Amerika'da uzun süredir dermatolog olarak görev yapan Dr. Marisa Garshick, birçok şirketin emilim kolaylığı nedeniyle burun spreylerinde melanotan II kullandığını doğruladı. Dr. Garshick, “Beş gün boyunca her gün sprey yoluyla melanotan II'nin alınmasının cildi koyulaştırdığı doğru ama bu durum, uzun vadede sorunlara neden oluyor. Özellikle melanotan II cilt kanseri riskini artırıyor" ifadelerini kullandı. Cardiff Üniversitesi Dermatoloji Bölümü'nde görevli Dr. Faraz Mahmood Ali'nin görüşleri de paralel: “Sürekli melanotan II'nin vücuda girmesi çok zararlı. Cilt kanserleri dışında kalbe ve böbreklere de kalıcı olarak zarar veriyor. Hatta kas hücrelerinin parçalanmasıyla ölüme bile neden oluyor.”
Konuyla ilgili görüşlerine başvurduğum İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hastanesi Başhekimi ve Deri ve Zührevi Hastalıklar Uzmanı Prof. Dr. Zekayi Kutlubay, “Melanotan II, seçici olmayan bir şekilde vücudumuzda bulunan melanokortin peptitlerin (Renk uyarıcı protein parçacıkları) etkisini taklit ederek bronzlaşmaya neden oluyor” dedi ve ekledi: "Melatonan uygulandıktan sonra vücudumuzdaki ‘melanosit uyarıcı hormon' adı verilen bir maddeye benzer etki göstererek cildi koyulaştıran pigmentlerin üretimini artırıyor ve cildimizde bronzlaşma meydana geliyor. Bu sayede bronz bir ten ortaya çıkıyor. Vücudumuzdaki bu moleküller bronzlaşma dışında enerji dengesi, cinsel işlev, bağışıklık sistemi ve kardiyovasküler sistemde de görevli doğal hormonlardır." Ayrıca Dermotoloji Uzmanı Dr. Emine Özge Ayabakan “Barbie-drug adıyla da bilinen melanotanın; krem, burun içi sprey, deri içi, kas içi, damar yolu ile verilen şekilde formları olup her ülkede kontrolsüz satışları yapılıyor. Türkiye'de yasal olarak satışı ve kullanımı yok. Ama ülkemizde yurt dışı kaynaklı getirilen ürünlerde bulunabiliyor” dedi. Dr. victor Hurby'nin başkanlık ettiği Arizona Üniversitesi'nde 'melanota'nın etkileri üzerine uzun bir süredir çalışmalar gerçekleşiyor. Şu ana kadar yapılan testlerin sonucuna göre ilacın teni bronzlaştırması dışında cinsel işlevi artırmada etkili olduğu bulundu.
TikTok'taki pek çok kullanıcı melanotan içeren sprey ya da kremi kullandıktan sonra daha da etkili olması için solaryuma gittiklerini söylüyor. Durum böyle olunca da akla hemen şu soru geliyor; ‘Hem solaryumdaki ışınları hem de melanotan II'yi düşünürsek ortaya nasıl bir sağlık sorunu çıkabilir?' Prof. Dr. Zekayi Kutlubay, solaryumdaki ışınların zaten zararlı olduğunu bir de melanotan alınarak gidilmesinin cilt kanseri riskini daha da artırdığının altını çizerek şu bilgileri paylaştı: “Solaryumlar yapay ultraviyole kaynaklarıdır. Hem cildin erken yaşlanmasına neden olan ‘UVA' hem de yanıklardan ve bronzlaşmadan sorumlu ‘UVB' ışınları içerirler. Bu nedenle solaryum uygulamalarına bağlı olarak cildimizin ultraviyole ışınlara maruz kalması sağlık sorunlarını artırır. Deriyi kırıştırır, daha kaba ve mat bir görüntü almasına neden olur. Bir de bu uygulamaya melanotanı katarsak cilt kanseri riski daha da fazla artar."
Dr. Emine Özge Ayabakan da uzun süreli melanotan kullanımının oldukça fazla yan etkisi olduğunu söyledi ve şu önemli bilgileri paylaştı: - Melanotanlı ürün kullananlarda cildin aşırı kızardığı ve düzensiz lekelerin ortaya çıktığı çok fazla görüldü. Bununla birlikte iştahsızlık, bulantı, kusma, tansiyon yükselmesi de melatonin maddesi kullananlarda görülen diğer önemli yan etkiler. Ayrıca uzun süreli kullanıma bağlı olarak benlerin koyulaştığı ve yeni benlerin çıktığı tespit edildi. - Melanotan maddesi henüz araştırma safhalarının ilk aşamalarında olup Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi tarafından yasaklanan bir ürün. Ürünün güvenli ve etiketli kullanım için etkili olduğuna dair hiçbir kanıt bulunmuyor. İngiltere'deki Imperial College London'da biyoloji profesörü olan ve yakın zamanda 10 bronzlaşma kitinin analizine katılan Prof. Dr. Tony Cass, Medical News Today'a yaptığı açıklamasında da bu konuya değiniyor. Prof. Dr. Cass, "Melanotan etiketli bir ürün değil ve yasa dışı yollarla satılıyor. Özellikle internet üzerinden kolayca bulunuyor. Sosyal medya fenomenleri burada teşvik edici bir rol üstleniyor. Tüketici de çabuk yoldan bronzlaşmaya kanıp satın alıyor ve içinde melanotan var mı yok mu anlamıyor. Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi de tüketicilere Melanotan II'yi kullanmayı bırakmalarını tavsiye ediyor” ifadelerini kullandı. Prof. Dr. Zekayi Kutlubay da "İçerisindeki kimyasal yapısı bilinmeyen, hem dünyadaki sağlık kuruluşlarının hem de ülkemizdeki sağlık bakanlığının onayından geçmeyen ürünlerin kullanılması çılgınlık. Bu zaten tıbbi olarak da doğru değil. Gençler, kulaktan dolma bilgilerle bu ürünleri kullanarak güzel göründüklerini sanıyorlar ama aslında hayatlarını riske atıyorlar" dedi.
Yaz dönemine çok az bir süre kaldı ve ülkemizde bronzlaştırıcı kremlere olan ilgi artacaktır. Türkiye'de yasal olarak içinde melanotan olan krem ya da spreyler satılmıyor ama piyasada yine de çok fazla bronzlaştırıcı ürün seçeneği var. Satın alırken nelere dikkat edilmeli? Prof. Dr. Zekayi Kutlubay, “Bronzlaştırıcı kremler, güneş ışığına gerek kalmadan, cilt renginin bronzlaşmasını sağlayan bir tür kimyevi maddeler. Mümkünse içerisinde güneş koruyucu maddeler bulunan bronzlaştırıcılar tercih edilmelidir” dedi ve detaylandırdı:
- Bronzlaştırcı kremlerin etkisi kısa sürelidir ve sonrasında cilt yeniden eski halini alır. Bu kremlerin kullanımı sonucu iki gün ila bir hafta içinde cilde bronz bir renk kazandırılır. Geçici (3-10 gün) olan bu bronzlaşma yöntemi oldukça güvenilir. Bu kremlerin içeriğinde melanotan bulunmaz. Dihidroksiaseton ve eritruloz gibi kimyasal içeriklerden oluşur. Böylece UV hasarı olmaksızın bronzlaşma elde edilir. - Ancak bronzlaştırıcı kremlerin zararları, genellikle kullanımından hemen sonra güneş ışınlarına maruz kalmak ile ortaya çıkar. Bronzluk elde edilmiş olsa da bu renk ancak cildi sadece dört faktörlüymüş gibi korur. Dolayısıyla güneşin zararlı etkilerine karşı derimiz korunaksız kalır. Bu nedenle bronzlaştırıcı krem kullanıcıları, güneş ışığına maruz kalacaklarsa en azından bir güneş koruyucu da kullanmak zorundadır. Prof. Dr. Zekayi Kutlubay içeriği bilinmeyen bronzlaştırıcı kremlerin hamilelikte kullanımının anne karnındaki bebekler üzerinde olumsuz etkiye yol açabileceğinin altını çizerek "Bu tür bronzlaştırıcı ürünlerin çocuklar, bebekler ve hamilelikte kullanımı doğru değil. Asla önermiyorum" ifadelerini kullandı.
Dr. Emine Özge Ayabakan da güneş koruyucu alırken nelere dikkat edilmesi gerekenleri 6 madde de sıraladı: 1- Güneş koruyucu alırken cilt yapısına uygun, alerji oluşturmamasına, suya ve tere dayanıklı olmasına ve içerdiği maddelere dikkat edilmeli. 2- Açık tenli kişiler, alerjik ciltler ve bebeklerde yüksek koruma faktörlü kremler tercih edilmeli. Koruma faktörü en az 30 (SPF 30) olmalı. 3- Yüz için kullanılan ürünlerde cilt yapısına uygun ürün seçilmeli. Özellikle hassas cildi olanlar doktora danışarak karar vermeli. Rastgele ürün seçmek cildinizde sorun yaratabilir.
4- Yağ ve nem oranına uygun koruyucular tercih edilmeli. Akneli ve yağlı ciltlerde yağsız losyon bazında koruyucular kullanılmalı. Koruyuculara bağlı geniş gözeneklerin tıkanması sivilcelere sebep olabilir. Çok kuru ciltlerde önce nemlendirici sürülmesi sonra nemlendirici oranı yüksek koruyucu kullanılması uygun olur. 5- Güneş koruyucular içerdiği koruyucu maddelere göre kimyasal ve fiziksel koruyucular olarak ayrılır. Fiziksel koruyucular güneş ışınlarını yansıtan titanyum dioksit ve çinko oksit gibi mineral filtre içerir. Mineral içerikli ürünler daha az kimyasal içerdikleri için derisi alerjik veya hassas kişilerde kullanılabilir. 6- Hormon benzeri etkileri konusunda tartışmaların sürdüğü paraben maddesini içermeyen ürünler tercih edilmeli.