Şubat ayında yaşanan depremler bölgede ve tüm Türkiye'de insanlarda adeta bir psikolojik travma yarattı. Travmadan kurtulmak isteyenler ise çözüm arayışında. Bu noktada bireylerin duygularını yaşamaları gerektiğinin altını çizen Şapka Danışmanlık kurucusu Müge Çevik, “Duygularımızı yaşamalı ve ardından da ‘nasıl daha iyi bir gelecek umudu yaratırız' konusuna odaklanmalıyız. Ayrıca afet bölgesinde olan bireylerin de kendilerini hazır hissettiklerinde muhakkak profesyonel destek almalarını tavsiye ediyoruz” dedi.
“Küçük ve güvenli gruplar içerisinde kalabiliriz”
Yaşanılan durumlar nedeniyle insanların yaşamın anlamını ve amacını yeniden gözden geçirmesinin doğal olduğuna, iyileşerek psikolojik sermayeye yatırım yapmak için acele edilmemesi gerektiğine değinen Müge Çevik, iyileşme süreciyle ilgili “Yavaş yavaş rutinler oluşturarak, küçük ve güvenli, sevdiklerimizden oluşan gruplar içerisinde kalabiliriz. Yargısız bir şekilde duygumuzu yaşamak adına kendimize ve çevremizdekilere imkan sağlayan bir ortam yaratmalıyız. Kendimizi daha iyi hissetmeye başladıkça, bu acıdan biraz daha güçlenerek çıkabilmek için neye ihtiyacımız olduğuna odaklanmalıyız. Bize de iyi gelecek şekilde, sistematik, düzenli bir yardım, paylaşım, destek faaliyetinde bulunarak, içimizdeki zorlayıcı duyguları iyi ile takas edebiliriz. Son olarak ise bir daha benzer bir şey yaşamamanın yollarına odaklanmak ve acı ile alınan ama arkasında durulamayan kararlar yerine dönüşümü, aksiyonu desteklemeliyiz” şeklinde konuştu.
Nasıl daha iyi bir gelecek umudu yaratabiliriz?
Depremin kimi insanda çaresizlik kimi insanda da güvensizlik yarattığını belirten Müge Çevik, “Hepimiz çaresizlikle karşı karşıyayız ancak bu süreçte ana hedefimiz normale dönmek değil, ‘nasıl daha iyi bir gelecek umudu yaratırız?' olmalı. Yaşadıklarımızdan bir ders çıkarmalı ve geçmişte yaşananların tekrar etmemesi için metanetle yaklaşarak yepyeni şeyler yaratmalıyız. Maalesef hayatta her şey istediğimiz gibi olmuyor, her zaman olumlu haberler almıyoruz. Bu nedenle yaşamın zorluklarıyla baş edebilmek için psikolojik sermayemize yatırım yapmalıyız. Bir anlam bulmak, bu anlama paralel yaşam amaçları geliştirmek ve bu uğurda emek harcamak öncelikli çözümlerden birisi olarak gözüküyor. Amacımız dünyayı değiştirmek olmamalı; her birimiz kendi dünyamızı değiştirecek gücümüz olduğunu, değerlerimizi ve kaynaklarımızı fark edelim. Açıkçası önemli olan konu bu. Beklemek yerine görmek istediğimiz değerlerin koruyucusu, yaratıcısı ve savunucusu olalım” diye konuştu.