ITC eski Türkiye Temsilcisi: Kerkük'teki kavganın temelinde enerji kaynakları var
'IŞİD'i, Musul'a, Telafer'e sokan Barzani'dir' diyen ITC eski Türkiye Temsilcisi Ahmet Muratlı, Barzani ailesinin para kaynaklarının Irak dışında olduğunu belirterek, 'Barzani küçük bir Saddam gibidir' dedi. Muratlı, Kerkük merkezli gerilimin ise 'enerji kaynaklarından' kaynaklandığını söyledi. Bu gerilim içinde ise İsrail'den Amerika'ya, İran'dan Irak'a bir çok aktör bulunuyor...

Oluşturma Tarihi: 2017-10-17 08:22:01

Güncelleme Tarihi: 2017-10-17 08:22:01

TIMETURK | 5 SORU

Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi'nin "tartışmalı bölgeleri" de kapsayan bağımsızlık referandumunu gerçekleştirmesi üzerine yaşanan gerilim son günlerde "Kerkük merkezli" bir hal aldı. Barzani'ye yakın KDP Peşmergeleri ile PKK'nın şehir içerisinde mevzilendiği Kerkük'e Irak Ordusu ve bünyesindeki Şii milis gücü Haşd-i Şabi ile operasyon düzenlemesinin ardından yalnızca 12 saatte kentin tamamı ele geçirildi. Bu ele geçirmede en önemli nokta ise Talabani cephesine yakın KYP Peşmergelerinin geri çekilmesiydi. İddialara göre bu geri çekilmede, bundan bir kaç gün önce Süleymaniye'ye giden İran Devrim Muhafızları Komutanı Kasım Süleymani'nin büyük etkisi bulunuyor... Yaşananları 5 SORU'nun bugünkü konuğu Irak Türkmen Cephesi (ITC) eski Türkiye Temsilcisi Ahmet Muratlı ile konuştuk.

İşte Muratı'nın açıklamaları:

"KAVGANIN TEMELİNDE ENERJİ KAYNAKLARI VAR"

1- Kuzey Irak'ta Kerkük merkezli yaşanan gelişmeleri nasıl değerlendiriyorsunuz?

Ortada belirsiz bir durum var. Barzani Yönetimi'nin kendi bölgesi olmayan yerlerde de referandum yapmaya kalkıştığını görüyoruz. İsrail'in net bir şekilde destek verdiğini ve karışıklık doğduğunu görüyoruz. Kavganın temelinde Kerkük'teki enerji kaynağı, bu kaynağın güzegâhı ve paylaşma konusu var. Sanıyorum bunun aslan payı ABD'ye düşüyor. Gerisi ise Irak'taki güçler tarafından paylaşılmak istenmekte. Burada sorgulanması gereken iki nokta var. Bir, "ABD'den bu enerji kaynaklarıyla ilgisi olan kimler?" İki "Kuzey Irak'a ne gibi vaatlerde bulundular?"

Burada Irak Merkezi Yönetimi'nin Anayasa tarafından kendisine verilen yetkileri uygulamaya çalıştığını görüyoruz. Şu an Kerkük'te durum çok gergin. Barzani yönetimi Kürt gruplarını önceki gün Süleymaniye'de toparladı. PKK kartını da oynamak istedi. Az sayıda PKK'lı Türkmen mahallelerinde gösteriler yaptı. Bunlar, daha çok Türkiye kamuoyuna mesaj, gözdağı niteliğindeydi.

TÜRKMENLERE YÖNELİK SALDIRILAR

Birileri etnik temelde bir kavga başlatmak istiyor. Kardeşliğin, huzurun bozulması için bunları yapan taraflar var. Uzun zamandan beri Türkmenlere yönelik yıpratma hareketleri içerisindeler. Hırsızlık, sarkıntılık, adam kaçırma, Türkmen gençlere iş vermeme, Türkmen işadamlarının şantiyelerine saldırı… Türkmenler olarak biz, benim yönetimde olduğum süre boyunca da söz konusu fitnenin tetikçisi olmayacağımızı söyledik. Biz herkesle barış içerisinde lokmamızı paylaşırız dedik ve diyoruz.

2- Ankara, Bağdat ve Tahran'ın Kerkük'teki PKK varlığına sessiz kaldığı yorumlarına katılıyor musunuz?

Kimse savaş istemiyor. Bağdat'ın yapmış olduğu “Kerkük'te PKK varlığı bir savaş ilanıdır” çıkışı, Süleymani'ye toplantısına bir cevap niteliğindeydi. Bölge ülkeleri burada ikinci bir kargaşa oluşmaması için birleşmiş durumdalar. Bu bölgede rahatsız bir komşu istemiyorlar. Bölgedeki tüm etnik grupların arasındaki kardeşliğin zedeleneceği bir adım atılmasını istemiyorlar.

"KÜRDİSTAN TERİMİ DAHİ ETNİK BİR İÇERİĞE SAHİP"

Biliyorsunuz ‘Kürdistan' terimi bile bir rahatsızlık veriyor. Çünkü içinde barındırdığı tüm gruplara rağmen etnik çağrışım yapıyor. Oysaki karşısında bir Türkistan yok bir Arabistan yok. Irak Cumhuriyeti var.

"KERKÜK TAM BİR TÜRKMEN ŞEHRİYDİ"

Petrolün inkifaşından sonra bizim bölgelere akın edildiğini görüyoruz. Oysa Kerkük, tüm kültür varlıklarıyla, şiiriyle, diliyle, hoyratıyla, türküleriyle, tarihi eserleriyle, mezarlarıyla tam tamıyla bir Türkmen şehriydi. Tıpkı Türkiye'ye benzer bizim oralar. Türkiye de ana rahmini tüm insanlara açmış ve herkes vatandaşlık ile buraya bağlı. “Ne mutlu Türk'üm” denildiğinde de bunun ırki bir terim olmadığını görüyoruz. Biz de herkesle yaşayalım diyoruz. Hile hurda ile aldıklarını, Irak Merkezi Hükümeti'nin içini boşaltmalarını... Bunları tekrar tekrar konuşmak istemiyouz.

"SİZİN BU ŞEHRİDE BİR ŞAİRİNİZ, TÜRKÜCÜNÜZ VAR MI?"

Irak, Anayasasına göre hareket ediyor. Ama bugün Peşmerge'yi, PKK'yı zorla getirip Kerkük'ün içerisinde provokatif bayrak asmaları, Türkmenleri sürdürmeleri, gençleri işe almamalar yaşanıyor. Kerkük bir harabe şehirdir. On yıldır bir Erbil, bir Süleymani'ye. Yalnızca iki şehri kalkındırdılar ve Kerkük'e hiç yatırım yapmadılar. Türkmenlere "Siz sonradan geldiniz" dediler. Biz de soruyoruz: "Sizin bu şehir içerisinde bir şairiniz, türkücünüz var mı?" Yok efendim! İsimleri yok! Ama petrol yüzünden çok şey yaşadık.

"MUSUL'A IŞİD'İ SOKAN BARZANİ'DİR"

Biz, kimlerle işbirliği yaptıklarını biliyoruz. IŞİD'i Musul'a sokan Barzani'dir! Telafer'i zorla savaşa sokan Barzani'dir! Bunlar ortaya çıkacak. Türkiye'yi Musul'dan çıkaran Barzani'dir! Kürtlerin de Barzani ailesinden memnun olmadığını biliyoruz.

"BARZANİ BİR KÜÇÜK SADDAM GİBİDİR"

Barzani bir küçük Saddam gibidir. Kürt halkının da para kaynakları Barzani ailesi nezdinde, Irak'ın dışında olduğunu biliyoruz.

3- Barzani'nin söz edilen ilişkileri bir tarafa uzun süredir ankara ile yakın ilişki içerisinde olduğu da biliniyor. Bu durum ile ilgili neler düşünüyorsunuz?

Biz bunu Türkiye'nin iyi niyetine vurulmuş bir hançer olarak gördük. Eğer Türkiye, bütün Irak halkı ile işbirliği yapacaksa Habur'a alternat sınır kapısı üretmeli. Kapının tamamen kesilmesi taraftarı da değilim. Fakat Irak'ın başka bölgeleriyle ticaret için gerekiyor. Barzani'nin haksız olarak elde ettiği gelire bir sınır koyulmalı. Biz, Ankara'nın Irak Anayasası'na Bağdat ile işbirliği yapmasını uygun görüyoruz. Malesef Türkiye, uzun bir süre Türkmenlerin sesine kulak vermedi. Tüm ilişkilerini Barzani üzerinden yapmaya başladı. Türkmenlere de "Siz bunlarla işbirliği yapın" denildi. Oradaki tavrımız şuydu: Biz hiçbir zaman Türkiye'nin nüfuz alanını genişletmesine engel olmadık. Bugün Barzani de Sünni Araplar da Türkiye ile ne kadar dost olduklarını ortaya koymuşlardır.

4- İran Devrim Muhafızları Komutanı Kasım Süleymani'nin Kerkük'te bulunmasını nasıl bir anlam taşıyor?

Bölgedeki İran etkisi çok geniş. Talabani cephesi yani Süleymaniye, Erbil, Bağdat... Bizden daha çok Tahran'dan çekinirler. Onun için İran'ı küstürmemeye çalışırlar. Onun için Süleymani, yalnızca şimdi değil Musul Operasyonlarında da vardı, Tikrit'te de vardı, Felluce'de de vardı. Şimdi bir haftadan beri bölgede olduğunu biliyoruz. Barış için orada olduklarını düşünüyoruz. Haşd-i Şabi de Tazehurmat'ta yerleşmiş durumda ve çok güçlü.

"TİLLERSON'UN MEKTUBU ŞAHSİ BİR MEKTUP MUYDU, ABD'DEN İLETİLMİŞ RESMİ BİR MEKTUP MUYDU?"

5- ABD ile Barzani Yönetimi arasında nasıl bir ilişki var?

Biliyorsunuz, İsrail'e de 'vaadedilen topraklar' vardı. Zannediyorum Kürt Yönetimi de böyle bir şey okumuş. Biz şu anda şu sorunun cevabını bekliyoruz: Bu şahsi bir mektup muydu? Yoksa ABD Dışişleri Bakanlığı'nın bir resmi mektubu muydu? Biliyorsunuz aynı zat 2006 yılında Exxon Mobil Corporation'ın Yönetim Kurulu Başkanıydı. Bunlar bölgede enerji kaynağı işbirliğinin peşinde olabilirler. ABD'yi de zor duruma sokabilecekleri konuşuluyor. Irak'ta Arap medyası bunu sormaya başladı. Siz böyle bir şeyi nasıl vaadediyorsunuz?

Barzani'nin bölgede iki proje peşinde olduğunu düşünüyoruz. Birincisi Birleşik Arap Emirlikleri ve Suudi Arabistan'ın arkasında olduğu bir proje. En büyük destekçisi İsrail. Kuzey'deki Kerkük petrollerini Barzani ve Sünni Arapların himayesinde Kerkük üzerinden Ürdün'e oradan İsrail'e ve Akdeniz'e açılması projesi var. Hatırlarsanız Barzani yakın zamanlarda Arap Sünnilere siz de kendinize bölge seçin diyordu. İkinci dikkat edeceğimiz husus ise Basra'da özel statülü bir şey yapmaya çalışıyorlar. Enerji kaynağını Suudi Arabistan sınırı boyunca Ürdün'e oradan İsrail üzerinden Akdeniz'e ulaştırma planı var.

KİMDİR?

1952'de Kerkük'te doğan Ahmet Muratlı ilk, orta ve lise öğrenimini burada tamamlayarak üniversite için Ankara'ya gitti. Ankara'da inşaat mühendisliğini tamamlamasının ardından Irak'a döndü ve dört yılın ardından Türkiye'ye geldi. Bunun arından birkaç yıl Körfez ülkelerinde inşaat mühendisi olarak çalışan Muratlı, 1988'den beri Ankara'da yaşıyor. Irak Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Derneği ile siyasi kuruluşlar içinde görev alan Muratlı son olarak 2003 – 2010 arasında Irak Türkmen Cephesi Türkiye Temsilciliği görevini yürüttü.

(İlgili habere gitmek için fotoğrafa tıklayınız)