Beslenme tarzı doğru değilse kalp hastalıkları riski yüksek derecede artar. O bakımdan beslenme alışkanlıkları önemlidir ve doğru beslenme süreklilik arz edecek şekilde uygulanmalıdır.
- Porsiyon miktarını iyi ayarlamak önemli
Yemek yerken tabağınızı yeterinden fazla doldurmayın veya tam bir doygunluk hissi gelinceye kadar yemeyin. Özellikle restoranlarda sunulan porsiyonlar gereğinden fazla olarak nitelendirilebilir. Başka bir örnek vermek gerekirse bulunduğunuz otellerde yemek alırken büyük yerine küçük tabaklar tercih etmeyi unutmayın.
- Sebze ve meyveye öncelik verin
Sebze ve meyve yoğun bir şekilde vitamin ve mineraller içerir. Haricen bu gıdalarda kalp damar hastalıklarından koruyan bol miktarda antioksidanlar mevcuttur. Ek olarak sebze ve meyvenin kalori değeri düşük ve lif oranı zengindir. Özellikle içerdiği antioksidanlar damar sertliği ve damar kireçlenmesini önler. Sıklıkla mor ve kırmızı sebze ve meyvede antioksidanlar daha yoğundur. Bu bağlamda zerdeçalında yüksek bir antioksidan kaynağı olduğunu unutmamak gerekir. Sebze ve meyve tüketiminde tazeliğe dikkat edilmeli. İşlenmiş veya şekerlenmiş konserve sebze ve meyve sağlık açısından son derece zararlıdır. Kızartılmış sebzeleri tercih etmeyiniz.
- Tahıllı gıdalar tüketmek gerekir
Tahıllar önemli bir vitamin, mineral ve lif kaynağıdır. İçerdikleri besin maddeleri kalp sağlığı ve tansiyon regülasyonu açısından önemli bir rol oynar. Tam tahıllı gıdalar, bu ekmek veya kabuğu soyulmamış pirinç olsun, belirli miktarda tüketildiği takdirde, hem açlık hissini önemli derecede azaltır hem de vücudumuz ve kalp sağlığımız için gerekli olan besin maddelerini büyük bir zenginlikle içerir.
- Yağ tüketiminde dikkat edilmesi gereken hususlar
Bu bağlamda doymuş ve doymamış yağları ayırt etmek önemli. Doymuş yağlar kalp sağlığı açısından fazla tüketildiğinde zararlı olabilir. Örneğin yağlı et, salam sosis gibi gıdalarda, margarinde ve trans yağlarda bol miktarda bulunur. Doymamış yağlar damar kireçlenmesini, sertleşmesini ve kalp krizini önler, kolesterolü düşürür. Zeytin ve zeytinyağı, fındık, ceviz, avokado, badem ve susam yağı doymamış yağlar açısından zengindir. Bu gruba dâhil olan omega-3 yağı soğuk deniz balıklarında ve keten tohumunda bol miktarda bulunur.
- Az yağlı protein kaynaklarını seçiniz
Az yağlı kırmızı et, haftada en az bir kere deniz balığı, günde bir yumurta, haricen taze süt ve evde yapılmış yoğurt önemli ve değerli protein kaynaklarıdır. Taze deniz balıkları bol miktarda omega-3 yağı içerdikleri için aynı zamanda kolesterol ve trigliserid değerlerini düşürürler. Baklagiller protein açısından çok zengindir ve aynı zamanda az yağ içerirler. Kolesterol yükseltici değerleri hemen hemen hiç yoktur ve kolaylıkla et gıdasının yerine geçebilirler. Protein kaynağı olarak işlenmiş etler (sucuk, salam, sosis gibi) ve sakatat kalp ve damar sağlığı açısından önerilmez.
- Tuz tüketiminizi kısıtlayın
Fazla tuz tüketimi tansiyon değerlerini yükseltir. Yüksek tansiyon ise kalp sağlığı açısından önemli bir risk faktörüdür. Günde 1,5 gramdan (yarım tatlı kaşığı) fazla saf tuz tüketilmemeli. Özellikle saklı tuzlara çok dikkat edilmeli. Örnek vermek gerekirse zeytin, peynir, turşu, çerez, çeşni yüksek miktarda tuz içerir. Bu gıdaların tuzsuz olanları tercih edilmeli. Tuz yerine baharat karışımları (karabiber, zerdeçal, kekik gibi) kullanmak kalp sağlığı açısından çok daha avantajlıdır.
- Yemek tarifleri
Kendinize bu bahsedilen 6 maddeye dayanan yemek tarifleri hazırlayın. Sebze ve meyveyi tariflerinizde yüksek miktarda kullanın. Haricen protein ağırlıklı beslenin ve doymuş yağları azaltın. Porsiyon miktarınıza dikkat edin ve tuz tüketiminizi azaltın.
- Kendinizi ara sıra ödüllendirmeyi unutmayın
Nadir olmakla beraber küçük bir porsiyon baklava veya bir kâse sütlaç kendinizi ödüllendirmeniz önemli. Böyle bir yaklaşım istisna kaldığı sürece yaşam kalitenizi artırır.
Bu gibi bir beslenme tarzı daimilik arz edip bir yaşam şeklini alırsa, kalp ve damar hastalıklarından ciddi ölçüde korunmuş oluruz. Bahis edilen beslenme tarzı sadece kalp açısından değil, aynı zamanda kanser ve enfeksiyon hastalıkları açısından da koruyucudur.