Kazakistan'da 30 yıldır görev yapan Nazarbayev'in istifası sonrası Kazakistan'ı nasıl bir gelecek bekliyor? Araştırmacı Yazar Hilmi Çetin, bu konu ile ilgili Timetürk'e özel bir yazı kaleme aldı.
İşte yazının tamamı:
Kazaklar'ın Ak Saçlısı Nazarbayev ve Kazakistan'ın Geleceği
Global jeopolitik iklim bu kadar karışık bir vaziyetteyken Nursultan Nazarbayev'in bırakma kararı Kazakistan için oldukça kritik. Peki "Türk dünyasının Ak Saçlısı neden bırakıyor?
Nazarbayev ülkesinin nâzik konumunun farkında ve önümüzdeki dönemde ABD-Çin rekâbeti nedeniyle bölgenin daha da karışabileceğini düşünerek arkasında kendi mîrâsını lâyıkıyle temsil edebilecek bir siyâsal mekanizma/lîder bırakmak istiyor olabilir.
Kazakistan Merkezî Asya'da, üç büyük gücün(Rusya-Çin-ABD) ortasında bir istînad noktası gibi âdetâ. Rusya bölgenin ağabeyi konumunda; kültürüyle ve demografik gücüyle Kazakistan'da hâlâ etkili. Çin artan siyâsî ve ekonomik etkisiyle Kazakistan'da önemli bir aktör haline geldi.Kazakistan geniş ve stratejik coğrafyası ile Kuşak-Yol projesi için kritik önemi hâiz. Aynı zamanda Çin'in enerji tedârikçisi. Çin Kuşak-Yol'u başarmak istiyorsa Kazakistan'da kaybetmeyi göze alamaz. Mutlaka etkin bir aktör olmak zorunda.
Kazaklar da Çin'i Rus yayılmacılığına karşı bir denge unsuru olarak kullanmak istiyorlar. Ruslar'ın Kazakistan'ın kuzey topraklarında gözü olduğunu unutmayalım.Nazarbayev'in Kazakistan'daki Rus kültürel etkinliğine karşı attığı diğer bir adım, alfâbe değişikliği hamlesiydi. Bunun Rusları çok rahatsız ettiğini biliyoruz.
ABD Soğuk Savaş sonrası Kazakistan'daki siyâsî elitle kuvvetli ilişkiler geliştirdi. Ayrıca Kazakistan-ABD münâsebetlerine bir de sermâye prizmasından bakmak lâzım. Bence önemli bir boyut. Küresel sermâye, Kazakistan'da geçtiğimiz 25 yılda ciddî bir nüfuz elde etmeyi başardı. Eric de Rothschild'in şirketi Rothschil&Co'nun Kazak Merkez Bankası'na danışmanlık yaptığını unutmayalım.
Peki Nazabayev'in başkanlıktan çekilmesinin arkasındaki saik ne olabilir?
Nazarbayev, ölümünün ardından Kazakistan'ın kaotik bir miras kavgasının içine düşmesindense, hayattayken ülkede yumuşak bir geçişin yapılmasını sağlayacak ve bu süreci kendisi yönetecek. Bunun ilk işaretleri görülmeye başlandı zaten. Başkanlığı Tokayev'e bırakmasının hemen ardından kızını Senato Başkanlığı'na getirdi. Yani Nazarbayev ipleri elinde tutacak.
Rusların, Kazakistan'ın kuzeyi üzerindeki hak iddiaları, Sovyetler'in çöküş dönemindeki fikrî/siyâsî tartışmalara kadar gidiyor. O dönem Nobel ödüllü Rus yazar Aleksandr Soljenitsin, Rus nüfusun yaşadığı Kazak topraklarının târihî olarak Rusya'ya ait olduğunu iddia etmişti. Soljenitsin, o dönem yazdığı bir makâlede(Rusya'yı yeniden inşâ etmek) Ukrayna,Rusya,Belarus ve Kazakistan'ın kuzey kısımlarıyla(Rus nüfusun olduğu) birlikte bir Rus birliği kurulması fikrini savunmuştu. Bu daha sonra Putin dâhil pek çok Rus devlet adamına da ilham kaynağı oldu.
Kazakları endişelendiren konuların başında Putin'in irredantist politikaları geliyor. Özellikle 2014 yılında Kırım'ın işgâlinden sonra bu Rus endişesi zirve yaptı. Aynı yıl Putin'in Nazarbayev ile ilgili sarfettiği övgü sözleri,Kazakların bu endişelernde pek de haksız olmadıklarını ortaya koydu. Putin: "Nazarbayev eşsiz bir iş başardı. Tarihte bir devletin olmadığı topraklarda bir devlet kurdu. Kazakların hiçbir zaman kendi devletleri olmadı" ifadelerini kullanmıştı. Putin'in Nazarbayev'le ilgili sitayiş dolu sözlerinin içine gizlediği örtülü tehditlerine Kazakların Ak Saçlısı "Biz gökten düşmedik" temalı güzel bir konuşmayla mukabele etmişti.
Bizim deli/ayyaş diye gördüğümüz, ara ara Türkiye'ye yönelik sözleri sebebiyle haber bültenlerimize de malzeme olan, Kazakistan doğumlu Rus milliyetçisi siyâsetçi Vladimir Jirinovski'nin de zaman zaman Kazakistan'ın kuzey bölgeleri ile ilgili hak iddia eden sözleri vardır.Bizde "Lafı önce deliye söyletirler" diye bir söz vardır. Rus devletinin kamuoyu ile açıktan, resmî olarak paylaşmaktan imtinâ ettiği görüşleri Jirinovski gibi adamlara söyletilirler. Ama muhâtap bilir ki bu delinin değil Rus devletinin lafıdır.
Hem Kazakistan hem Rusya'nın bekâlarıyla ilgili temel endişeleri aynı aslında.Aşırı geniş topraklar,az nüfus. Kazakistan, Kazaklaştrma politikası çerçevesinde son 25 yılda diasporadaki yaklaşık 1 milyon Kazak'ı vatandaş yaptı.Kazak nüfus oranı %70'e yükselirken Rusların %21 oldu. Öte yandan Rusya da yaşadığı demografik krizi aşmak için diasporadaki Rusları ülkeye davet ediyor ve kritik bölgelere yerleştiriyor. Kazakistan'daki yaklaşık 400 bin etnik Rus ana vatanlarına döndüler. Bu durum hem Kazakların hem Rusların işine geliyor aslında.
Kazakistan Kazaklaşırken Ruslar nitelikli bir nüfus ithal ediyorlar.Ruslar Çin'in yükselişiyle birlikte demografik bekâ tehdîdini daha yakından hissediyorlar.Dimyat'a pirince giderken evdeki bulgurdan olmak istemiyorlar.Öncelik Rus ana vatanını, uçsuz bucaksız stepleri elde tutmak.