Dr. Kayuka'nın kalp krizine ilişkin yazısı;
Kalp krizi, dünyada ölüm nedenleri arasında hâlâ ilk sırada yer almaktadır. Stresli yaşam, büyük şehirlerdeki ağır hayat koşullarının yanı sıra, kalıtım, kötü alışkanlıklar (beslenme, sigara vs.), şeker hastalığı, yüksek tansiyon, aşırı kilo, yüksek kolesterol ve hareketsiz yaşam da kalp krizine zemin hazırlamaktadır. Nedir, nasıl gelişir?
Kalp krizi, ‘miyokard enfarktüsü' olarak adlandırılır. Eğer koroner arter aniden tıkanırsa, kalbin o bölgesine kan akımı tamamen kesilir. Bu durumda bir miktar kalp kası kalıcı olarak zarara uğrar. Bu durum çoğunlukla geçmeyip, uzun süre devam eden göğüs ağrısıyla birlikte olur ve miyokard enfarktüsü veya kalp krizi olarak adlandırılır.
Kalp krizi, damar sertliğinin koroner kalp damarlarını tutması sonucu ortaya çıkar. Vücuda kan pompalayan kalbin kan beslenmesi, koroner kalp damarlarının taşıdığı kanla gerçekleşir. Koroner kalp damarlarında zaman içinde biriken yağlar, damar duvarında plaklar oluşturur. Bu plaklar damar boşluğunda yer tutarak kan akımını yavaşlatır ve bir süre sonra damarın tıkanmasına neden olur. Koroner damarların tıkanmasıyla da kalbe kan akışı engellenir. Kanın ulaşmadığı kalp kasları, 1 dakika ile 6 saat arasında ölür. Koroner arter hastalığında daralmış olan koroner arterlerde kalp kasına gelen kan miktarı azalır. Yorgunluk, göğüste gerginlik, bası hissi, yanma, genellikle sol kola vuran ağrı, çeneye doğru yayılan ağrı şeklinde şikayetler, azalmış olan kan akımının göstergeleridir. Egzersiz ve stres gibi kalbin kan ihtiyacını arttıran durumlar bu şikayetleri başlatabilir ve dinlenildiğinde genellikle geçer.
Kalp krizinin en önemli belirtisi, göğüs ağrısıdır. Göğsün ortasında yanma veya baskı tarzında genellikle şiddetli bir ağrı olur. Batıcı bir ağrı oluşmaz. Bu ağrı sol kola, nadiren de olsa sağ kola yayılır. Bazen kolda uyuşma şeklinde de görülebilir. Ağrı terlemeyle birlikte ortaya çıkar. Göğüste tam yeri belli olmayan sıkışma hissi veren bir ağrı olur, bu sol kola ve çeneye doğru yayılır, ağrı hareket etmekle artar, dinlenirken azalır, fakat geçmez.
Ağrı yarım saatten uzun sürer. Bununla birlikte soğuk soğuk terleme ve mide bulantısı vardır. Nefes darlığı olur. Dolayısıyla, göğsünde şiddetli ağrı olan kişide eş zamanlı terleme de varsa bu kalp krizi belirtisi olabilir. Bununla birlikte kalbin alt duvarı etkilenmişse kalp krizinden, karın ağrısı ve mide bulantısı da oluşabilmektedir. Yaşlı insanlarda ise daha çok nefes darlığı olarak görülmektedir. Bunun yanında bayılma, ritim bozukluğu, çarpıntı da bazen kalp krizi belirtisi olabilir. Nadiren olsa da kalp yetmezliğiyle de ortaya çıkmaktadır. Bazı insanlarda belirtiler çok gizli olabilir. Örneğin diyabet hastaları hemen hemen hiç ağrı duymazlar ve sadece nefes darlığı ve soğuk terleme şikayetleri olur. Bazen de hiçbir belirti vermeyebilir. Buna sessiz miyokard infaktüsü (sessiz kalp krizi) denilmektedir.
Kalp krizi, EKG, kan testleri ve kalp kası hasarının araştırılmasını gösteren kan testleriyle anlaşılabilir. Her zaman altın standart koroner anjiyodur. Bu tetkik bazen aynı seansta balon-stent yaparak anında tedavi şansı verir. Kalp krizi geçirdiği tespit edilen hastalara anjiyo yapılamadığı durumlarda, hastane şartlarında pıhtı eritici ve damar açıcı ilaçlar verilir. Bir saat içinde etkili olan bu ilaçlar, damarların tıkanıklığını gidermeye yarar. Bu ilaçlar ayrıca ağrıyı giderir, kalp ritmini düzenler ve nefes almayı kolaylaştırır. 4-6 saat içinde yapılan müdahaleler kalbi hasar görmekten kurtarabilir. Ne yapılmalıdır?
Kalp krizi geçiren kişi hareket edebiliyorsa bulunduğu yerin kapısını açık bırakarak bir yatağa ya da koltuğa uzanmalıdır. Telefon ile ambulansa çağırmalıdır. Çünkü kalp krizinin ilk bir saatinde yapılacak müdahale, hasarı en aza indirir. Kişi, ambulans dışında hiçbir araca binmemeli, ambulans gelene kadar hareket etmeden beklemelidir. Eğer yakınınızda bir kişi kalp krizi geçiriyor ve siz de buna şahit oluyorsanız; hemen kalp krizi geçiren kişi yatar pozisyona getirin. Bilinen bir kalp hastalığı varsa cebinde olması muhtemel dil altı ilacı ve aspirin (mümkünse iki çocuk aspirini) verin, yakasını gevşetin, ayaklarını yukarı kaldırın ve bulunduğu odayı havalandırın. Bunların akabinde ambulans çağırın. Hasta mutlaka yoğun bakım ünitesi olan tam donanımlı bir hastaneye kaldırılmalıdır.
Yazımın sonunu önemli bir notla bitirmek istiyorum. 50 yaş civarında özellikle aile hikayesinde kalp krizi olan erkek bir hastada göğüste veya sırt bölgesinde aniden gelişen herhangi bir hoşnutsuzluk başka açıklayıcı nedenler düşünülmeden kalp hastalığı olarak düşünülmeli ve acilen tam teşekküllü bir hastaneye başvurulmalıdır!
Kaynak: Milliyet