Karadenizliler bu hastalıktan şikayetçi
Tiroit hastalıkları dünyada medikal açıdan en sık rastlanılan hastalıklardan biri “Türkiye’de en çok Karadeniz Bölgesi’nde görülmekte. Bunda genetik faktörlerin yanı sıra iyot eksikliği ve Çernobil’in etkisi oldukça fazla

Oluşturma Tarihi: 2021-10-31 22:57:34

Güncelleme Tarihi: 2021-10-31 22:57:34

Bazı hastalıklar bazı bölgeler ile yakın bir ilişki içerisinde bulunabiliyor. Sözkonusu bölgede yaşayan insanların havası ve suyu kadar beslenme alışkanlığı ve yaşam tarzı da önemli bir etken...

Endokrin yani hormon salgılayan bir bez olan tiroit bezi, organizmadaki birçok süreci de kontrol eder. Büyüme ve gelişme, bilişsel işlevler ve enerji metabolizmasının düzenlenmesi tiroit hormonunun görev aldığı metabolik süreçlerin başında gelmekte.

100 kişiden 40'ı tiroit ve guatr sorunlu

Sağlık verilerine göre ülkemizde her 100 kişiden 40'ında tiroit sorunu 30'unda ise guatr görülmektedir. Genetik etmenler, iyot yetersizliği veya lahana gibi guatrojen adı verilen ve iyotu bağlayarak vücutta kullanımına engel olan sebzelerin çok sık tüketilmesi tiroit hastalıklarına yol açabilmekte.

Karadeniz ve guatr ilişkisi

Örneğin Doğu Karadeniz Bölgesi'nde guatr görülme sıklığının yüksek olmasının, karalahana tüketimi ile ilişkili olduğu yönünde beyanlar bulunuyor.. Ülkemizde tüketimi yaygın olmamakla birlikte soya proteini tüketimi de tiroit sorunlarına yol açabilmektedir.
Aslında ülkemizde sadece Karadeniz de değil, İç Anadolu, Batı ve Doğu olmak üzere tüm bölgelerimizde yaygın olarak nodüler guatr hastalığı görülmektedir. Halk arasında Karadeniz'de karalâhananın çok yenilmesine bağlanmaktadır.

Medical Park Karadeniz Hastanesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Dr. Mustafa Köse tiroid bezinin bedendeki birçok aktiviteyi kontrol ettiğini söylerken tiroid hastalıklarının hafife alınmaması gerektiğine vurgu yaptı.
Tiroit hastalıklarının dünyada medikal açıdan en sık rastlanılan hastalıklardan biri olduğunu kaydeden Köse “Türkiye'de en çok Karadeniz Bölgesi'nde görülmektedir. Bunda genetik faktörlerin yanı sıra iyot eksikliği ve Çernobil'in etkisi oldukça fazla. Özellikle Çernobil felaketinden sonra kanser vakalarından ciddi oranda artış yaşandı. Ancak tiroid kanseri diğer kanser türlerine göre ölümcül riski azdır. Erken teşhisle tedavide ciddi mesafe kat etmek mümkün. Geç tanı konulan hastalarda, yutma güçlüğü, ses kısıklığı, boyunca sertlik, şişlik, nefes darlığı gibi şikayetlere neden olabilir” değerlendirmesinde bulunmuştu.

Metabolik çözüm süreci

Öte yandan yeterli iyot alımına ek olarak, dengeli beslenerek tiroit hastalıklarına yakalanma riskini azaltabilir veya tiroit sorunları ile baş edebilmek de imkan dahilinde. Metabolik süreçlerin sürdürülebilmesi, ideal vücut ağırlığının korunması, kronik hastalıklarım önlenmesi için temel şart; yeterli ve dengeli beslenmek. Besin gruplarını dengeli tüketerek, tiroit hormonunu üretimi ve salınımı için gerekli iyot, selenyum gibi minerallerin yeter düzeyde alınması sağlanır. Yeterli ve dengeli beslenmeye ek günde en az 2 litre (8-10 bardak) su tüketimi, sindirim ve dolaşım işlevlerini düzenleyerek tiroit bezi işlevlerini desteklenir.

Gıdalar ve beslenme tercihi

Balık, deniz ürünleri, keten tohumu ve ceviz gibi besinler omega-3 yağ asitlerinin kaynağı. Balık ve deniz ürünleri tiroit hormonunun yapısına katılan, iyot ve selenyumun bir arada bulunduğu en iyi kaynak. Omega-3 yağ asitleri, tiroit işlevlerinde sorun olan bireylerde ortaya çıkabilen kalp damar ve şeker hastalığından korunmada etkili olabilmekte.

Düzey ve seçim önemli
Besinlerin ince barsaklarda sindirilmeyen bölümü diyet posasını oluşturur. Yeterli ve dengeli beslenerek günde 25-30g posa alınması önerilmektedir. Meyve, sebze, kurubaklagil ve tam tahıllara beslenme düzeninde yer verilerek yeterli posa alınabilir. Yeterli posa alımı, tiroit işlevlerinin sürdürülmesi veya tiroit sorunlarına eşlik edebilen kalp-damar veya şeker hastalıklarından korunmada oldukça önemli.