Oyunculuğa nasıl bakıyorsunuz?

Opsiyonlarımı ve kapılarımı açık tutuyorum, kendimi bir fikre yaparım ya da yapmam diye kapatmıyorum. Akışdayım, bana yakışan beni heyecanlı yapan bir proje olursa neden olmasın. Kesinlikle konfor alanımdan çıkmayı yeni zorlukları severim.

Uluslararası güzellik yarışmalarında iyilik elçisi gibi bir durum var. Türkiye'de sana böyle bir imkan tanınsa nasıl bir sosyal sorumluluk projesinde anılmak isterdin?

Son zamanlarda ülkemizin geçirdiği felaket ile alakalı bir proje yapardım kesinlikle. İleride bir dernek kurmak zaten hayallerim arasında var bunu daha erken yapmak için çabalardım.

Türkiye'ye ait hissetmediğiniz konusuyla bir süre gündemde çok konuşuldunuz. Yabancılık hissi size neler hissettiriyor?

Türkiye'ye ait hissetmiyorum dememiştim aslında orada bir kelimemi eksik yazarak farklı bir algı operasyonuna yol açıldı ve kişiler beni yanlış anladı bu sebeple. Ben aslında şöyle demiştim, “Bir tek Türkiye'ye ait hissetmiyorum, ben dünya insanıyım ve kendimi dünyaya ait hissediyorum demiştim,”, demek istemiştim. Ben dünyanın çoğu yerinde yaşayabilen, kolaylıkla adapte olabilen birisiyim.

Estetik tartışmaları yıllardır bitmiyor, son yıllarda ekranlara baktığımızda birbirine benzer yüzler görüyoruz. Bu konuda siz ne düşünüyorsunuz?

Estetiğe karşı değilim. Bu demek değildir ki estetikle ve instagram filtreleri ile tamamen değiştirelim kendimizi. Küçük ve doğal dokunuşlarla kendi hatlarımızı estetik ile daha orantılı bir görüntü yaratıp hatlarımızı daha da ortaya çıkartabiliriz diye düşünüyorum.

Olumsuz olaylar ve etkenlerden çabuk etkilenir misiniz, sizde travma yaşatır mı?

Olumsuz olaylardan kesinlikle etkilenirim fakat kendimi hemen toparlayıp ders çıkarıp hayatıma devam edebilmek son zamanlarda bana en iyi gelen huyum.