İstanbul İl Sağlık Müdürü Prof. Dr. Kemal Memişoğlu, Milli Eğitim Bakanlığı ile hasta çocuklarla ilgili hastane okulları oluşturmaya çalıştıklarını belirterek, "Uzun süreli hastanede yatması gereken çocuklar için söylüyorum, bunların okuluna ve okumaya devam etmesi, hayata bağlanması gerekiyor. Projeyle de hastanede sınıflar oluşturup, bu çocukları o sınıflarda en azından akranlarıyla beraber okuyabilir bilgi seviyesinde tutmaya çalışıyoruz." dedi.
Memişoğlu, organ bağışı konusunda toplumsal farkındalığın artmasına katkı sağlamak amacıyla Batıgöz Sağlık Grubu'nun ev sahipliğinde Altunizade yerleşkesinde gerçekleştirilen ve üç gün sürecek "Uluslararası Organ Nakilli Çocuk Kampı"nın açılışında, Türkiye'de yapılan ilk organ nakillerinden bahsetti.
Türkiye'de ilk kornea naklinin 1935'te, ilk kalp naklinin 1968'de, ilk karaciğer naklinin ise 1988'de yapıldığını hatırlatan Memişoğlu, bugün sadece İstanbul'da 70 nakil merkezi bulunduğunu kaydetti.
Memişoğlu, organ nakli konusundaki son gelişmelere değinerek, şu bilgileri paylaştı:
"İstanbul'da geçen yıl bin 694 canlı, yaklaşık 165 tane de sadece böbrek nakli yapılmış durumda. İstanbul'da 2018'de toplam 649 karaciğer nakli yapılmış. Bunların 106'sı kadavratik diğerleri canlı. 2010 senesinde 5 bin 400 kornea bekleyen hastamız varken, yine bin 300 kornea nakli yapılıyordu. Bugün bin 500 bekleyen var ama 4 bin 33 kornea nakli yapabilir hale geldik. Bunu hem devletimizin bu konudaki mali olarak da desteği hem de alt yapılarımızın güçlenmesiyle başardık."
Esas hedefin kadavratik nakil bazlı bir sisteme dönüşmek olduğunu dile getiren Memişoğlu, "Bunu sağlayabilmemiz için de nasıl altyapımızı kuvvetlendirdiysek, insan gücümüz artık yeterli hale gelmişse, toplumumuzda da böbreğini bağışlaması ve bu bağışlanan böbreğin de kullanılabilir olarak insanları ikna etmemiz ve organizasyonu iyi yapmamız gerekiyor." ifadelerini kullandı.
"Organ bağışını anlatmamız gerekiyor"
Organ naklinde Türkiye'nin son 10 yılda, özellikle özel sektörün büyük katkılar ve yatırımlarıyla çok yol kat ettiğini aktaran Memişoğlu, şöyle devam etti:
"Bugün eğer bin 694 böbreğin sadece 165 tanesinde kadavratik yapıyorsak ve 100 beyin ölümü bildiriminden 22'sinin ancak organını olarak kullanabiliyorsak burada kat etmemiz gereken yolun neresi olduğunu, hepimizin bilmesi gerekiyor. İnsanlara gerçekten bu hissi, böbreği, organı bağışlamanın ne demek olduğunu, başına gelmeden onlara anlatmamız gerekiyor. Ayrıca, bu böbreğin, karaciğerin, kalbin nasıl organ transplantında kullanılabileceğini ekip olarak da iyi organize etmemiz gerekiyor. Bunun için toplumsal olarak da medyanın da büyük desteğine ihtiyacımız olduğuna inanıyorum. Siyami Ersek'e gittiğim zaman, orada kalp yetmezliği olan çocukları toplumun bilmesi gerekiyor. Bunları topluma anlatmamız gerekiyor. Bunun da en iyi yöntemleri medya, özellikle çocuk gelişimi ve bu konuda da insanları bilinçlendirmemiz gerekiyor."
Memişoğlu, çocukların gelecek demek olduğunu ve bu geleceğe iyi yatırım yapılması gerektiğini belirterek, "Milli Eğitim Bakanlığı ile hasta çocuklarla ilgili hastane okulları oluşturmaya çalışıyoruz. Uzun süreli hastanede yatması gereken çocuklar için söylüyorum, bunların okuluna ve okumaya devam etmesi, hayata bağlanması gerekiyor. Projeyle de hastanede sınıflar oluşturup, bu çocukları o sınıflarda en azından akranlarıyla beraber okuyabilir bilgi seviyesinde tutmaya çalışıyoruz." dedi.
"Bağış oranımız, bu milletin hak ettiği düzeyde değil"
Organ ve Doku Nakli İstanbul Bölge Koordinasyon Merkezi Sorumlu Hekimi Karaciğer Nakli Cerrahı Op. Dr. Gültekin Hoş ise Türkiye'nin son 10 yılda organ naklinde dünyada çok iyi bir duruma geldiğini söyledi.
Organ bağışında da iyi bir duruma gelinmesini istediklerinin altını çizen Hoş, "Beyin ölümü gerçekleşen 100 kişiden aile bağış oranımız sadece 22-23'lerde. Halbuki, ölüm çürümesi kesin olan bir bedenden şayet bağış olursa, 3'ü veya 4'ü bebek veya çocuk olmak üzere, 8 insana hayat gidebiliyor. Dolayısıyla bu yüce kararın peşinden gelen bu asil fedakarlık sayesinde 8 kişi hayat bulabiliyor. Bağış oranımız, bu milletin hak ettiği düzeyde değil. Bizler bu oranı yükseltmek istiyoruz. Aslında bizler insanlardan, insan için organ istiyoruz." diye konuştu.
Programda, Batıgöz Sağlık Grubu Medikal Direktörü Prof. Dr. Ferda Çiftçi de selamlama konuşması yaptı.
Ünlü cerrahlar ve hekimler konferans verdi
Kendisi de böbrek nakli olan Sağlık Editörü Didem Seymen Balcı'nın sunuculuğunda gerçekleştirilen programın ilk günü, organ nakli konusunda ünlü cerrahlar ve hekimlerin konferansıyla devam etti.
Konferansta, Koç Üniversitesi Hastanesi Organ Nakli Merkezi Bölüm Başkanı ve karaciğer nakli yapan ilk Türk doktor unvanına sahip Prof. Dr. Münci Kalayoğlu, Kartal Koşuyolu Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Kaan Kırali, Altınbaş Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı ve İlik Nakli Merkezi Başkanı Prof. Dr. Tunç Fışgın, Kartal Koşuyolu Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi Akciğer Nakli Cerrahı ve Türkiye'nin ilk başarılı akciğer naklini gerçekleştiren ekibin üyesi Doç. Dr. Erdal Taşçı, İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Çocuk Nefrolojisi Uzmanı Prof. Dr. Ahmet Nayır, kendi alanlarındaki organ nakli konusunda bilgiler verdi.
Program sonunda İl Sağlık Müdürü Memişoğlu'na, konuşmacılara ve yaptıkları bilgilendirici sağlık haberleri dolayısıyla medya mensuplarına plaket verildi.
Organ bağışı masası kuruldu
Öte yandan, İl Sağlık Müdürlüğü tarafından etkinlik kapsamında kurulan organ bağışı masasında, Organ ve Doku Nakli İstanbul Bölge Koordinasyon Merkezi Sorumlu Hekimi Op. Dr. Hoş ve ekibince bağış yapmak isteyen kişilerin sorularını yanıtlanacak.
Türkiye ve KKTC'den akciğer, karaciğer, böbrek, kalp, ilik ve kornea nakilli çocukları bir araya getiren kamp ile İstanbul ve eğlence parkı gezisine katılacak çocukların birkaç gün de olsa hastalıklarını unutup yaşıtlarıyla tatil yapmanın keyfini yaşaması amaçlanıyor.
Kamp, 25 Temmuz'da sona erecek.