Talat Enveroviç Çetin: S-400'ler Türkiye'yi Batı'dan koruyacak
Türkiye'nin Rusya'dan S-400 satın almasının bir başarı olduğunu söyleyen Rusya Milli Güvenlik Akademisi Uluslar Arası İlişkilerden Sorumlu Başkan Yardımcısı Talat Enveroviç Çetin, 'Türkiye için tehdit Batı'da ve Batılıların tehditleri, Batılıların silahlarıyla karşılanamaz' dedi.

Oluşturma Tarihi: 2017-09-15 09:13:53

Güncelleme Tarihi: 2017-09-15 09:13:53

TIMETURK | HABER MERKEZİ

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Kazakistan ziyareti sonrası İstanbul'a dönüş yolunda sarf ettiği "Rusya'dan S-400'lerin alınması için imzalar atıldı. Kapora verildi" sözleriyle gündeme gelen S-400 savunma sistemleri, ABD ve Avrupa'da rahatsızlık oluştururken, Batı'da yalnızca Fransa ile NATO'dan olumlu açıklamalar yapıldı. Türkiye'de ana muhalefet partisinin de olumsuz yaklaştığı S-400'leri; 5 SORU'nun bugünkü konuğu ASIAPOL (Asya Polis Teşkilatı) kurucularından olan, Rusya Milli Güvenlik Akademisi Uluslar Arası İlişkilerden Sorumlu Başkan Yardımcısı Talat Enveroviç Çetin ile konuştuk...

Türkiye'nin Şanghay İşbirliği Örgütü'ne (ŞİÖ) katılması gerektiğini ifade eden Çetin, bunun "NATO'yu ve Batı'yı karşıya almak" anlamına gelmeyeceğini belirterek S-400 alış-verişinin başarıyla sonuçlandığını söyledi. Çetin'e göre "Türkiye için tehdit Batı'da ve Batılıların tehditleri, Batılıların silahlarıyla karşılanamaz..."

İşte Çetin'in açıklamaları:

1- Türkiye'ye yönelik ‘gizli' bir silah ambargosu olduğu konuşulurken Rusya ile S-400'ler konusunda anlaşıldığı haberlerinin gelmesi üzerine bazı ülkelerden ‘endişeliyiz' açıklamaları yapıldı. Fransa ve NATO ise bunun tersine bir yaklaşım sergiledi. ‘Gizli silah ambargosu' ve ‘endişeler' konusunda neler düşünüyorsunuz?

Silah ambargosunun gizli olduğu konusu çok da doğru değil. Çünkü uygulanmasından açık olduğunu görüyoruz. Türkiye uzun zamandır hem ABD'den hem AB'den mevcut olan silahların parçalarını, mevcut olmayanların yeni versiyonlarını istediğinde sürekli olarak bu talebi öteleme, sürüncemede bırakma şeklinde tavırlarla karşılaştı. Fakat ABD'nin PKK ve PYD konusundaki tavrını netleştirmesi birçok şeyi açıkça ortaya koyuyor. Yani PYD'ye 1500 tır silah verirken çok cömert ama Türkiye müttefiki olmasına rağmen hem NATO'nun hem kendisinin güvenliğini sağlaması için gerekli olan silahları Türkiye'ye verme konusunda çok çekimser. Bu tavrın bir plan olduğu açıkça görülüyor. Bu saatten sonra Türkiye her şeyi anlamıştır. Türkiye'yi artık müttefik gözüyle bakmıyorlar. Eskiden de bakmıyorlardı ama şu anda net olarak bu anlama gelecek adımlar atıyorlar.

Fransa'nın tavrı ise son derece olumlu, Almanya ve ABD'ye göre daha mantıklı ve reeldir. NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg'in açıklaması da bunu desteklemiştir. Almanya'nın bunun şaka olduğu ya da oyun olduğu, asla gerçekleşmeyeceği, ciddiye almadıkları yönündeki açıklamaları ise devlet ciddiyetine yakışmayan yaklaşımlardır.

"TÜRKİYE'NİN DÜŞMANLARI BATIDADIR..."

2- Türkiye'nin Rusya'dan S-400 alma kararı için yapılan ‘zorunlu tercih' ve ‘NATO'ya sırtını dönmek' yorumlarını nasıl değerlendiriyorsunuz? Türkiye rotasını değiştiriyor mu?

Türkiye rotasını değiştirmemiş, olması gereken yola dönmüştür. Türkiye'nin ortak fayda, karşılıklı çıkar sağlayan, iki yüzlülük göstermeyen dostları ve müttefikleri doğudadır. Batı ile elli yıllık serüvenin sonunda görüyoruz ki sıfıra sıfır elde var sıfır. Batı çeşitli vaatlerle Türkiye'yi kandırmış, oyalamış ve gelişmesini engellemiştir. Türkiye gereğini yapmıştır.

S-400'ler kime karşı alınıyor? S-400'ler Türkiye'yi kimden koruyacak? Türkiye'nin düşmanları doğuda değil. Türkiye'yi vurmak isteyenler doğulular değil. Batılıların tehdidini, Batılıların silahıyla karşılayamazsınız. Türkiye'nin kendini savunmaya ihtiyacı vardır. Eğer müttefik gibi görünenler bunu engellemiş, vermemişlerse Türkiye de kırk asırlık devletin temsilcisi ve uzantısı olarak, kendi kararını kendisi verme egemenliğine sahiptir. Bu da bunun göstergesidir.

"S-400'LER DUVARDIR"

S-400'ler 15 Temmuz'da Bat'nın, Doğu'ya doğru yapmış olduğu son saldırının duvarıdır. Yani Batı, 15 Temmuz'dan sonra bir daha Doğu'ya saldırma fırsatı bulamayacaktı ve bu bulamanın da aşamayacağı duvarlardan birisi artık Türkiye'dir. Artık medeniyet ve sistem yön değiştirmiştir. Batı, Doğu'ya saldırıp, kanlar akıtacak fırsatı bulamayacaktır. S-400'ler de bunun en önemli göstergesi ve aşılması güç duvarlarından birisidir.

"TÜRKİYE ŞİÖ'YE GİRMELİDİR"

3 - Türkiye açısından Şanghay İşbirliği Örgütü'ne (ŞİÖ) katılma ihtimali görüyor musunuz?

Böyle bir ihtimal olmalıdır. Sayın Erdoğan da bunu dile getirmiş "Batının saçma sapan bekletmelerine bir son vermeliyiz. Bizi Şanghay İşbirliği Örgütü'ne (ŞİÖ) alın da ne yapacağımızı bilelim" anlamında cümleler kullanmıştı. Türkiye'nin yönü doğudan yanadır. Şanghay İşbirliği Örgütü'ne mutlaka girmelidir. Bunu yapması NATO'yu ve Batı'yı karşısına aldığı anlamına gelmez. Türkiye bu anlamda dünyanın en eski medeniyetlerinden olduğu için kendi çıkarını, hesabını yapabilen bir ülkedir. Nerede çıkarlarına yakın ve kendisini saygıyla karşılayan bir medeniyet varsa onunla işbirliği yapacaktır. Doğuda bu medeniyet ve saygınlık vardır. Batı'da Türkiye'ye karşı saygı yoktur.

4- Karar ve yaşanan gelişmeler Rus kamuoyunda nasıl karşılanıyor?

Burada Türkiye'nin doğudaki dostlarından Rusya, en kötü günlerde dahi davranışını değiştirmemiş ve iki yüzlü davranmamıştır. Rus-Türk ilişkilerinin ileri doğru gitmesi için her şeyi yapmıştır. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın da göstermiş olduğu cesur tavır ile S-400'lerin masaya gelmesi ve Rusya'nın da hızla cevap vermesi sonrasında bu mükemmel anlaşmanın hayata geçmesini sağlamıştır.

Rus kamuoyunda Türkiye'ye sempati ile bakanlar çoğunlukta fakat şüphe ile yaklaşanlar da vardı. Bu sebeple Türkiye'nin bu hamleyi ABD ve Batı'ya rağmen atamayacağına dair bir görüş de vardı. Fakat Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ABD ziyareti ve BM toplantısı öncesinde yaptığı "Biz depozitoyu ödedik, geri dönüşü yok" açıklaması heyecanla karşılandı. Dolayısıyla Türkiye'nin Batı'dan rahat kopamayacağı ve bu son derece kritik anlaşmayı imzalayamayacağı yorumlarını yapanlar da bunun böyle olmadığını gördü ve Türkiye'ye güven arttı.

Rus basını ve Rus bürokrasisi de S-400 anlaşmasının bu kadar kısa zamanda sonuçlanmasına şaşırdı ve bu başarının iki devlet başkanının özel ilişkisi olduğu vurgulandı.

"S-400'LERDE 'UYUM' SORUNU YOK"

5- CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, s-400 satın alınmasına ilişkin "Birbirine uyumsuz silahlar alırsanız olumlu sonuçlar doğurmaz. Uyumun sağlanması gerekiyor” dedi. S-400'ler nasıl bir uyumsuzluk içeriyor, muhalefetin konuya yaklaşımını nasıl değerendiriyorsunuz? 

Bence Kemal Kılıçdaroğlu'nun kendisi Türkiye'ye uyumlu değil. Aksine Batı'ya ve ABD'ye uyumludur, o sebeple böyle bir yorum yapmıştır. S-400'lerin yani doğu silahlarının Batı'ya uyumlu olması zaten gerekmiyor. Eğer uyumlu olsaydı, kodları ve şifreleri onlarda da olurdu ve bu o zaman savunma sistemi olmazdı. Bu şartlar altında Türk muhalefetinin de dışarıdan yönetildiğini, yönlendirildiğini; Batı'nın ve ABD'nin istediği şeyleri söylediğini görmek üzücü. Ama bu bir gerçek. Gördüğünüz gibi CHP'nin söylemi Almanya ve ABD'nin söylemiyle örtüşmüştür. Doğu ülkelerinde de muhalefetler var ama ülke menfaatleri söz konusu olduğunda birleşirler. Bu şartlar altında CHP'nin doğru olmadığını bile bile bunu söylemesi son derece taraflı olduğunu gösterir.

KİMDİR?

Türk asıllı Rusya vatandaşı olan Talat Enveroviç Çetin, Türkiye kamuoyunda "Türk Akımı"nın isim babası olarak tanınıyor. Rus Büyükelçi Karlov'un Ankara'da uğradığı suikast ve İstanbul Reina'da yaşanan saldırısı sonrasından Doğu Ülkelerinin Ortak bir Polis Teşkilatı kurması fikrini ortaya atmasıyla bilinen Çetin, bu kapsamda oluşturulan “Asya Polis Teşkilatı” ASIAPOL'un kurucuları arasında yer alıyor. Çetin halen Rusya Federasyonu Milli Güvenlik Akademisi içinde korgeneral rütbesiyle görev yapıyor.