Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, 1 Kasım erken seçimlerine gidilirken bölgedeki ve ülkedeki son gelişmelerle ilgili açıklamalarda bulundu. Kurtulmuş, "HDP'nin barajı yüzde 10 değil, terör örgütüyle arasına koyduğu mesafedir. Bir elinizde Kalaşnikof varken, diğer elinizle halay çekemezsiniz" dedi.
Akşam Gazetesi'ne konuşan, Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, çözüm sürecinden seçimlere, Suriye krizinden terörle mücadeleye varana kadar gündemdeki önemli konuları değerlendirdi.
Numan Kurtulmuş özetle şunları söyledi:
KARDEŞ KAVGASI İSTEDİLER
Türkiye'de 7 Haziran seçimlerinden sonra oluşan tablo ve yaşananlar, ülkenin istikrara ihtiyacı olduğunu ortaya koydu. Koalisyon hükümeti kurulamamasına rağmen, ülkede ekonomik kriz yaşanmadı. Ancak malum çevreler, "hükümet kurulamadı kriz ortamı oluşturabiliriz. Türk-Kürt kardeş kavgası başlatabiliriz" diyerek hemen düğmeye bastı. Zannettiler ki; hükümet tedbir alamaz. Allah'a şükür; gerekli tüm tedbirler alındı.
HDP TERÖRÜ AÇIKÇA LANETLEMELİ
HDP 7 Haziran seçimlerinde 6 milyon vatandaşımızın oyunu almış bir partidir. 6 milyon seçmenin desteklediği bir parti, legal partidir. Ancak HDP'nin de yeni gelişmelerin farkında olması ve buna göre hareket etmesi gerekiyor. Her şeyden önce, terörle ve terör örgütüyle arasına kesin bir mesafe koyması gerekiyor.
ASIL BARAJI TERÖR ÖRGÜTÜ
HDP farklı kanatlar barındırıyor. Farklı yerlerden talimat alanlar bulunduğunu görüyoruz. HDP'nin barajı yüzde 10 değil, terör örgütüyle arasına mesafe koymasıdır. Sürecin amacı, kardeşlik türküleri eşliğinde halay çekebilmekti. Ancak bir elinizde Kalaşnikof varken, diğer elinizle halay çekemezsiniz.
CUMHURBAŞKANI RUHUNU KOYDU
Türkiye tesadüfen bir sabah uyanıp çözüm sürecini başlatmadı. Sayın Cumhurbaşkanı'nın başbakanlığı döneminde, önünde üç seçim varken elini, ruhunu, vücudunu taşın altına koyması her türlü takdirin üzerindedir. Halkın büyük çoğunluğu destek veriyor olmasına rağmen, çözümü istemeyenler süreci hep baltaladı. "Masa kurulmuştu, masayı dağıttılar" diyenler, o masayı önce kimin dağıttığına, terör marifetiyle sürecin nasıl ortadan kaldırılmak istendiğine baksın. Bunca terör saldırısı durup dururken mi başladı? Güçleri yetiyorsa, masayı dağıtan terör şebekelerine söylesinler.
SANDIK BASKISINA KARŞI ÇIKMALI
Sandık kurulacak yerlerin seçim güvenliğini tehdit eden unsurlardan temizlenmesi gerekiyor. Seçim güvenliğini önemseyenlerin, PKK'ya da, "Sandıkları baskı altına almayın" demeleri gerekiyor.
YENİ GÖÇ KORKUSU
Dışarıdan ne kadar güç Suriye'ye müdahale ederse sorun o kadar içinden çıkılmaz hal alacak diye yıllarca endişe ettik. Bu endişelerimizde ne kadar haklı olduğumuz bir kez daha ortaya çıktı. Rusya'nın Suriye'ye havadan müdahalesi biraz daha devam ederse, yüz binlerce, belki milyonun üstünde yeni bir göç dalgası Türkiye'nin üzerine gelecektir. Bu, artık Türkiye'nin takatinin yetebileceği bir durum değildir.
MEDYA YIKICILIĞI
Medya-siyaset ilişkileri hususunda son yıllarda katedilen olumlu ve yapıcı kazanımlara rağmen, medyanın 80'li ve 90'lı yıllardaki alışkanlıklarının bazen tekrar nüksettiğini üzülerek müşahade etmekteyiz. Bazı medya gruplarının tevessül ettiği yıkıcılığa varan muhalefet etme tarzı çağ ve demokrasi dışıdır ve kabul edilemez. Medya patronlarına ve yöneticilerine, milletimizi temsil eden en üst makamın Cumhurbaşkanlığı makamı olduğunu hatırlatmak isterim.
NEFRETLE KINIYORUM
Türkiye'de basına yapılan saldırı doğrudan doğruya fikir özgürlüğüne, basın özgürlüğü ve demokrasiye yapılan saldırıdır. Bu açıdan Ahmet Hakan'a yapılan bu saldırıyı açıkça nefretle kınıyorum. Umut ediyorum failleri yakalanan bu saldırının gerçek mahiyeti bütün çıplaklığıyla ortaya çıkar.
TEK BAŞINA İKTİDAR
7 Haziran çok öğretici bir seçimdi. Halk, AK Parti'yi uyardı. "Abdestinizi tazeleyin, eksik işleri tamamlayın, öyle gelin" dedi. AK Parti “Haydi Bismillah" diyerek yeniden yola koyuldu. 1 Kasım akşamı tek başına iktidar olacağımıza inanıyoruz.