Kalbimizden tüm vücuda taşınan kanın atardamar duvarına oluşturduğu basıncın 140/90 mmHg ve üzerinde olmasına, ‘hipertansiyon' deniyor.
Hipertansiyon; kalp krizi, kalp yetmezliği, ritim bozukluğu, bacak damarlarının tıkanması, böbrek yetmezliği, beyin kanaması, inme ve körlük gibi ciddi hastalıkların önde gelen nedenlerinden biri... Belirti vermediği için 'sessiz katil' olarak adlandırılan bu hastalığın nedeni tam olarak bilinmese de genetik yatkınlık ya da hatalı alışkanlıklar etkili olabiliyor.
Acıbadem Maslak Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Ertuğrul Zencirci, hipertansiyona neden olan hatalı alışkanlıklarımız anlattı; önemli öneriler ve uyarılarda bulundu.
Hareketsiz bir yaşam sürmek
Azalmış fiziksel aktivite insülin direncinin artmasına, sempatik sinir sisteminin ve kan basıncı ile sıvı dengesini düzenleyen hormonal sistemin uyarılmasına, oksidatif strese, inflamasyona, damar fonksiyon bozukluğuna ve leptin hormonunun (yağ dokusundan salgılanan bir protein) etkisinin artmasına neden oluyor. Bunlarla beraber aynı zamanda kilo artışına da yol açarak kan basıncını yükseltiyor. Haftanın 5-7 günü, yaklaşık 30-60 dakika, orta düzeyde dinamik egzersiz yapmanız hipertansiyona karşı etkili oluyor.
Fazla kilo almak
“Günümüzde giderek yaygınlaşan fazla kilo ve obezite hastalığında yaşanan en önemli sağlık problemlerinden biri, hipertansiyondur.” uyarısında bulunan Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Ertuğrul Zencirci, sözlerine şöyle devam ediyor: “Fazla kilo ve obezite nedeniyle insulin direnci ile leptin düzeyi artıyor, sempatik sinir sistemi ve kan basıncı ile sıvı dengesini düzenleyen hormonal sistem uyarılıyor, böbrekten sodyum atılmasını sağlayan protein düzeyi azalıyor ve karın içi yağlanma ile böbreğe bası etkisi oluşuyor. Tüm bunlar kalp hızını artırıp böbrekten sodyum ile sıvı atımını azaltarak ve periferik damar direncini yükselterek hipertansiyona neden oluyor. Hipertansiyondan korunmak için vücut kitle indeksi 20 - 25 kg/m2 ve bel çevresi erkekler için <94 cm ve kadınlar için <80 cm olmalıdır.”
Yemekleri fazla tuzlu tüketmek
Paleolitik çağda günlük sodyum tüketimi yaklaşık 0.69 gram iken modern zamanda bu miktar 4.9 grama yükseldi. Doç. Dr. Zencirci, az tuz alımına göre hareket eden ve genetik olarak ayarlanmış metabolizmamızın fazla tuz tüketimiyle başa çıkamaması sonucu hipertansiyon geliştiğini vurgulayarak, “Fazla sodyum sempatik sinir sisteminde ve kan basıncı ile sıvı dengesini düzenleyen hormonal sistemde sorun oluşturuyor, kan akımına karşı gelişen direnci artırıyor. Aynı zamanda vücudumuz bu fazla sodyumu böbrek yoluyla atmak için kan basıncını yükseltiyor. Bunun sonucunda da hipertansiyon gelişiyor.” diyor. Dolayısıyla günlük tuz tüketiminizin 5 gramın altında olmasına özen gösterin.
Alkol alışkanlığı edinmek
Fazla alkol tüketimi vücudumuzda sempatik sinir sistemini ve kan basıncı ile sıvı dengesini düzenleyen hormonal sistemi uyarıyor, ayrıca oksidatif strese ve inflamasyona sebep olarak damar fonksiyon bozukluğuna neden olabiliyor. Tüm bunların sonucunda da hipertansiyon gelişiyor. Uzmanlar alkol tüketiminin erkeklerde 14 üniteden, kadınlarda da 8 üniteden az olması gerektiğine dikkat çekiyorlar.
Sigara kullanmak
Sigara, sempatik sinir sistemini uyararak ve arter damar sertliğini artırarak kan basıncını yükseltiyor. Doç. Dr. Zencirci, “Kalp ve damar hastalığının da önemli risk faktörlerinden biri olması nedeniyle hipertansif hastaların sigara içiminden vazgeçmeleri son derece önemlidir.” diyor.
Hatalı beslenmek
Sağlıksız beslenme oksidatif stresi, insulin direncini, bunların sonucunda da kan basıncını artırıyor. Temel olarak düşük yağ ve sodyum içeren, liften ve potasyumdan zengin gıdalar ise kan basıncını düşürüyor. Bu nedenle sebze, taze meyve, baklagiller, az yağlı süt ürünleri, kepekli tahıllar, balık ile doymamış yağ asitleri (zeytinyağı) gibi besinlerden zengin, kırımızı etten ve doymuş yağ asidinden ise fakir bir diyet alışkanlık edinilmeli.