Dolar

34,5424

Euro

36,0063

Altın

3.006,41

Bist

9.549,89

'Tasarruf ve üretime dayalı bir ekonomik modele geçilmeli'

Türkiye'de yaşanan ekonomik sorunları, döviz üzerinden yapılan baskıları ve enflasyonun yükselme nedenlerini çözüm önerileri ile beraber ekonomist Murat Sağman'a sorduk.

7 Yıl Önce Güncellendi

2018-09-06 11:47:58

'Tasarruf ve üretime dayalı bir ekonomik modele geçilmeli'

Ekonomist Murat Sağman, Türkiye'de son zamanlarda yaşanan kur baskısı ve ekonomideki sorunların temel nedenleri ile ilgili Timetürk'e çok özel açıklamalarda bulşundu. Sağman, Türkiye'nin uzun vadede tüketim ve dış borçlanmaya dayalı olan ekonomisinin yerine üretime ve tasarrufa dayalı bir ekonomik modele geçiş yapması gerektiğini savundu. 

İŞTE MURAT SAĞMAN İLE YAPTIĞIMIZ ÇOK ÖZEL RÖPORTAJ

-Enflasyonun yükselmesini nasıl değerlendiriyorsunuz? 

-Kur artışından dolayı maliyet artışı oldu. Kurdaki hareketlilik maliyet artışına neden oluğu için daha çok maliyet enflasyonunda bir artış söz konusu. Sonuçta ihracat, yüzde 65 ithal girdi ile yapılıyor. Doğazgaz, petrol, elektrik ve buna benzer ihtiyaçlar dövizle hesaplanıyor. Dövizden dolayı bir enflasyon artışı var.

-Bu yükselişin tüketiciye etkisi nasıl olacak? Kısa vadede tüketici bunu hissedecek mii?

-Üretici fiyatları yüzde 32 oldu. Bu artış da gelecek dönemlerde TÜFE'ye de yansıyacaktır. TÜFE makası da açıldı. Daha önce 10 puan olan TÜFE makası şu an 14 puan oldu. Eylül enflasyonunun 20'nin üzerinde olacağını tahmin ediyorum. Kur buralarda kaldıkça veya yükseldikçe de enflasyon da yükselecektir. Yüksek maliyet enflasyonunun hemen TÜFE'ye yansıması olmaz. Gecikmeli olarak da olsa bu artış tüketiciye yansıyacaktır.

-Türkiye'deki kur nedeniyle yaşanan sorunların içerde ve dışardaki nedenleri nelerdir?

-Dışarda dolaşan sıcak ve spekülatif bir para var. Ve ülkelerin zayıf noktalarını buldukları anda bunu değerlendiriyorlar. Bu sadece Türkiye için değil, herhangi bir ülkede de yapabiliyorlar. Daha önce Brezilya'da, Rusya'da, bir dönem Endonezya'da da yaptılar. Türkiye'nin zayıf noktası dövize bu kadar bağımlı olmamız. Yapısal reformların gecikmesi ve kamuda düşük olsa da özel sektörde çok yüksek olan döviz borcu sıkıntıyı arttırıyor. Kur yükseldikçe döviz borcu olan şirketler daha fazla döviz almak zorunda kalıyor. Borca ve tüketime dayalı bir büyüme olduğundan içerde ve dışarda olan olumsuzluklar, şirketlerimizi daha çok etkiliyor ve bu da ekonomiyi etkiliyor.

-Çözüm olarak nasıl bir ekonomik modeli öngörüyorsunuz?

-Çözüm olarak yapısal reformların yanında genel bir tasarruf modeline doğru gidilmeli. Uzun vadede tüketim ve borçlanmaya dayalı ekonominin yerine tasarruf ve üretime dayalı bir ekonomi modeline geçiş yapılmalı. Bunun yanında ithal ham madde ve ürünlerden de olabildiğince kurtulmamız gerekiyor. Bu tasarruf ve üretim mantığının kamuda başlayıp tüm ekonomiye yansıması gerekiyor.

Röportaj: Cuma Obuz

 

Haber Ara