Dünyanın ruh sağlığı bozuk
Ruh sağlığı koşulları artık her 5 yılda 1'inin engelli yaşamasına neden oluyor.depresyon ve anksiyete, küresel ekonomiye her yıl 1 trilyon ABD dolarına mal oluyor.

Oluşturma Tarihi: 2021-07-02 21:51:45

Güncelleme Tarihi: 2021-07-02 21:51:45

Son yıllarda, akıl sağlığının Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri'ne dahil edilmesiyle gösterildiği gibi, küresel kalkınma hedeflerine ulaşmada akıl sağlığının oynadığı önemli rolün kabulü giderek artmaktadır. Depresyon ise engelliliğin önde gelen nedenlerinden. İntihar, 15-29 yaşındakiler arasında ikinci önde gelen ölüm nedeni. Şiddetli zihinsel sağlık sorunları olan insanlar, önlenebilir fiziksel koşullar nedeniyle erken - yirmi yıl kadar erken - ölmekte.

Zihinsel bozukluklar artışta

Bazı ülkelerdeki ilerlemeye rağmen, ruh sağlığı sorunları olan insanlar sıklıkla ciddi insan hakları ihlalleri, ayrımcılık ve damgalanma yaşar. Pek çok akıl sağlığı durumu, nispeten düşük maliyetle etkili bir şekilde tedavi edilebilir ancak bakıma ihtiyacı olan kişiler ile bakıma erişimi olanlar arasındaki fark önemli olmaya devam etmektedir. Etkili tedavi kapsamı son derece düşük kalır.Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre; tüm cephelerde daha fazla yatırım gerekiyor. Akıl sağlığı bilincinin anlayışı artırmak ve damgalamayı azaltmak için; kaliteli ruh sağlığı hizmetlerine ve etkili tedavilere erişimi artırmaya yönelik çabalar için; ve tüm zihinsel bozukluklar için yeni tedavileri belirlemeye ve mevcut tedavileri iyileştirmeye yönelik araştırmalar için çalışmalar devreye alınmış durumda.

Her 5 kişiden 1'inin sorunu var

Ruh sağlığı koşulları dünya çapında artmakta. Temel olarak demografik değişiklikler nedeniyle, son on yılda (2017'ye kadar) ruh sağlığı koşullarında ve madde kullanım bozukluklarında yüzde 13'lük bir artış olmuştur. Ruh sağlığı koşulları artık her 5 yılda 1'inin engelli yaşamasına neden oluyor. Dünyadaki çocuk ve ergenlerin yaklaşık yüzde 20'sinin akıl sağlığı sorunu var ve intihar, 15-29 yaşları arasında ikinci önde gelen ölüm nedeni. Çatışma sonrası ortamlarda yaklaşık her beş kişiden birinin zihinsel sağlık durumu vardır.

Ekonomiye maliyeti 1 trilyon dolar

Akıl sağlığı koşulları, okul veya iş performansı, aile ve arkadaşlarla ilişkiler ve topluluğa katılma yeteneği gibi yaşamın tüm alanları üzerinde önemli bir etkiye sahip olabilir. En yaygın zihinsel sağlık koşullarından ikisi olan depresyon ve anksiyete, küresel ekonomiye her yıl 1 trilyon ABD dolarına mal oluyor.
Bu rakamlara rağmen, ruh sağlığına giden devlet sağlık harcamalarının küresel medyanı yüzde 2'den az.

300 binden fazla şizofreni hastası

Sağlık Bakanlığı Ruh Sağlığı Eylem Planı'ndaki bazı veriler ise şöyle: 2017 yılında psikolojik destek amaçlı gerçekleştirilen muayene sayısı: 12 milyon 838 bin 226.2010–2015 arasında antidepresan ve benzer özellikteki ilaçların kutu bazında tüketim miktarı: 211 milyon 577 bin 20 kutu.Nüfusun %18'i yaşam boyu en az bir ruhsal hastalık geçiriyor. Çocuk ve ergenlerde bu oran yüzde 11.Her 100 kişiye düşen ruh sağlığı ve hastalıkları uzmanı sayısı 2.2
2 milyon bipolar bozukluk, 3.2 milyon depresyon, 300 binden fazla şizofreni hastası var.
Ruhsal sorun yaşayanların yüzde 39'u ilk başvurularını psikiyatri uzmanlarına yapıyor. Psikiyatri dışı uzmanlara yüzde 33, pratisyen hekimlere yüzde 21, üniversite öğretim üyelerine de yüzde 3.6 oranında başvuruluyor.

40 saniyede 1 kişi intihar ediyor

Dünya Psikiyatri Birliği tarafından, Türkiye Psikiyatri Derneği ve Türk Nöropsikiyatri Derneği işbirliğiyle, gerçekleştirilen Dünya Psikiyatri Birliği Tematik Konferansı'nda 60 ülkeden 1000 bilim insanı dünya ruh sağlığının gidişatını ele almışlardı.Değerlendirmeye göre dünya nüfusunun yüzde 12 ile 40'ı hayatı boyunca bir ruh hastalığından acı çekiyor. Her 40 saniyede bir, dünyada bir kişi intihar ediyor. Yüksek gelirli ülkelerde ya da düşük gelirli ülkelerde bu sorunlar var, gibi bir ayrım söz konusu değil. Herkesi, her ülkeyi etkiliyor ruhsal sorunlar. Ancak fakir ülkeler için durum daha zor. Çünkü orada tedavi açığı çok fazla oluyor. Yüksek gelirli ülkelerde, insanların üçte birinin tedavi almadığı tespit edildi. Ancak fakir ülkelerde bu oran yüzde 80'e kadar çıkabiliyor.