Beslenme uzmanları kış aylarının yaklaşması ile birlikte kış gıdalarına ve beslenme biçimlerine yönelik önerilerini de sıralamaya devam ediyorlar. Pandemi sürecinde bağışıklık sistemi önem kazanırken bunu sağlamanın yöntemine dair de çok farklı görüşler mevcut.
Peki yaklaşmakta olan kış öncesi nasıl bir beslenme tarzı izlenebilir?
Kış kendini göstermeye başladı. Pandemi süreci ise tam atlatılabilmiş değil. Peki bu süreçte beslenmede nasıl bir yöntem tatbik edilmeli?
Bu noktada uzmanlar ise şu noktalara vurgu yapmaktalar:
Probiyotikler ön planda
Probiyotikler sindirim sisteminde yaşayan mikroorganizmalardır. Kendileri oldukça küçük olmasına rağmen, vücuttaki ve özellikle bağışıklık sistemindeki etkileri oldukça büyük. Hatta son dönemde yapılan çalışmalarda özellikle çocuklarda düzenli probiyotik tüketiminin kış aylarında ateş, soğuk algınlığı, nezle gibi belirtileri engelleyebileceği belirtiliyor. İçerisinde probiyotikleri bolca bulunduran en güzel besinler yoğurt ve kefirdir. Her gün düzenli olarak bu besinleri tüketmeye özen göstermek gerekiyor.
Nezle-grip denince C vitamini
Bilhassa sonbaharda veya grip/nezle olmaya başladığınızı hissettiğiniz anda C vitamininden zengin beslenmenin boğaz ağrısı, burun akıntısı gibi bazı belirtileri azaltabileceği düşünülüyor. Portakal, mandalina gibi turunçgiller yanında; kivi, koyu yeşil yapraklı sebzeler (roka, marul, maydanoz gibi) ve patates gibi besinlerde C vitamini yüksek.
Sarımsak sofrada bulunsun
Beslenmede en önemli ürün ise sarımsak. Siz ister tercih edin isterseniz tüketmekten vazgeçin. Ama bu bitkiyi sofranızda pek ihmal etmeyin. Sarımsağın kokusuna aldırmayın Her ne kadar sarımsak yemekten çekinsek de, aslında virüslerden koruyan bu harika besinden bol bol yararlanmaya çalışmalıyız. Soslarınıza, yemeklerinize, salatalarınıza sarımsak eklemeyi ihmal etmemek gerek.
Ekinezya tercihi
Ekinezya, soğuk algınlığı ile savaşmada güçlü bir bitki. Üst solunum yolları enfeksiyonlarından korunmada etkilidir. Özellikle çinko ve selenyum bağışıklık sisteminin güçlenmesinde önemli rol oynamaktadır. Kabuklu deniz ürünleri, kırmızı et, tam tahıllı ekmekler veya kahvaltılık gevrekleri çinko bakımından zengindir. Selenyum ise, ay çekirdeği, pekmez, konserve ton balığı gibi besinlerde bulunur. Diyetinizin çeşitli olmasına özen gösterin. Vücutta küçük miktarlarda bulunan, ancak işlevi çok büyük olan mineralleri yakından tanımak önemli.
Hangi yağdan ve nasıl bir fayda?
Yağlardan faydalanın: Ceviz, balık, avokado, fındık, badem gibi besinlerin içerisinde bulunan yağların (omega-3 gibi) vücut direncini arttırdığı ve bağışıklığı güçlendirdiği biliniyor. Ana öğünlerinizde balık ve aralarda da daha çok badem, ceviz gibi besinleri tüketerek veya salatalarınıza ekleyerek tüm bu yağların gücünden yararlanabilirsiniz.
D vitamini: Yaz aylarında güneş ışınlarından bol bol yararlandıysanız kışın şanslısınız demektir. Yapılan çalışmalar yaz aylarında yeterince güneş ışınlarından yararlanmış kişilerin, kışın enfeksiyonlar ve grip/nezle gibi rahatsızlıklara yakalanma oranının çok düşük olduğunu gösteriyor. Düşük D vitamini düzeyleri solunum yolları enfeksiyonları ile ilişkilendiriliyor. En önemli kaynağı güneş ışığı olmasının yanında somon ve ton balığı da D vitamini içeriyor.
Aslolan sağıklı tüketim ve yaklaşım
Diyet yapmak kadar bu diyetin içeriğine dikkat etmek gerek. Sağlıklı bir yaşam tarzı oluşturmanız önemli. Başta uyku disiplini olmak üzere kişilerin kullandığı içki türleri ve sağlıksız gıdaya ne derece mesafede bulundukları da tüm bunlardan ayrı insan sağlığı ve beslenmede asıl nirengi noktasını oluşturmaktadır.