Meslek hastalığı nedir?
Prof. Dr. Derya Uludüz'ün CNNTürk sitesinden aktardığı verilere göre, şu anda Türkiye'de 440 kadar meslek hastalığı olarak kabul edilen hastalık mevcut. Çalışanlarda görülen hastalıklar genel olarak üç başlık altında toplanıyor. Bunlar görülme sıklıklarına göre sırasıyla genel hastalıklar, işle ilgili hastalıklar ve meslek hastalıkları.
Stj. Av. Özge Uludüz öncelikle meslek hastalığının 5510 sayılı kanuna göre tanımını şöyle yaptı: "Sigortalının çalıştığı veya yaptığı işin niteliğinden dolayı tekrarlanan bir sebeple veya işin yürütüm şartları yüzünden uğradığı geçici veya sürekli hastalık, bedensel veya ruhsal özürlülük halleridir."
Vazife malullüğü nedir?
Yine 5510 sayılı kanunda vazife malullüğünün kimler için geçerli sayılması gerektiğini de açıklayan Av. Uludüz şartları ise şöyle açıkladı: "Malûllük; sigortalıların vazifelerini yaptıkları sırada veya vazifeleri dışında idarelerince görevlendirildikleri herhangi bir kamu idaresine ait başka işleri yaparken bu işlerden veya kurumlarının menfaatini korumak maksadıyla bir iş yaparken ya da idarelerince sağlanan bir taşıtla işe gelişi ve işten dönüşü sırasında veya işyerinde meydana gelen kazadan doğmuş olursa, buna vazife malullüğü denir."
Bu şartlar altında işi nedeniyle virüs ile karşılaşan ve virüsü ağır atlatan sağlık çalışanlarının, tedavileri sonunda işlerini yapamaz hale gelmeleri sonucu vazife malüllüğünden yararlanma hakkı konusuna da değinen Özge Uludüz, " Vazife malullüğü hâlinde, 13/7/1953 tarihli ve 4/1053 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla yürürlüğe konulan Vazife Malullüklerinin Nevileri ile Dereceleri Hakkında Nizamname esas alınır. Vazife malullüğü sigortasından sağlanan yardımlar tüm vazife malullerine birebir aynı olacak şekilde yapılmamaktadır. Vazife malullüğü kişinin çalışma gücünde yarattığı olumsuz etkiye göre 1'den 6'ya kadar olacak şekilde derecelendirilir. Mevcut düzenlemelere göre; daha riskli ve zorlu görevler yaparken vazife malulü olan kamu personeline, diğer kamu personeline kıyasla, icra edilen tehlikeli ve yıpratıcı görevlerin karşılığı olarak ilave ya da daha fazla yardımda bulunulmaktadır. Günümüzde en çok yardım yapılan vazife malulleri harp malullüğüdür. Covid-19'un kamuda görevli sağlık çalışanları açısından vazife malullüğü kabul edilmesi durumunda dahi hangi yardımlardan faydalandırılacaklarının tamamen ucu açıktır. " diyor.
Hekimler, hemşireler ve diğer sağlık çalışanlarının durumu
Dünya Tabipler Birliği (DTB) Başkanı Dr. David Barbe de Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nun pandemiyle ilgili özel oturumu öncesinde yaptığı açıklamada "Covid-19, sağlık çalışanları için milenyumun ilk meslek hastalığıdır. Sağlık çalışanlarının şu anda ihtiyaç duyduğu temel şey, Covid-19'un gelir kaybı, tedavi ve rehabilitasyon masrafları ile ölüm durumunda bakmakla mükellef olunan kişilere yönelik yardımı kapsayacak bir meslek hastalığı sayılmasıdır. Bu korumanın hiçbir boşluk bırakmadan sağlanması gerekmektedir. Durumdan etkilenen sağlık çalışanlarının bu korumaya olan ihtiyacı gecikmeksizin karşılanmalıdır. Toplumda pek çok kişi hijyen, mesafe, maske ve iyi havalandırılan iç mekanlar sayesinde güvende kalabilmiştir. Gelgelelim, hekimler, hemşireler ve diğer sağlık çalışanları söz konusu olduğunda durum çok farklıdır. Bu insanlar bakım vermek için hastalarıyla yakın temas içinde olmuşlardır. Kendilerini tehlikeye atmak zorunda kalmışlardır." ifadelerini kullanmıştı.
İlliyet bağı nedir?
CNN Türk sitesinden Prof. Dr. Derya Uludüz'ün aktardığı bilgiye göre, illiyet bağı şöyle tanımlanıyor;
"İlliyet bağı; meydana gelen zarar ile kişinin davranışı arasındaki doğrudan bağlantı olup anlaşılması açısından kısaca nedensellik bağı şeklinde de ifade edilebilir. Sağlık çalışanlarında meydana gelen zararın çalışmaları sırasında hastane ortamında ortaya çıktığının kanıtlanması gerekmektedir. Örnek vermek gerekirse; bir süredir izin kullanan sağlık çalışanın Covid-19'a yakalandığını düşünürsek sağlık çalışanı zaten vazife başında bu virüse yakalanmadığından burada vazife malullüğü için gereken illiyet bağı kurulamayacaktır. Veyahut hastanede vazifesi sırasında gerekli maske ve eldiven kullanım kurallarına uymayan sağlık çalışanının vazife sebebiyle değil vazifeyi ihmal sebebiyle Covid-19'a yakalandığı düşünülürse yine vazife malullüğü için illiyet bağı kurulamayacaktır."
Süreç ne zaman başladı?
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın COVID-19 tanısı alan sağlık çalışanlarının vazife malullüğü ve meslek hastalığı başvurularının hızla sonuçlandırılacağını açıklamasının ardından Sağlık Bakanlığı 81 ilin valilerine genelge gönderdi. Genelgeyle, sağlıkçıların başvurularında izleyecekleri yollar anlatıldı.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın sağlık çalışanlarının vazife malullüğü ve meslek hastalığı başvurularının hızla sonuçlandırılacağını açıklamasının ardından da Sağlık Bakanlığı yayınladığı genelgeyle bu başvurularda izlenecek yolu hatırlattı. Sağlık Bakanlığı Yönetim Hizmetleri Genel Müdürlüğü, 5510 sayılı Kanun'un 14'üncü maddesi hükümleri doğrultusunda, COVID-19 tanısı ile tedavi alıp Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından ‘malul' olduğuna karar verilenler ile hayatını kaybedenlerin yakınlarının başvurularına istinaden ‘meslek hastalığı' veya ‘vazife malulü' hükümlerinden yararlanmaları için gereken kuralları 81 ile genelgeyle bildirdi.
Nasıl başvuruluyor?
Sağlık Bakan Yardımcısı Sabahattin Aydın imzasıyla yayımlanan genelgede başvurular için izlenecek yol şöyle anlatıldı: “Sağlık çalışanlarından görevlerini yapmakta iken, görevlerinin çeşitli sebep ve tesiri ile COVID-19 tanısı ile tedavi alıp tedavi sonucu Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) Sağlık Kurulu'nca ‘malul' olduğuna karar verilenler ile hayatını kaybedenlerin kendilerinin veya yakınlarının başvurularına istinaden Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'na göre ‘meslek hastalığı' veya ‘vazife malullüğü' hükümlerinden yararlandırılmaları söz konusu olabilecek. Bu itibarla talepte bulunanların formları, eksiksiz olarak doldurulup ilgili birim amiri (İl/İlçe Sağlık Müdürü, Başhekim) ve sonrasında İl Sağlık Müdürü tarafından onaylanacak. Bakanlığımıza bağlı kurum ve kuruluşlarda istihdam şekli olarak (657 devlet memuru) görev yapan memurlara ilişkin onaylanmış başvuruları, İl Sağlık Müdürlüklerimizce alınıp bakanlığımıza gönderilecek ve bakanlığımız aracılığıyla Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı'na yönlendirilecek.
Özel sağlık kuruluşları dahil
Üniversitelere bağlı sağlık kurum ve kuruluşları ile özel sağlık kurum ve kuruluşlarında görev yapan sağlık çalışanlarına ilişkin onaylanmış başvurular da ilgili Sosyal Güvenlik Kurumu il Müdürlüğü'ne yapılacak.”
Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk, geçtiğimiz günlerde Meclis'te yaptığı açıklamada, “Şu ana kadar bize ulaşmış olan 5 başvuru var, 2'si memur statüsünde ve biz ikisinin de vazife malulü kapsamında aylıklarını bağladık. Dolayısıyla var olmayan bir sorunu konuşuyoruz aslında. SGK'ya gidiyor, şartları ve illiyet bağı kurulursa 4A veya 4C oluşuna göre sağlık çalışanımız vazife malulü ya da meslek hastalığı oluyor. İlliyet bağı kurulup gerekli dokümanlar ve şartlar sağlandığı sürece” demişti.
'İlliyet bağı aranmamalı'
Konuyla ilgili Hürriyet'ten Meltem Özgenç'in aktardığı bilgiye göre, Türk Sağlık-Sen Genel Başkanı Önder Kahveci de şunları söyledi: “Biz 2330 sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanun hükümlerine göre düzenleme yapılmasını istiyoruz. Böylece bir gün dahi çalışmış olsanız 30 yıl üzerinden emekli oluyorsunuz, şehitlerin eşine, çocuğuna maaş bağlanıyor. Eğitim yardımı alıyor. Sadece vazife malulü olursa tazminatları ne kadar çalışmışlarsa o kadar oluyor. Ölenlerin ailelerine de maaş bağlanmıyor. Ayrıca illiyet bağı da aranmamalı. Bir sağlık çalışanı COVID-19 nedeniyle yaşamını yitirdiyse, hastalığı nereden kaptığına bakılmamalı. Bu bir seferberlik hali. Konu buna göre değerlendirilmeli.”
Dünyada durum
Sağlık çalışanlarının toplumun diğer kesimlerine göre 10 kat daha fazla virüse yakalandığına dikkat çeken Türk TORAKS Derneği Covid-19'un meslek hastalığı statüsünde kabul edilmesine yönelik çağrıda bulundu. Yapılan yazılı açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Diğer ülkelere bakıldığında İtalya, Almanya, Belçika, Kanada, Amerika Birleşik Devletleri, Güney Afrika ve Malezya tarafından COVID-19 ön planda sağlık çalışanları olmak üzere riskli gruplar için meslek hastalığı olarak kabul edilmiş iken ülkemizde COVID-19 halen resmi olarak meslek hastalığı olarak kabul edilmemiştir. Dünya Çalışma Örgütü ve Dünya Sağlık Örgütü'nün COVID-19 hastalığının meslek hastalığı olarak kabul edilmesi gerektiğine ilişkin değerlendirmeleri vardır. Bazı ülkelerde ise sağlık çalışanlarının yanı sıra kargo çalışanları, süpermarket çalışanları, güvenlik görevlileri gibi bazı iş kollarında da mesleki maruziyet tanımlaması sonucu COVID-19 meslek hastalığı olarak kabul edilmiştir.”