Bundan iyi koşulları da sanıyorum ele geçirilemezler. İddialarını güçlendirmeleri ve mutlaka parlamentoya girmeleri gerekiyor. Bu seçim herhangi bir seçime benzemiyor. Aslında rejim seçime giriyor. Bu yanıyla da daha çok HDP ve AKP arasında geçiyor. İki parti arasında çelişki çok yoğun. AKP esas olarak HDP'yi hedefliyor. HDP'nin önünü kesmeye çalışıyor, barajın altında tutmaya çalışıyor. Dikkat edilirse daha önceki seçimlerde AKP ortamın gerginleşmemesini istiyordu. O ortam AKP'nin başarısına hizmet ediyordu, ama bu seçimde öyle bir ortamın kendisine hizmet etmeyeceğini çok iyi anladı. Onun için gerginlik ve çatışma siyasetini izledi. Hatta yer yer şiddeti, çatışmayı, ölümleri arttırmayı istedi. Ölümler üzerinden şovenizmi alabildiğince güçlendirmeyi, böylece demokrasi güçlerinin önünü kesmeyi ve böylece seçimleri kazanmayı esas aldı. Onun için habire ortamı provoke ediyor, gerginleştiriyor, çatışmalı duruma getiriyor. Ama demokrasi güçleri bu tuzağa düşmüyor. Seçimlerin başarısı için de AKP'nin bu tuzağına düşmemesi gerekir. Şimdiye kadar izledikleri yöntem bana göre başarılıdır.

"JİTEM VE KONTRGERİLLA DEVREDE"

"AKP'nin gerginlik politikası yürüteceğini, hatta kontrollü bir şiddeti geliştirebileceği, yer yer bazı öldürme ve bombalamalarla seçimi kazanma yoluna gideceği konusunda aylar öncesinden bazı duyumlar, hatta duyumlardan öte bazı bilgiler aldıklarını" söyleyen Bayık, bu bilgilerin doğru çıkıp çıkmadığı sorusunu da yanıtlıyor:

"Bunu imalı bir biçimde basına yansıttık. Herkesin bunu bilerek hareket etmesi gerektiğini söyledik. Hatta bazı suikastlerin geliştirilebileceğine dair bilgiler de ulaşmıştı. Nitekim gelişmeler bu bilgilerin doğruluğunu ortaya koydu. AKP gerçekten her şeyi kendi iktidarına kurban etmek istiyor. Sadece bombalamalar da değil, birçok yerde eski JİTEM grupları, kontrgerilla grupları dolaşıyor. Yer yer bazı subaylar, kaymakamlar, valiler toplantılar yapıyor. Açık açık halkı tehdit ediyorlar. 'Eğer HDP'ye oy verirseniz sizi yaşatmayız buralarda' diyorlar. Büyük bir baskı, sindirme geliştiriyorlar. Yine bazı yerlerde operasyonlar yapıyorlar. Mesela helikopterler ateş açıyor. Toplarla, tanklarla, sürekli savaş uçaklarının keşif uçuşları var. Alabildiğine tahrikler uyguluyorlar. Aslında bununla bir nevi hem bizi , hem demokrasi güçlerini istedikleri noktaya çekmek istiyorlar. Kendileri ortamı provoke ediyor ve bunu bizimle demokrasi güçlerinin üstüne atmaya çalışıyorlar. Böylece yine kendilerini mağdur gösterip mağdurluk edebiyatı yaparak gerçek niyetlerini gizlemek istiyorlar. Elbette ki bu tuzaklara düşmeyeceğiz."