Koldan gelen tıkırtı sesi, sırt nasırı habercisi olabilir…
Nadir görülen bir hastalık olan sırt nasırı tıbbi adı ile ElastofibromaDorsi daha çok kadınlarda görülüyor. Çoğu zaman iyi huylu seyreden bu tümör günlük yaşamı olumsuz etkileyebiliyor. Uzmanlar ise tanı konulduktan sonra cerrahi ile çıkarılması gerektiğine vurgu yapıyor. Konu ile ilgili bilinmesi gerekenleri Göğüs Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Özkan Demirhan anlattı.

Oluşturma Tarihi: 2023-03-21 11:13:08

Güncelleme Tarihi: 2023-03-21 11:13:08

Sırt nasırlarının oluşum nedenlerini anlatan Dr. Özkan Demirhan,”ElastofibromaDorsi nadir görülen iyi huylu ve yavaş büyüyen göğüs duvarı tümörüdür. Kürek kemiği (Skapula) ve göğüs duvarı arasında mekanik sürtünme ve basıya bağlı gelişen, bu nedenle tümöral olmaktan çok reaktif olarak kabul edilen fibroelastik yapıda bir yalancı tümördür (psödotümör). Genellikle orta yaş grubunu etkilemektedir. 40 yaş üstü daha çok kadınlarda görülür (kadın erkek oranı 6/1), çoğunlukla tek taraflı olmasına rağmen (tek ve çift görülme oranı) 3/1'dir. Tek taraflı lezyonların çoğu sağ tarafta görülmektedir.” dedi.

OMUZ VE KOLU SÜREKLİ KULLANANLAR İLE AĞIR İŞLER YAPANLARDA DAHA SIK GÖRÜLÜR.

Kolu zorlayan hareketlerin sırt nasırını tetiklediğine değinen Dr. Demirhan,”ElastofibromaDorsi'nin gerçek bir tümör olup olmadığı tartışmalı olup, etiyolojisinin mültifaktöriyel olduğu söylenebilir. Yapılan çalışmalarda kas gücü ile çalışanlarda tekrarlayıcı travmalarla görülme sıklığının artabileceği bildirilmiştir. Omuz ve kolunu sürekli kullanan ya da ağır iş yapan kişilerde, sıklıkla da sağ kürek kemiği etrafında sırt nasırının daha fazla görülmesi bu görüşü desteklemiştir. Bununla birlikte ElastofibromaDorsi, hayatı boyunca kolunu zorlamayan kişilerde de gözlenmektedir. Kürek kemiği dışında farklı yerleşimlerde de görülebilir.” şeklinde konuştu.

KÜREK KEMİĞİNDE ŞİŞLİK VE KOLDA KUVVETSİZLİK GÖRÜLÜR.

Sırt nasırlarının 5 santimden büyük oldukları zaman belirti vermeye başladıklarını ifade eden Prof. Dr. Özkan Demirhan,” Olguların yüzde 50'si genelde belirti vermez. Belirti veren durumlarda hastaların çoğunda sırtta kürek kemiği etrafında şişlik, kolda kuvvetsizlik, sırt omuz ağrısı görülmektedir. Diğer belirtiler arasında kol hareketiyle ortaya çıkan kürek kemiğinin kitleye takılmasına bağlı tıkırtı sesi (click), eklem sertliği, kürek kemiğinin diğer tarafa göre yüksek olması gibi yakınmalar sayılabilir. Bu yakınmalarla başvuran hastalar, fizik muayenede anormal bulgu yok ise de mutlaka radyolojik olarak değerlendirilmelidir. En basitinden komplekse doğru Ultrasonografi (USG), Bilgisayarlı Tomografi (BT) ve MRG inceleme bu patoloji için oldukça yararlı görüntüleme yöntemleridir. Radyolojide bazen toraks duvarı kasları ile net ayırt edilemeyen, malign kitle benzeri lezyon olarak tanımlanır. Aslında ElastofibromaDorsi açısından lezyonun yeri ve kliniği tipiktir radyolojik olarak da tipik bulgular elde edildiği için insizyonel biyopsiye gerek yoktur. ElastofibromaDorsi tanısında görüntülemenin yeterli olmadığında ve agresif bir tümör gibi düşünüldüğü zaman nadir de olsa biyopsi yapılması gerekebilir. Fakat derin yerleşimli yumuşak doku ve yağ dokusuna uzanan karakteristik lezyonlarda başka testlere gerek olmayabilir. Küçük ElastofibromaDorsi olgularında BT ve MR yeterli olmayabilir. O zaman gadolinium kullanılabilir. Bilgisayarlı tomografininElastofibromaDorsi tanısındaki duyarlılığı MRG'ye göre daha düşüktür. Ancak tipik lokalizasyonu ve iki taraflı lezyon olması durumunda BT tanıda yardımcı olabilir. MRG bulguları varlığında elastofibromadorsi tanısı kolaylıkla düşünülebilir. MRG'deatipik bulguların varlığı durumunda ise lezyonun tipik lokalizasyonu, iki taraflı (bilateral) oluşu, hastanın ileri yaşta ve kadın hasta olması elastofibromadorsi tanısını destekler. Lezyonun iki taraflı olması ayırıcı tanıda düşünülebilecek malign kitleleri büyük oranda ekarte edebilir. Bu yüzden elastofibromadorsi tanısından klinik olarak şüphe edildiğinde göğüs duvarı mutlaka iki taraflı değerlendirilmelidir. Ayırıcı tanıda diğer göğüs duvarı tümörleri de akla gelmelidir.” şeklinde bilgi verdi.

TEDAVİSİ CERRAHİ…

Sırt nasırlarının tedavi yöntemlerine değinen Prof. Dr. Özkan Demirhan, ”Tedavide cerrahi ile çözüm sağlanabiliyor. Cerrahide radikal davranılarak kanser cerrahisi gibi yaklaşılır en ufak bir kitle kalıntısı bırakılmamalıdır. Başarısız cerrahide kitle yeniden ortaya çıkabilir ikinci ameliyatta daha büyük bir cerrahi gerekebilir. Bu nedenle tedavisi tümörün tamamen temizlenmesi ile gerçekleşir. Tümör kol ve omuz da fonksiyonel yetersizlik, bası bulguları, ağrı ve göğüs duvarında şişliğe neden oluyorsa ve tümörün çapı 5 santimi aşıyorsa kesinlikle çıkarılmalıdır. Daha küçük ve şikayete yol açmayan lezyonlarda cerrahi tedavi uygulanmadan hasta izlenebilir. ElastofibromaDorsinin ikiye katlanma zamanı dediğimiz “Dubling time” suresi oldukça uzun olduğu için hastalığın kansere dönüştüğüne dair delil yoktur. Rezeke edilemeyen kitlelerde nadir de olsa radyoterapinin kullanılmaktadır.” dedi.