Güneşin zararlarına karşı 8 kurala dikkat!
Şu süreçte güneş, tüm güzelliklerinin yanı sıra ışınlarına kontrolsüz olarak maruz kaldığımızda bu kez cildimizi yaşlandıran en önemli faktör olarak karşımıza çıkıyor.

Oluşturma Tarihi: 2020-07-03 11:17:52

Güncelleme Tarihi: 2020-07-03 11:17:52

Güneş, bağışıklık sistemini güçlendiriyor, mutluluk hormonu salgılatıyor, uyku kalitesini artırıyor, dişleri güçlendiriyor, bazı kanser türlerinde koruyucu oluyor, sağlığımızın vazgeçilmezi D vitamininin sentezlenmesini sağlıyor… Ancak tüm bu güzelliklerinin yanı sıra güneş ışınlarına kontrolsüz olarak maruz kaldığımızda bu kez cildimizi yaşlandıran en önemli faktör olarak karşımıza çıkıyor.

Bunun yanında güneş yanığı, lekeler, kırışıklıklar ve güneş alerjisi, güneşin yol açtığı önemli sorunlardan. Acıbadem Kozyatağı Hastanesi Dermatoloji Uzmanı Dr. Gizem Yağcıoğlu incelen ozon tabakası nedeniyle günümüzde 20'li yaşların bile sorunu haline gelen deri kanserine de davetiye çıkardığını hatırlatarak, “Bu nedenle vücudumuzun ihtiyacı olan D vitamininin sentezi için özellikle ön kol iç bölgeleriniz açıkta kalacak şekilde, 10:00-15:00 saatleri arasında, güneş koruyucu kullanmadan 10-15 dakika güneşlenmeniz yeterli olacaktır. Bu sürenin dışında ise güneşin zararlı ışınlarının yeryüzüne en dik geldiği bu saatlerde mümkünse dışarıya çıkmayın, asla güneşlenmeyin. Eğer dışarıya çıkmak zorundaysanız mutlaka güneş koruyucu ürün kullanın” diyor. Acıbadem Kozyatağı Hastanesi Dermatoloji Uzmanı Dr. Gizem Yağcıoğlu cildimizi güneşin zararlı etkilerinden korumak için almamız gereken 8 önlemi anlattı, önemli uyarılarda bulundu.


Cilt tipinize uygun ürün seçin

 Yağcıoğlu güneş koruyucu ürünleri cilt tipinize ve kullandığınız bölgeye uygun formülasyonda seçmenizin de çok önemli olduğuna işaret ederek, “Örneğin yağlı ve sivilceye yatkın ciltlerde su bazlı losyon formları, kuru ciltte ise yağ bazlı krem formları daha doğru bir tercih olacaktır. Tüylü bölgeler, sırt gibi ulaşılması zor bölgeler ile geniş vücut alanlarında sprey formu daha kullanışlı olurken; göz çevresi ve dudak için stick formunda güneş koruyucular daha kolay uygulanabiliyor” diyor. Dr. Gizem Yağcıoğlu eğer ek bir deri hastalığınız varsa güneş koruyucu seçimi için dermatoloji uzmanına danışmanızın daha doğru bir yaklaşım olacağını vurguluyor.


Fiziksel mi, kimyasal mı?

Güneş koruyucular filtrelerine göre fiziksel ve kimyasal olarak ikiye ayrılıyorlar. Kimyasal filtreler, UV (Ultraviyole) enerjiyi ısıya dönüştürerek etki ediyor. Kimyasal koruyucular bazı ciltler tarafından tolere edilemediği için alerjiye neden olabiliyor. Fiziksel koruyucular (çinko oksit veya titanyum dioksit) ise deri üzerinde bir bariyer oluşturarak, sadece UV ışınlarını değil infrared ve görülebilir ışığı da yansıtarak veya dağıtarak etki ediyorlar. Fiziksel koruyucular deriden emilmeden etki ettikleri ve daha az alerjik oldukları için çocuk, hamile ve alerjiye yatkın kişilerde öncelikli olarak tercih edilmeli. Fiziksel koruyucuların dezavantajı ise deri yüzeyinde beyaz opak bir tabaka oluşturmasıdır ki bu da günlük kullanımını kısıtlıyor. Kimyasal koruyucular bu beyaz görüntüyü yapmadıkları için alerji yatkınlığı olmayan kişilerde günlük hayatta rahatlıkla kullanılabiliyorlar.


Bulutlu havalarda da korunmak şart!

Güneş koruyucuları çoğumuz sadece yaz aylarında ve güneşli günlerde uygulamak gibi önemli bir hataya düşüyoruz. Oysa ki güneş ışınları her mevsimde, bulutlu havada ve gölgede de cildimize ulaşmaya devam ediyor. Dermatoloji Uzmanı Dr. Gizem Yağcıoğlu “Deri kanseri ve deri yaşlanmasının en önemli nedeni olan güneş ışınlarından korunmak için güneş koruyucu ürünleri her mevsim kullanma alışkanlığı edinmeniz oldukça önemli” diyerek şu hatırlatmada bulunuyor: “Evde ve araçta pencere camları UVB (ultraviyole B) ışınlarını geçirmese de UVA (ultraviyole A) ışınlarının geçmesine engel olmuyor. Bu nedenle yine her mevsim evde ve arabadayken de güneş koruyucularınızı düzenli olarak cildinize uygulamaya devam edin”


Sadece SPF değeri yetmez!

Güneş koruyucu ürünü alırken SPF (Sun Protection Factor-Güneşten koruma faktörü) değeri 30 ve üzerinde olanları tercih edin. SPF değeri UVB ışınına karşı koruyuculuğu gösteriyor. Örneğin bir kişi güneş koruyucu kullanmadığında 15 dakikada kızarıyorsa SPF değeri 10 olan bir ürünü sürdüğünde 150 dakikada kızarıklık gelişiyor. Ancak güneş koruyucuların UVB kadar UVA ışınlarına karşı koruyuculuğu da önemli uyarısında bulunan Dermatoloji Uzmanı Dr. Gizem Yağcıoğlu sözlerine şöyle devam ediyor: “Üründe aynı zamanda UVA ışınına karşı koruduğunun göstergesi olarak PPD, PA ya da broad spectrum değerlerinden birinin yazması veya ürünün ayrıca UVA'ya karşı koruduğunun belirtilmesi gerekiyor. Çünkü UVA ışınları da UVB ışınları gibi deri yaşlanması ve kırışıklık oluşumuna neden oluyor.


Sokağa çıkmadan 30 dakika önce uygulayın

Çoğumuz güneş koruyucu ürünleri açık havaya çıkınca sürüyoruz. Oysa yeterli korumayı sağlayabilmesi için güneş koruyucuları dışarı çıkmadan, kapalı ortamdayken ve kıyafetinizi henüz giymemişken, 30 dakika önce sürmeniz gerekiyor.


Her 3 saatte bir tekrarlayın

Hangi güneş koruyucusunu seçtiğimiz kadar onu nasıl kullandığımız da elde edeceğimiz koruyuculuğu etkiliyor. Etkisi yaklaşık 3 saat devam ettiği için bu süre sonunda ürünü vücudunuza tekrar sürmeniz çok önemli. Duş sonrası, terlemenin ardından ve deniz veya havuzdan çıktıktan sonra etkisi azaldığı için bu süreyi dikkate almadan ürünü tekrar uygulamayı ihmal etmeyin.


Yetersiz miktar ‘eksik koruma' demek

Güneş koruyucu ürünlerin etkili olabilmeleri için vücuda uygulama miktarı da büyük önem taşıyor. Yağcıoğlu, “Yetersiz miktar eksik koruma demektir” diyerek şu bilgileri veriyor: “Ürünleri yeterli kalınlıkta, ciltte katman oluşturacak şekilde ve ovalamadan uygulamalısınız. Bu miktar yüz, saçlı deri ve boyun bölgesi için yaklaşık bir çay kaşığı, tüm vücut için 9 çay kaşığı kadardır. Kulak, ense, omuz, burun, dudak ile ayak üstü gibi güneş ışınlarının dik geldiği ve genellikle uygulanması unutulan bu bölgelere özellikle dikkat etmelisiniz”

Kıyafetleriniz koyu renk olsun

Güneşin zararlı ışınlarından korunmak için dikkat etmeniz gereken bir başka önemli nokta da kıyafetleriniz olmalı. Sık dokunmuş kıyafetler ve toplumda yanlış bilinenin aksine açık değil koyu renkli kıyafetler giymeniz gerekiyor. “Açık renk kıyafetler sizi sıcaktan korur, ancak UV ışınlardan yeterince korumaz” diyen Dermatoloji Uzmanı Dr. Gizem Yağcıoğlu sözlerine şöyle devam ediyor: “Koyu renk kıyafetler UV ışınlarını emerek güneşten daha iyi korunmanızı sağlarlar. Geniş siperli şapka ve UVA, UVB filtreli güneş gözlüğü kullanmanız da cildinizi güneş ışınlarından korumada önemli rol üstleniyorlar”