Bursa Uludağ Üniversitesi (BUÜ) Sağlık ve Etik Düşünce Topluluğu ile Genç Yeşilay Topluluğu'nun 31 Mayıs Dünya Tütünsüz Günü nedeniyle ‘Serbest Mikrofon' programı düzenlendi.
Etkinlikte konuşan BUÜ Tütünsüz Kampüs Projesi Sorumlusu Prof. Dr. Mehmet Karadağ; “Nikotin, esrar ve eroinden daha fazla bağımlılık yapan maddedir. Bir kez deneyen kişi mutlaka tekrar alma ihtiyacı duyuyor. 2 yıllık korona sürecinde toplam 6 milyon 300 bin insan öldü. Sigara ise her yıl 8 milyon insanın canını alıyor” açıklamasında bulundu.
Prof. Dr. Mete Cengiz Kültür Merkezi'nde gerçekleştirilen etkinliğe BUÜ Rektörü Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz, Tütünsüz Kampüs Projesi Sorumlusu Prof. Dr. Mehmet Karadağ, Prof. Dr. Nihat Özyardımcı Sigara Bırakma Polikliniği Sorumlusu Prof. Dr. Yeşim Uncu, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri, akademik ve idari personel ile öğrenciler katıldı.
Programda konuşan Rektör Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz, Tütünsüz Kampüs Projesi'ni hayata geçirmek için çalışmalara devam ettiklerini vurguladı. Bu konuda toplum algısının en temelden değiştirilmesi gerektiğine işaret eden Prof. Dr. A. Saim Kılavuz; “Üniversite olarak bu alanda projelerimiz sürüyor. Ancak 70 bin öğrencimiz, 8 bin personelimiz, hastanemiz ve bu hastaneye gelen giden binlerce insan var.
Bu projemizi tam anlamıyla uygulayabilmek şuan için zor görünüyor. Sigarayı bırakmanın en değerli yolunun kişisel irade olduğuna inanıyorum. Yasaklar ile bu konuda bir yere varmak mümkün değil. Tütünden uzak durmak için aileden başlayan, ilköğretim ve ortaöğretimde devam eden, ardından üniversitede, daha sonra çevresi ile ilişkilerinde uygulanması gereken bir bilincin hep birlikte oluşturulması lazım. Bu kolay bir hadise değil. Belki nesil veya nesiller alacak. Bu işin zorluğunu bilir, yılmadan çalışır ve her gün en azından bir kişiyi kurtarabilirsek kazançlı olduğumuzu düşünmeliyiz” diye konuştu.
Akademik kariyerini İlahiyat Bilim Dalı üzerine yaptığını hatırlatan Rektör Kılavuz; “Kutsal Kitabımız; bir insanın yaşatılması, toplumun yaşatılması demektir diyor. O halde biz, bu zararlı olan ve öldürücü etkisi bulunan tütünden bir kişiyi kurtarabilsek, zamanla tüm toplumu kurtarmayı başarabileceğiz. Yine Kutsal Kitabımızda; ‘Bir toplum kendisini değiştirmediği müddetçe Allah o toplumu değiştirmez' buyuruluyor. Bu çok net bir ifadedir. Her birimizin bireysel tercihleri var. Bunlar toplumsal tercihe dönüşürse, işte o zaman toplum değişir. Herhangi bir kurtarıcı beklemek yerine; öncelikle kendimizi bu zarardan korumak, sonra en yakın çevremizden başlayarak, ailemizi, mahallemizdekileri, ilçemizdekileri, ilimizdekileri ve ülkemizdekileri kurtarmak için çabalamalıyız” dedi.
Tütünsüz Kampüs Projesi Sorumlusu Prof. Dr. Mehmet Karadağ ise sorunun tam anlamıyla uluslararası bir sigara salgını olarak adlandırılabileceğinin altını çizdi.
Salgın kelimesinin son iki yılda çok iyi anlaşıldığına işaret eden Prof. Dr. Mehmet Karadağ; “Koronavirüste tüm dünya durdu. İki yılda toplam 6 milyon kişi öldü. Sigara salgınında ise her yıl 8 milyon kişi ölmeye devam ediyor. Dünya Sağlık Örgütü, tütünü bir kitle imha silahı olarak kabul ediyor. Ot obur hiçbir hayvan tütün bitkisini yemiyor.
Sigara, üreticisinin önerdiği gibi kullanıldığında öldüren tek yasal üründür. İçerisinde 7 bin çeşit kimyasal madde var. Bunların içinde de 50 tanesi doğrudan kanser yaptığı kanıtlanan maddelerdir. Nikotin, esrar ve eroinden daha fazla bağımlılık yapan maddedir. Bir kez deneyen kişi mutlaka tekrar alma ihtiyacı duyuyor” şeklinde konuştu.
Prof. Dr. Nihat Özyardımcı Sigara Bırakma Polikliniği Sorumlusu Prof. Dr. Yeşim Uncu da kurumda yürütülen çalışmalar hakkında bilgi verdi. Dileyen katılımcılar kürsüye çıkarak sigara nedeniyle yaşadıkları sorunlar ile bırakma süreçlerine dair konuşma yaptı.
Kaynak: aydinlik.com.tr