Cinsel istismarın bir kez bile yaşanmış olması çocuğa psikolojik açıdan büyük ve tamiri zor zararlar vermektedir. Bu sebeple bir kereden bir şey olmaz bakış açısı yanlıştır. Cinsel istismarı yapan kişi her yaş ve sosyo-ekonomik sınıftan olabilir. Kişinin üniversite mezunu, iyi eğitim almış olması, statü sahibi olması o kişinin cinsel istismar yapmayacağı anlamına gelmiyor.
Peki çocuk cinsel istismarla karşı karşıya kaldığında ne hissediyor? Nasıl davranıyor?
Genellikle çocuklar cinsel istismarla karşılaşınca bunu bir yetişkinle paylaşamıyor. Bir şeylerin yanlış olduğunu hissetse de, yanlış olduğunu bildiği davranışa maruz kalsa da bunu anlatamıyor. Bunun birçok farklı nedeni olabiliyor.
- Aile içi iletişimin yeterli düzeyde olmadığı ailelerde çocuk yaşadığı herhangi bir olay gibi cinsel istismarı da anne babasına anlatması gereken bir durum olduğunu düşünmüyor. Bunun nedeni genellikle çocuğun bu durumu ebeveynleriyle ya da bir yetişkinle paylaştığında dinlenmeyeceğini ya da kendisine inanılmayacağını düşünüyor olmasıdır.
- Cinsel istismara uğrayan çocuk karşısındaki kendisinden büyük ya da yetişkin olmasına karşın kendisini suçlar. Bu duruma kendisinin neden olduğunu düşünür. Tacizde bulunan kişinin de çocuğu tehdit etmesi ya da kimsenin ona inanmayacağı şeklinde manipüle etmesi de çocuğun kendini suçlamasına neden olur.
- Cinsel istismara uğrayan çocuk genellikle taciz eden kişi tarafından anne-babası yada ailesiyle tehdit edilmiş olduğundan koku yaşamaktadır. Çocuk bu korkunun yanı sıra anne babasının da kendisini artık sevmeyeceğini düşündüğünden kaygı da yaşayabilir. Zaten tacize uğramış olan bir çocuk bu kaygı ve korkularla baş edemez hale gelebilir.
- Cinsel tacize uğrayan çocuk suçluluk duygusu yaşadığı için bu durumu anlatması, sorulacak olan sorulara cevap vereceğini düşünüyor olması çocuğun fazlasıyla rahatsız olmasına ve bu durumdan utanmasına da neden olmaktadır. Çevrenin ve diğer yetişkinlerin durumu öğrenmesi halinde ailesinin ve kendisinin de toplum içinde dışlanacağı düşüncesi çocuğun yoğun şekilde bu durumdan utanmasına ve sessiz kalmasına neden olabilir.
Cinsel İstismara Uğrayan Çocuk Davranışları
Cinsel istismara uğrayan çocuk mutsuz ve huzursuzdur, çok titiz ya da çok dağınık olabilir. Tanımadığı, yeni tanıştığı insanlara karşı normalin dışında davranır. Çok utangaç, korkak, çekingen ya da çok yakın davranabilir. Daha önce çok uslu, söz dinleyen, kurallara uyan çocuk bir anda yaramaz, söz dinlemez, hırçın ve saldırgan davranışlar sergileyebilir. Erkek çocuklarda genellikle cinsel istismar sonrası saldırganlık gözlemlenirken, kız çocuklarda içe kapanma, aşağılık duygusu ve kendine zarar verme şeklinde davranış değişikliği görülmektedir. Uyku bozukluğu, normalin dışında az uyku, gece kabusla uyanma ya da fazla uyuma. Gece-gündüz alt ıslatma, sürekli temizlenme ihtiyacı hissetme de cinsel tacize uğrayan çocuklarda görülen davranışlardır. Anneler çocuğun bakımıyla babalardan daha çok ilgilendikleri için, öncelikle annenin çocuğun davranışlarındaki değişikliği fark etmesi daha kolay olacaktır. Bu nedenle annelerin çocuğu sürekli gözlemlemesi ve davranışlarında değişiklik olup olmadığını sürekli kontrol etmesi önemlidir.
Cinsel İstismar Konusunda Çocuğu Nasıl Bilgilendirmeliyiz
Öncelikle aile içi etkileşim ve iletişimin güçlü olması gerekir. Ebeveynlerin çocuklarına, onlara her konuda güvenebileceğini, ne yaşarlarsa yaşasınlar yanlarında olacaklarını, çocuklarının hata yapabileceğini, yaptıkları hata ne olursa olsun bunun doğal olduğunu ve hatalarından dolayı çocuğu ayıplamayacaklarını ya da yargılamayacaklarını hissettirmeleri gerekir.
Çocuğa sıklıkla vücudunun bir bütün olarak kendisine ait olduğunu, hiç kimsenin herhangi bir yerine dokunma hakkına sahip olmadığını söylemek gerekir. Çocuğa “hayır” diyebilmeyi öğretmek, rahatsız olduğu bir durumla karşılaştığında kendisine güvendiğinizi, inanacağınızı ve anne baba olarak onu korumanın sizin göreviniz olduğunu anlatmak gerekir.
Unutulmamalı ki çocuğu cinsel istismardan korumanın en etkili yolu, bu istismarın oluşmasını engellemektir. Bunun için de çocuklarımızın doğru bilgilendirilmesi ve aile içi iletişimin doğru şekilde olması önemlidir.
