Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın siyasi hayatına şiirle başladığını hatırlatan Özcan, “Camiler kışlamız, minareler süngümüz” sözlerini okuduğu tarihten bu yana şiir geleneğini sürdürdüğüne dikkat çekti. "Siyasi meseleleri şiir okumalarına devam ederek işliyor. Daha önce Tahran'da da, BM Genel Kurul konuşmasında da okuduğu birkaç şiir olmuştu” dedi.
“Aras sınırı İran'ın yumuşak karnıdır”
Doğal bir sınır olarak kabul edilen Aras nehrinin önemine değinen Özcan, şunları söyledi;
Doğrusunu söylemek lazım; Aras nehri İranlıların yumuşak karnıdır. İran'ın bir yarasıdır. Şöyle ki, Aras nehri üç ülkenin Türkiye, Azerbaycan ve İran'ın tabii sınırlarını teşkil ediyor. Fakat Azerbaycan ve İran arasındaki sınırda hem toprak hem de milli bir sorun var. Aras nehri Azeri topraklarını ikiye ayıran bir nehir. Nehrin güneyi İran sınırları içerisinde. Bu nehir Azerbaycan'ı bölüyor. Bu nedenle Güney ve Kuzey Azerbaycan olarak literatüre geçti. Dolayısıyla bu gerçek Azeri halkının tarihinde, hafızasında böyle yer etti. Erdoğan'ın bu şiir okumasıyla birlikte, yıllar sonra Azerbaycan'ın yeniden Karabağ topraklarını kazanmasıyla birlikte bu sınır İran'da gündem oldu. Çünkü Azeri toprağını bölen bu nehrin diğer tarafı İran'ı ilgilendiriyor. İran açısından rahatsız edici. Bir defa Azerbaycan-Ermenistan arasındaki Karabağ savaşı ile birlikte nehrin kuzeyinde statüko değişti. İran başından bu yana bu durumdan rahatsızdı.
“Azeri nüfus İran'ın belkemiğidir”
Özcan, İran'daki Azeri nüfusun varlığının İran için önemine dair şu değerlendirmeyi yaptı;
Azeri nüfus İran'daki Fars nüfustan sonra ikinci büyük topluluğu oluşturuyor. Bu nüfus, özellikle ekonomide ve ticarette İran'ın belkemiğidir. Tebriz bu toplumun merkezidir. Ancak İran öteden beri milliyetçi bir ülke. Fakat bu milliyetçilik Batı'ya karşı değil. Türk ve Arap milletlerine karşı. Dolayısıyla bu durum Azerileri de incitiyor. Orada ikinci sınıf vatandaş muamelesi görebiliyorlar. Üst düzey devlet yetkililerinden bazıları Azeri kökenli olabilir. Şah İsmail de Türk asıllıydı ne oldu? İranlılara çalışarak Osmanlı aleyhinde tavır aldı. Türk dünyasının ortasında İran tampon bölge yapıldı, bundan hep Türk dünyası zarar gördü. Orta Asya Türkleri de bu nedenle birbirinden ayrıştı. Buna yol açan Şah İsmail'dir. İran'ın Fars ırkçılığını gözden geçirmesi lazım. O takdirde İslam dünyasının bir uzvu olabilir. Aksi takdirde aşınacaktır. Nitekim mevcut İran rejimi her yönüyle aşınıyor. Ahvaz Arapları bir taraftan İran milliyetçiliğinden çekiyor. Bu anlayış İslami bir anlayış olabilir mi? Aynı anlayış ve tutum Irak'ta da söz konusu. Dolayısıyla İran bölücülük yapmaktadır. Karabağ zaferi İslam dünyasının zaferidir. İnşallah hayırlara vesile olur ve Orta Asya'nın birleşmesine hizmet eder.
“Karabağ savaşında Ermenistan'ın yanında İran da yenildi”
Özcan, Karabağ savaşının yol açtığı sonuçlar üzerine yaptığı değerlendirmede, “bu savaşın iki mağlubu var. Biri Ermenistan, diğeri de İran” ifadelerini kullandı. Özcan şöyle devam etti;
İran bu savaşta Ermeni tarafını destekledi. Azerilerin denetim altında tutulmasını istiyorlardı. Azerbaycan'ın zaferiyle İran sarsıldı. İran toprakları içerisinde yaşayan Azeriler umutlanacaklar düşüncesi ve endişesi mevcut. Bu noktada Güney Azerileri bir geçiş ümidine kapıldılar. Burada iki tez var. Tezlerden biri, güneyin kuzeyden koparıldığı yönünde. Yani İran nehrin kuzeyinde yer alan kısmı kendisinden koparıldığını ileri süren bir politikaya sahip. İran bunu doğrudan söylemiyor, dolaylı olarak söylüyor. Sanki Cumhurbaşkanı Erdoğan güneyin bağımsızlığını kastetmiş gibi değerlendirdiler. Sanki İran'ın içişlerine laf etmiş gibi sonuç çıkarıyorlar. Bu sonuç üzerinden de “Türkiye hemen izahat versin” diyorlar. Bu sınırın her iki yakasına birlik vurgusu gündeme gelmesi İran için çok rahatsız edici ve kuzey de güneyden koparılmaz tezini ileri sürüyor. Ancak burada Azerbaycan'ın kazandığı manevi ve moral zaferden en fazla rahatsız olan iki ülkeden biri İran, diğeri Ermenistan'dır. Yani bu savaşın iki mağlubu var. Biri Ermenistan, diğeri de İran.
“Nahcivan güzergâhının açılması İran için kayıp anlamına geliyor”
Karabağ savaşının ardından Azerbaycan-Türkiye arasında yeni bir geçiş hattı olarak gündeme gelen Nahcivan güzergahını da değerlendiren Özcan, şu ifadeleri kullandı;
Burada Türkiye için de yeni bir fırsat doğdu. Bu fırsat, Nahcivan üzerinden Türkiye ile Azerbaycan arasında kara ve demiryolu imkânının açılmış olmasıdır. Bu da İran'ın Orta Asya'ya ulaşımında bypass edilmesi demektir. İran'ın tek güzergâh olmaktan çıkması demektir. Nahcivan güzergâhı, alternatif bir güzergâh olarak Türkiye'nin Türki cumhuriyetlere ulaşımında önem kazandı. Bundan dolayı İran da zarar ve kayıp yaşayabilecek durumda. Bu güzergâh akıllara Doğu ve Batı Almanya arasındaki sınırı hatırlatıyor. 89'da kaldırılan aradaki duvar ve tel örgülere paralel tren hatları çalışıyordu. Dolayısıyla İran'ın da bu güzergâhtaki etkisi kırılmış olacak. Türk tırlarını kilometrelerce bekleten İran'ın keyfi uygulaması aşılmış olacak. İran bu işten zararlı çıktığı için öfkeli.
Haber: Cumali Dalkılıç