'Bir şehidi itibarsızlaştırma çabası'
Serra Erdoğan'ın yazdığı Habib Halil kitabı tepki toplamaya devam ediyor...

Oluşturma Tarihi: 2016-09-10 18:07:02

Güncelleme Tarihi: 2016-09-10 18:07:02

TİMETURK | HABER MERKEZİ
PINAR HİLAL BALTA - RÖPORTAJ

15 Temmuz akşamı sokağa inen kahramanlardan biri olan Şehit Halil Kantarcı, ölümü sonrası hakkında yazılan kitap ile ilgili uzun süre gündemde kaldı.

Kitap ilk olarak sosyal medyada büyük tepki topladı. Çok kısa sürede yazılması ve basıma hazır hale getirilmesi ile dikkatleri üzerine toplayan kitabın bir diğer ilginç tarafı ise yazar Serra Erdoğan'ı şehidin çok yakın arkadaşları, ailesi ve hatta eşinin dahi tanımıyor olmasıydı.

Serra Erdoğan'ın şehidin eşi Ayşe Kantarcı, akrabaları ve arkadaşları ile ilk karşılaştığı yer ise cenaze evi ve mezarlıktı.

Ayşe Kantarcı kitap ve yazar hakkındaki tepkisini sosyal medya hesabından şu şekilde paylaşmıştı:

Konuyu Şehit Halil Kantarcı'nın abisi Murat Kantarcı ile konuştuk. Murat Kantarcı, kitapta bir hakaret olmasa bile eşinin, ailesinin izni olmadan yazılmasının yanlış olduğunu, çok kısa sürede yazıldığı için de durumdan şüphelendiklerini belirtti. Kantarcı, konunun çok çirkin bir yere taşındığını ve Halil Kantarcı'nın ile ilgili "bir itibarsızlaştırma çabası" olduğunu söyledi.

İşte Murat Kantarcı'nın o açıklamarı:

"CENAZEDE 'BEN KİTAP YAZACAĞIM' DEDİ"

Serra Hanım, cenazede ve Halil'in kabri başında kitap yazacağını söyledi. Ben 'hayırlısı olsun' dedim ama kendisini tanımıyorum. Sonra Halil'in eşi ile görüştü. Ayşe, duruma rızası olmadığını söyledi.

Ardından ben bir ay önce Serra Hanım ile konuştum. "Biz böyle bir şey istemiyoruz. Siz Halil'i ne kadar tanıyorsunuz? Burada Halil'i çok iyi tanıyan onun hakkında çok daha fazla bilgi sahibi ailesi var, arkadaşları var. Şu anda olayın boyutu farklı olabilir. Ticari düşünüyor olabilirsiniz. Biz Halil'in böyle mağdur edilmesini istemiyoruz. Ayrıca Halil hakkında bizimle de konuşmadınız. Bilgi almadınız. Halil'in çok yakın arkadaşları Adem Özköse, Yakup Köse vs. bunlarla konuşmadınız" dedim.

SERRA ERDOĞAN "HALİL VASİYET ETTİ" DİYOR

Serra Hanım, daha önceden 28 Şubat ile ilgili bir kitap yazmış. O dönemde tanışmışlar. Halil 28 Şubat mağdurlarından, biliyorsunuz. 9,5 yıl cezaevinde yatmışlığı var. Serra Hanım diyor ki "Halil bana 'benim de hayatımı yazarsın' dedi." Yani Serra Hanım'a göre bu bir "vasiyet." Fakat aslında değil. Biz bilmiyoruz. Ne şekilde söylediğini bilmiyoruz ve Halil de hayatta olmadığı için doğrulayamıyoruz. Serra Hanım, "Ben yazacağım bunu" dedi.

"SERRA HANIMI HALİL'İN ARKADAŞLARI DA TANIMIYOR"

Kitabı yazmak için Adem Özköse ve Halil'in diğer yakın arkadaşlarına da gitmiş. Onlar da istememiş Halil hakkında kitap yazmasını ve bilgi vermemişler. Zaten Serra Hanım'ı onlar da tanımıyor.

"ARADAN ZAMAN GEÇSİN, BİZ KİTABI BİR İNCELEYELİM, DEDİK"

Bir ay önce -ben konuştuğumda- bir şekilde oradan buradan bir şeyler toparlamış. Kitabı çıkarmaya niyetlenmiş. Ben ona demiştim ki "Aradan bir 3-5 ay geçsin. Biz yazdığınız bu kitabı okuyalım, inceleyelim. Sonra oturup konuşalım. Şu anda istemiyoruz. Siz bu kitabı Halil'in vefatından 15 gün sonra nasıl hazırladınız? Nasıl çıkardınız? Nasıl yayına hazır hale geldi? Bu kadar kısa sürede... Bu şekilde rızamız olmadan bir kitap çıkarırsanız, maddi manevi dava açacağız size."

"Ben 8 tane kitap yazdım. Çok kısa sürede kitap yazabiliyorum..." falan dedi.

"Tamam da? Sen Halil'i tanımıyorsun" dedim.

"KİTABI ÇIKARMAYACAĞIM, DEDİ"

Sonrasında bana Whatsapp'tan "Ben yayıneviyle olan sözleşmemi askıya aldım. Kitabı çıkarmayacağım" dedi. Ben de teşekkür ettim kendisine. Biz bir ay önce kitabı çıkarmayacağını biliyorduk.

Bu bir ay önceki mevzu yani. Sonra birden kitap çıktı. Biz avukatlara vekalet verdik. Dava açtık.

"OLAYIN BOYUTU DEĞİŞTİ"

Fakat bir süre sonra olayın boyutu değişti. Halil'in hanımı Ayşe'nin de sabrı tükenti. Bir şeyler yazmaya başladı. Kitabı temin ettik.

"REKLAM OLDU"

Konu Twitter'da çok yankılandı. Tabi Serra Hanım reklam yapmış oldu.

"SORUN: HALİL'İN EŞİ İSTEMİYOR"

Aslında çok basit bir kitap. Kayda değer bir şey yok. Edebi bir dille yazılmış falan da değil. Sorun Halil'in hanımının, ailesi olarak bizim rızamız olmadan yazılmış olması. İçinde hakaret veya başka bir şey olmasa da hanımı istemiyorsa çıkarmamak gerekiyor. Neticede söz hakkı onun.

"KONU İNADA BİNDİ"

Kitabı yazmasının bir kaç sebebi olabilir. Adını duyurmak istemiş olabilir. Bir de insanlar istemedi ya. Sonradan öğrendim ki birilerine "Bütün riskleri göze alacağım. Ben bu kitabı yazacağım" demiş. Anlaşılan konuyu inada bindirmiş.

"KİTABI SERRA HANIM YAZMAMIŞ OLABİLİR"

Biz ayrıca şunu da tahmin ediyoruz: Bu kitabı o yazmamış olabilir. 7-8 tane kitap yazmış. Onlara da baktım ben. Bu kitapları yazabilecek çapta değil. Bu, Halil ile ilgili kitabında kullandığı dilden dahi anlaşılıyor.

"İTİBARSIZLAŞTIRMA ÇABASI"

Halil'in hanımının haklı tepkisini anlıyoruz ama bu kadına bir şey yazılmamalıydı artık. Çünkü Serra Hanım'ın bu durumu inada bindirmiş olması ile sanki Halil iki kadının arasında kalmış gibi yanlış bir resim doğdu.

Serra Hanım cenaze günü eve geliyor, Halil'in hanımı ile konuşuyor. "Halil ile şu zaman konuştuk, bu zaman konuştuk. 28 Şubat ile ilgili bir kitap yazarken tanıştık. Şurada oturduk. Konuştuk" gibi şeyler söylüyor. Hali ile Ayşe "Sen kimsin? Ben seni tanımıyorum. Ne zaman konuştunuz. Ne zaman size röportaj verdi. Ben neden bilmiyorum?" diyerek tepki gösteriyor.

Ayşe aslında çok metanetli ve dirayetliydi. Televizyon kanallarında çok güzel konuştu, derdimizi anlattı. Fakat bu olay onu çok etkiledi ve rahatsız etti. Haklı olarak sinirleri bozuldu.

Yani işin özü şu şekilde:

Ayşe Kantarcı haklı olarak "Ben istemediğim halde nasıl benim eşim hakkında kitap yazıp çıkarır?" diyor.

AYŞE KANTARCI'NIN TEPKİSİNİ DİLE GETİRMEK İÇİN YAYINLADIĞI METİN: