Mustafa Erdoğan Sürat'ten Erol Mütercimler ve Mine Kırıkkanat'a bomba sözler
Akademisyen Prof. Dr. Mustafa Erdoğan Sürat, Kemalistlerin Atatürk üzerinden Türkiye toplumunda çatışma ortamı oluşturmaya çalıştığını söyledi.

Oluşturma Tarihi: 2018-11-14 16:00:53

Güncelleme Tarihi: 2018-11-14 16:00:53

TİMETÜRK ÖZEL HABER

Edirne'de 10 Kasım'da yaşanan olayın ardından Atatürk üzerinden kışkırtma çalışmaları olduğunu ifade eden Mustafa Erdoğan Sürat, Timetürk'e özel açıklamalarda bulundu. 

Kemalistleri tanımlayan Sürat, şunları söyledi...

"Kemalist kesim dediğiniz üç kuruş menfaate satılmış; ahlak, vicdan, mantık, bilim ya da uygarlık kavramlarının hiçbiri ile bir alakası olmayan bir kesimdir. Rahmetli Mustafa Kemal yaşasa Kemalist olmayacağı belli.

Mustafa Kemal, “Sakın benim söylediklerini bir dogma gibi ezberlemeyin ve sadece onlara bağlı kalmayın” diyor. Yani her türlü dogmaya karşı olduğunu ifade ediyor. Kendi ifadelerinin de dogmalaştırılması tehlikesini görüyor ve bu tehlikeye karşı çevresini uyarıyor.

Buna göre Kemalistleri yeniden tarif edecek olursak; Mustafa Kemal'in adını kullanan ama onun asla mensubu olmadığı bir zihniyet paçavrasına dört elle yapışmış, menfaatçi, uygarlıktan uzak, her türlü dogmatizme açık, rezil bir sürü diyebiliriz. Bunların bir organizasyonu bile yok. Sürü bunlar. Bizim bilmediğimiz bir lidere sahip ama liderlerini de tam sembolize edemedikleri bir arada yaşayan mahlukatlardır. Bu sürünün bir mantığı ve acıması yoktur."

Mustafa Erdoğan Sürat, Kadir Mısıroğlu ile ilgili ise şu ifadeleri kullandı...

"KADİR MISIROĞLU'NA DA SALDIRIYORLAR"

"Mesela Kadir Mısıroğlu'na fes giyiyor diye küfrederler. Hiç sormazlar bu adam neden giyiyor diye. Adam kel ondan giyiyor. Bu adam deli Kadir değil kel Kadir. Ben de kel olsam ben de fötr ya da takke takmam. Ecevit, kasketin manasını eskitti. Ben de fes giyerdim herhalde.

Kemalistler menfaatlerine taparlar. Eğer mesela dayak yerlerse ya da zora gelirlerse “Ben Kemalist değilim Atatürkçüyüm” derler. Kemal Gürüz karakol kapısında tam da bunu dedi.

Bu çıkar sürüsünün yapamayacağı hiçbir kötülük yoktur. Bunlar çarşaflı bir kadını da kandırabilirler. Çarşaflı bir kadın bize göre kendi şahsiyetini satmaz ama kandırılabilir. Çarşaflı bir kadını kandırması için bir üçkağıtçıya para vermiş bile olabilirler. Mesele pülüfüsür Haydar Kelle (Baş) gibi adamlara para verirler ve o da çarşaflı bir kadını kandırmış olabilir. Yani çarşaflı bir kadına sureti haktan görünerek onu kandırmış olabilir.

EROL MÜTERCİMLER'E CEVAP

Yani Atatürk büstü ile ilgili onu galeyana getirmiş olabilir. “Bacım, bu nedir her yerde büst var, ne olacak halimiz” gibi ifadeler kullanarak çarşaflı kadını tahrik etmiş olabilirler.

Bunu kullananların yarın ne planladıklarını da Erol Mütercimler gibi parmağı ile düşünen bir adamın söyledikleri ile görüyoruz. Parmağı ile düşünen bir başka kel ile bize neyin tasarlandığını söylüyorlar. Türkiye'de iç savaş çıkacak dedirtiyorlar. Bunu söylemek Türkiye'ye bir haksızlıktır."

Ama iktidar enflasyon denilen hataya devam ederse, 12 Eylül öncesindeki gibi bir çatışma ortamı kaçınılmazdır. Tabi bu çatışma, 12 Eylül'deki gibi sağ sol çatışması olmayacaktır. O dönemde ülkücü gençler de sağ ideolojiye sahip olmadıkları halde kurban gittiler. Hadi solcuları anlarız, onlar Marx'tan aldığını iddia ettiği bir ideolojisi var. Ama ülkücüler de sağın ve solun olduğuna ve bu çatışmanın olduğuna inanıyordu…

Günümüzde şeriatçı Kemalist çatışması da olmayacaktır. Bu çatışma da eskitilmiş ve son kozunu da Merve Kavakçı olayında oynadılar. Ecevit, milletvekili seçilen bir kadını linç ettirmiştir.

Alevi sünni çatışmasının olması da mümkün değildir. Çünkü Sivas ve Kahramanmaraş olaylarında bunun da adı konmuştur. Güncelliğini kaybetmiş.

Peki nasıl bir çatışma olur?

Cami cemaatinden herkesin korkması gerekir. Cami cemaati aç kalırsa, kış günü soğukta kalırsa sokağa çıkar ve önünde kimse duramaz. Bugün değerli meslektaşım Cihangir İslam, ölçüyü kaçırmış olsa da yaptığı açıklamalarla cami cemaati adına konuşan bir adam pozisyonu seçti. Cami cemaati sokağa çıkarsa ülkücüler bunların karşısına dikilemezler. Cami cemaati öyle güçlüdür ki Ermenileri tehcire zorlayan güçtür. Cami cemaati sokağa inerse Ermenisi de Işıkçısı da kellecisi de tehcir olur.

Bunun önünde duracak güç yoktur. Cami cemaati yaşadığı soğuk ve açlık durumunu kime fatura ederse onu cezalandırır.

Kemalistler boşuna heveslenmesinler; Tayyip Erdoğan'ın cami cemaatini soğukta ve aç bırakacak bir lüksü yoktur ve kendisi de bunun farkındadır. Çatışma çıkmasını bekleyen Kemalistler de avucunu yalarlar.

MİNE KIRIKKANAT'A "AVUCUNU YALAR" DEDİ

İşte Mine Kırıkkanat gibi güldüğü zaman paslı dişleri gözüken bir Kemalist kadını üzülüyor. Üzülsünler, üzülmeleri iyidir. Mine Kırıkkanat'ın Atatürk ile ilgili açıklamaları da bu çatışma ortamını körüklemek içindir. Enflasyonun dindar insanları çileden çıkartmasını bekliyorlar ve “Aman bize dokunmasınlar da gitsin heykel kırsınlar” diye bir alegorasyon yapmaya çalışıyorlar.

Onlar çatışma ortamını beklesinler avucunu da yalasınlar.