Eyüp Kılıç: Savaş kasıtlı olarak uzatılıyor
Uluslararası ilişkiler uzmanı Eyüp Kılıç, Rusya-Ukrayna savaşı, Türkiye-Yunanistan gerilimi, Suriye’nin kuzeyine operasyon ve küresel ekonomiye ilişkin TimeTürk’ün sorularını cevaplandırdı

Oluşturma Tarihi: 2022-05-30 22:37:02

Güncelleme Tarihi: 2022-05-30 22:37:02

3'üncü aynı dolduran Rusya-Ukrayna savaşına ilişkin TimeTurk'e değerlendirmede bulunan uluslararası ilişkiler uzmanı Eyüp Kılıç, savaşın her iki tarafının da sürecin uzamasından yana hareket ettiğini ve hedefledikleri çıkarlara ulaşmaya başladıklarına dikkat çekti. Kılıç'ın sürece ilişkin TimeTurk için yaptığı değerlendirme;

Ukrayna-Rusya çatışmasının ardından ‘yeni soğuk savaş' iddialarını nasıl değerlendiriyorsunuz; sizce bu savaş ne zaman biter?

Öncelikle şunu ifade etmek gerekiyor ki; izlediğimiz çatışma ortamı bir Rusya-Ukrayna Savaşı olmaktan daha çok Rusya ile ABD öncülüğünde ABD'nin yanında konumlanan ya da NATO şemsiyesi altında ABD'nin yanında konumlanmak zorunda olan Batı ülkeleri arasında yaşanan bir çatışmadır. İlk 2 aylık süreçte bu durum çok net olarak gözükmüştür. ABD yakın tarihte bizzat batılı liderlerin ağzından duyduğumuz “beyin ölümü gerçekleşti” denilen NATO'yu tamamen yeniden canlandırmayı ve özellikle kıta Avrupası üzerindeki güvenlik temelli esaretini yeniden pekiştirirken, soğuk savaş döneminden bu yana sürdürdüğü “Rus saldırganlığı, Rus tehdidi” argümanlarını da tekraren dillendirmek ve kullanmak için fiili bir süreç fırsatı yakalamıştır.

Savaş kasıtlı olarak uzatılıyor

Çatışmanın taraflarının nihai amacı ne?

Çatışmaların gidişatı ise mantık çerçevesinde düşünüldüğünde adeta sürecin uzaması üzerine kurulmuş bir senaryo gibi gözükmektedir. Zira uluslar arası ilgili kuruluşların yayınladığı askeri güç verilerine göre Rusya ordusu dünyanın en büyük 2. ordusu iken aynı raporlarda Ukrayna ordusu 56. Ordusu olarak gözükmekte, yine askeri envantere ve fiili asker unsurlarına baktığımızda arada ciddi bir fark olduğu net olarak gözükmektedir. Gelişen silah teknolojileri ve bu silah teknolojilerinin yıkım gücünün artması da göz önüne alındığında çatışmaların Rusya tarafından da kasıtlı olarak uzatıldığı gibi bir durum düşünülebilir.

Biraz açar mısınız?

Öncelikle herkesin hafızalarında taze olan bir Irak Savaşı'ndan neler hatırlıyoruz? Hani şu geceleri gökyüzünü aydınlatan görüntüleri TV'lerden canlı olarak izlediğimiz ABD'nin Irak'ı işgal ettiği süreçten… ABD günlerce yoğun bir hava bombardımanı ile Irak'ta daha önceden belirlediği stratejik noktaları, silah depolarını, askeri unsurları yoğun olarak bombalamış, Irak ordusunun direncini büyük ölçüde bu şekilde kırmış ve akabinde tabiri caizse kolu-kanadı kırılan Irak ordusuna yaptığı kara girişle son darbeyi indirmişti. Peki; Rusya'dan şimdiye kadar neden Ukrayna ordusunun direncini kıracak süreklilik arz eden bir hava harekâtını göremedik? Bunu söyleyince hava harekâtını engelleyen silah teknolojilerinden bahsediliyor ancak merak edip Ukrayna'nın bu noktada sahip olduğu teknolojiye baktığınızda süreklilik arz edecek yoğun bir hava saldırısına uzun süreli karşılık verecek yeterli envantere sahip olmadıklarını da net olarak görüyoruz. Savaşın uzaması her iki tarafın çıkarına...

Rusya'nın bundan çıkarı ne?

Öncelikle doğalgaz ve petrol noktasında en büyük paya sahip olan ülkelerden birisi olan ve Avrupa ülkelerinin de büyük tedarikçisi… Şu an itibariyle Avrupa'da doğalgazın megavat saat başına fiyatı geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre 10 kattan fazla artmış durumda. Zaten bu durumu Rus ekonomisinde yaşanan gelişmelerden de görebiliyoruz. Geçtiğimiz yıl Nisan ayında 6,7 milyar dolar cari fazla veren Rus ekonomisi bu yıl Nisan ayında 65 milyar doların üzerinde bir cari fazla vermiş durumda. Aynı şekilde artan petrol fiyatları da Rusya'nın avantajına… Çatışmaların hemen başında açıklanan yaptırımlarında etkisiyle dolar karşısında yüksek oranda değer kaybeden Rus para birimi Ruble de süreç içerisinde yaptırımlara rağmen hızlıca toparlandı ve şu anda çatışmaların başladığı günden bile daha iyi durumda… Yani tabloya genel olarak baktığımızda süreçten hem NATO başlığı ve Avrupa üzerindeki kaybettiği etkiyi yeniden kazanma, NATO şemsiyesi altındaki “güvenlik temelli esareti” sürdürme noktasında ABD'nin hem de tek tek izah ettiğimiz unsurlar noktasında Rusya'nın kazanımları mevcut. ‘Mitçotakis de Zelenskiy gibi piyon olarak kullanılabilir'

Uzun süredir devam eden Türkiye-Yunanistan arasındaki gerilimde gelinen aşamayı nasıl değerlendiriyorsunuz?

Daha önce yine TimeTürk'te yaptığımız söyleşilerde ısrarla altını çizdiğimiz bir husus vardı. Yunanistan... 2017 yılından itibaren ısrarla devlet iradesini kaybetmiş, kiraya vermiş bir ülke olan Yunanistan'ın “gerektiğinde” Türkiye için kullanılmak üzere hazırlandığı noktasında tespitlerimi ifade ediyorum. Miçotakis'in son dönemde yaptığı hadsiz çıkışları da bu bağlamda okumak gerekiyor. Tıpkı Zelenskiy Rusya meselesinde bir piyon olarak nasıl kullanıldıysa Miçotakis de Türkiye özelinde bu şekilde kullanılabilir. Özellikle ABD'nin istemediği hususlarda Türkiye'nin atacağı her adım Yunanistan'ın hadsiz tavırlarının artması sonucunu doğuracaktır. İsveç ve Finlandiya'nın NATO üyeliği noktasındaki devam eden süreç, Rusya'nın da çekilmesiyle Suriye'de ABD'nin “kara gücümüz” dediği terör örgütü PKK/YPG'nin işgal ettiği alanlara yapacağımız harekatlarla eş zamanlı olarak Yunanistan'dan yeni hadsiz çıkışlar hatta kısıtlı da olsa fiili adımlar görebiliriz. Ülkemizin her geçen gün tam anlamıyla bölgesel bir güç, bölgesel karar alıcı olması gerçeği ABD'nin istemeyeceği bir durumdur ki; bu hususta Yunanistan dikkat dağıtmak adına çok kullanışlı bir piyon niteliğinde… Enflasyon, gıda ve petrol piyasası

Ukrayna-Rusya çatışmasıyla birlikte dünya gündeminin en üst sırasında yer alan gıda krizi ve küresel ekonomi ile ilgili görüşlerinizi alabilir miyim?

Pandemi sürecinin getirdiği küresel ekonomik zorluklar değiştirilmek istenilen mevcut düzenin revize edilmesi için ilk kaldıraç olarak kullanıldı. Özellikle orta sınıfın çok fazla etkilendiği ve zenginlerin daha da zenginleştiği, orta sınıfın ise gelir düzeyi düşük olarak tabir edeceğimiz kesime büyük ölçüde yaklaştığı bir dönem yaşadık, yaşıyoruz. Bu realiteyi şimdi ikinci bir kaldıraçla destekliyorlar. Ukrayna-Rusya çatışması özellikle Avrupa ülkelerinin başta tahıl olmak üzere birçok kalemde gıda ürünlerine ulaşımını sekteye uğrattı ve uğratacak. Buna Şhangay limanında yaşanan kapanmaları da eklersek zaten dünya genelinde hızlıca yükselen gıda fiyatlarının özellikle sonbahara doğru daha da yükselebileceğini ön görmek zor değil. Küresel tedarik zincirlerinin kırılması için adeta bilinçli bir süreç işletiliyor. Ürün bazlı rekoltelere baktığımızda geçtiğimiz yıllardan çok farklı rakamlar görmüyor olmamıza rağmen tedarik/lojistik zincirlerinde yaşanılan aksamalar üzerine petrol fiyatlarının da yükselmesi eklenince ciddi oranda artışa sebebiyet veriyor. Şayet başta Ukrayna'nın depolarında beklediği iddia edilen 40 milyon ton tahıl başta olmak üzere aksayan diğer lojistik zincirlerinde ve petrol fiyatlarının gerilemesi noktasında müspet adımlar atılamazsa tüm dünyada enflasyon artışlarının ivmelenerek devam edeceği aylara tanıklık etmeye devam edebiliriz. Suriye'nin kuzeyine operasyon

Özellikle göçmen gündeminin ardından Ankara, Suriye'nin kuzeyine yönelik yeni bir operasyon süreci başlattı; bu hususta neler söylemek istersiniz?

Suriye'de oluşturulması planlanan güvenlik koridoru ülkemiz için olmazsa olmaz bir durumdur. Aslında Sayın Cumhurbaşkanımız bunu Suriye iç savaşının başladığı 2011 yılından bu yana çok sık dile getirdi. Ancak gerek Rusya'nın, gerekse ABD'nin tavrı bu güvenlik koridoruna büyük ölçüde engel oldu. Türkiye bu iki güce rağmen yine de hayati önem arz eden noktalarda gerektiği anda operasyonlarını yaptı ve güvenli bölgeler oluşturdu. Zaten uluslar arası sözleşmelerden doğan haklarımız güvenlik endişelerimiz temelli olarak bize sınır ötesinde 30 km'ye kadar bir operasyon yapma hakkı tanıyor. ABD'nin DAEŞ tiyatrosu ile besleyip büyüttüğü ve sözde DAEŞ'ten temizlediği yerlere güvenlik açısından yerleştiğini iddia ettiği, Suriye topraklarını işgal ederek burada bir terör devleti kurması amaçlanan PKK/YPG'ye karşı güçlü bir operasyon ülkemiz için kaçınılmazdır ve mevcut siyasi irade bu operasyonu yapacak kararlılığa sahiptir. Zaten Cumhurbaşkanımızın yaptığı açıklamalar bu kararlılığın net göstergesi…

Röportaj: Cumali Dalkılıç