Çay ve kahve akciğer kanseri riskini artırabilir
ABD'de yapılan araştırmada, sigara içmeyenler için günde iki ya da daha fazla fincan kahvenin, akciğer kanseri riskini yüzde 41, iki ya da daha fazla bardak çayın da yüzde 37 oranında artırdığı gözlendi.

Oluşturma Tarihi: 2019-04-04 10:18:56

Güncelleme Tarihi: 2019-04-04 10:18:56

ABD'de yapılan araştırma, yaşam süresini artırdığı, depresyon, kalp krizi ve bazı kanser türlerinin gelişme olasılığını azalttığı bilinen kahve ve çayın, günde en az iki fincan içildiğinde sigara tiryakisi olmayanlarda bile akciğer kanseri riskini artırabileceğini ortaya koydu.

LiveScience'ın haberine göre, ABD'de Vanderbilt Üniversitesi'nde görevli bilim adamı Jingjing Zhu liderliğinde yürütülen araştırma, yaşam süresini artırdığı, depresyon, kalp krizi ve bazı kanser türlerinin gelişme olasılığını azalttığı bilinen kahve ve çayın, günde en az iki fincan içildiğinde sigara tiryakisi olmayanlarda bile akciğer kanseri riskini artırabileceğini ortaya çıkardı.

Araştırma kapsamında ABD ve Asya'da 1,2 milyon kişinin katıldığı 17 farklı araştırmanın verileri incelendi. Katılımcıların ortalama 8,6 yıl boyunca takip edildiği ve 20 bin 500'den fazlasının süreç içinde akciğer kanserine yakalandığı belirtildi.

Uzmanlar, sigara içmeyenler için günde iki ya da daha fazla fincan kahvenin, akciğer kanseri riskini yüzde 41, iki ya da daha fazla bardak çayın da yüzde 37 oranında artırdığı sonucuna vardı.

Risk oranında, kişinin yaşı, ırkı ve içtiği kahvenin türüne göre önemli bir değişiklik gözlenmediği, bilhassa kafeinsiz kahvenin, kafeinli olandan yüzde 15 daha yüksek risk oranıyla ilişkilendirildiği kaydedildi.

Zhu, araştırmalarının gözleme dayalı olduğuna, kahve ile akciğer kanseri arasındaki neden sonuç ilişkisini tam olarak bilmediklerine işaret ederek, kavurma aşamasında ortaya çıkan bir durumun riski artırıyor olabileceğini aktardı.

Araştırmanın bulguları, Amerikan Kanser Araştırma Derneği'nin 31 Mart'ta düzenlenen yıllık toplantısında sunuldu.

Levine Kanser Enstitüsü'nden doktor Julie Fisher, bulguları "ilginç ve merak uyandırıcı" sözleriyle nitelendirirken, bu bağlantıya ilişkin daha fazla araştırma yapılması gerektiğini ifade etti.