TIMETURK | 5 SORU
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, Isparta'da Coca Cola fabrikasının açılışını yapması sonrasında başlayan tartışmalar dinmek bilmiyor. Açılışa gösterilen tepkiler kadar tepkilerin 'cılız' olduğu yönündeki eleştiriler de uzun süredir gündemdeki yerini koruyor. Atalay bu yorumlar için "İslami camiada bastırılmış bir öfke hali var" diyor...
5 SORU'da bugünkü konuğumuz Araştırmacı Yazar Osman Atalay. Atalay ile 'boykot ve kimlik' eleştirileri üzerinden açılışı, gösterilen tepkileri ve Filistin'i konuştuk.
İşte Atalay'ın açıklamaları:
1- Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Coca Cola fabrikası açılış törenine katılmasının İslami kesimde rahatsızlığa yol açtığı yönünde değerlendirmeler yapıldı. Bu konuda neler düşünüyorsunuz?
Gazze ve Filistinliler için şeytan İsrail'dir. Cola ise yalnızca iyi bir aromadır. Gazze dâhil tüm Araplar Cola sever, sadece biz Cola, çikolata ve ayakkabı üzerinden boykot kararları alırız. Biz jeopolitik mekruhlar ve jeostratejik konjonktürel müstehaplara çok düşkünüz. Bakıldığında bunlar iyi niyetli eylemler, samimi protestolar. Fakat Ortadoğu halkları ve Filistin halkları ‘Coca Cola'yı çok fazla önemsemiyorlar. Cola veya McDonald's karşıtlığıyla İslami kimlik inşası bizi bocalatıyor. Türkiye Müslümanları belagata, retoriğe ve sembollere çok fazla değer atfediyor. Böylelikle Türk solunun 70'lerde başlattığı marka ve ürünler üzerinden ideolojik boykotlar bizde her İsrail saldırısı ile gündeme geliyor. Fakat biz istikrarlı, uygulanabilir bir boykot mantalitesi oluşturamadık. Cola boykotları da sadece 7 gün sürüyor ve istisnalar kaideyi bozmuyor. Bakın Cola Turka, Zemzem Cola gibi ürünler de piyasaya sürüldü. Fakat tutmadı aromasını sevemedik. Türkiye, Coca Cola satış hacmi sıralamasında halen ilk 10 içerisinde
2- Açılış sırasında yapılan haberlerde ‘Coca Cola' ifadesinin kullanılmasından kaçınıldığı görülüyor. Bunun yerine ‘meyve suyu' ifadesi tercih ediliyor. Bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Ortada bir sorun görünmüyor. Çünkü davet ‘Coca Cola' markası üzerinden yapılmadı. Firmanın adı ve meyve suyu şeklinde yapıldı. Bu şekilde lanse edildi. Sorun olarak görülseydi sahnede ‘Coca Cola' yazısı kullanılmazdı.
3- Sizin de belirttiğiniz gibi Coca Cola, İsrail'in Filistin'e yönelik saldırılarını artırdığı her dönemde Türkiye gündemine ‘boykot' çağrıları ile girdi. İsrail'in kısa süre önce uygulamaya çalıştığı Cuma namazı yasağı da bu saldırılardan biriydi. Böyle bir atmosferde yeniden bir ‘boykot' hareketinin başlatılabileceğini düşünüyor musunuz?
Zannetmiyorum. ‘Boykot' 2000 intifadasında denendi fakat başarılı olunamadı. Alternatif kaliteli ürünleri üretilmediğinde bunlar sadece günübirlik ‘öfke eylemleri'yle sınırlı kalıyor. ‘Boykot'un ideolojik, kültürel, ekonomik ve sosyolojik alt yapısı sağlam olmadıkça sadece öfke atakları gibi gelip geçiyor.
“İSLAMİ CAMİADA BASTIRILMIŞ BİR ÖFKE HALİ VAR”
4- Genel olarak bir öfke söz konusu olsa da açılış sonrasında gösterilen tepkilerin ‘kısır' kaldığı yönünde yorumlar yapıldı. İslami hassasiyetleri ile bilinen kesim üzerinde böyle bir dönüşüm var mı ve siz bunu nasıl okuyorsunuz?
Gazze 2008'de dökme kurşun operasyonuyla büyük bir yıkıma uğradı ve 9 senedir çok ciddi bir abluka altında. İnsani tüm ihtiyaçlar kısıtlı, günde yalnızca 4 saat elektrik veriliyor. Hastalar acı çekiyor ve açlık, yoksulluk, işsizlik çok yüksek seviyelerde. Gazzeliler her gün yardım teşkilatlarının kapısında uzun kuyruklar oluşturuyor. Saatlerce bir koli gıda almak için bekliyorlar. Tüm islam ülkeleri ise bu manzarayı yalnızca seyrediyor... Bir dönüşüm yaşanıyor, fakat bu dönüşüm duygusal yönde değil. Gerçekçi bir çözüme yönelik duygu ve akıl serüveni duraksamış vaziyette. Arayış, çaresizlik ve bastırılmış bir öfke hali var. Aslında İslami camia, Filistin sorunu için artık daha gerçekçi ve somut çözümler bekliyor. Derin bir muhasebe süreci yaşanıyor. Bir sessizlik olduğu da doğru. Olağanüstü hallerde insanlar ya çok duygusal yada çok makul bir ruh haline bürünürler. İslamcı sosyolojinin sessiz-sesli ve derin-yüzeysel değişimi ve dönüşümüne şahit oluyoruz. Üzülerek ifade ediyorum ki bu değişim ve dönüşüm çok olumlu yönde seyretmiyor... Coca Cola açılışına tepkilerin cılız kalması, Türkiye'nin Filistin davası karşısında samimiyeti ve duyarlılığından kimsenin şüphesinin olmamasıyla alakalı bir durum. Türkiye, Filistin için elinden gelen çaba ve gayreti göstermiştir. Ülkemiz, 3,5 milyon suriyeli sığınmacıya bakıyor ve 4 milyon işsiz insanı var. 15 Temmuz gibi ciddi bir siyasi-sosyal travma yaşadı. Böyle bir ortamda İslamcı camia, Sayın Erdoğan ın Cola fabrikası açılışını tolere etmiştir. “Keşke Sayın Erdoğan yerine bir bakan yada Başbakan açsa idi” tartışmasının yaşanması gayet normaldir.
“ÇÖZÜM OLSUN DA KAÇ DEVLETLİ OLURSA OLSUN”
5- Buradan Filistin davasına gelmek istiyorum. Son yaşanan olayları kınayan Türkiye'nin gösterdiği tepkilerde sıklıkla ‘iki devletli çözüm'ün altını çizdiği görüldü. Bu ifadelere yönelik eleştiriler de yapıldı. Türkiye'nin Filistin meselesine yaklaşımında herhangi bir değişiklik söz konusu mu?
Türkiye'nin gösterdiği tepkilerde sıklıkla ‘iki devletli çözüm'ün altını çizmesi Türkiye'nin Filistin meselesine yaklaşımında herhangi bir değişiklik söz konusu olmadığını gösterir. Bu görüş Türkiye'nin kişisel görüşü değil, tam tersine iki devletli çözüm HAMAS ve FKÖ'nün, Filistin yöneticilerinin ve halklarının aldığı bir karardır. En son HAMAS açıklamasında 1967 sınırlarını kabul ettiğini ve böyle bir devlet kurulabileceğini açıkladı. Peki halk bu açıklamaya nasıl yaklaşıyor? Düşünün, 24 saatin yalnızca 4 saatinde elektriğe ulaşabiliyorsunuz. İş yok, aş yok İnsanlar her gün yardım kuruluşlarının önünde yardım dileniyorlar. Halk artık bıkmış durumda.Sosyopsikolojik duvarlar çatlamış. “Çözüm olsun da kaç devletli olursa olsun” diyorlar.
KİMDİR?
Araştırmacı Yazar Osman Atalay, İHH İnsani Yardım Vakfı Yönetim Kurulu Üyesidir ve Yeni Akit Gazetesi'nde köşe yazarlığı yapmaktadır.