Mevsim geçişlerini geçiştirmeyin!
Artık sonbahar havalarını yaşıyoruz. Yazın bitişi ile birlikte duygu durum değişimleri de kişileri etkiliyor. Kişilerde fiziki memnuniyetsizlik, depresif ve anksiyete belirtileri artışta...

Oluşturma Tarihi: 2021-10-04 00:24:12

Güncelleme Tarihi: 2021-10-04 00:24:12

Yaz aylarını bitirip sonbahara girmekte olduğumuz bu süreçte mevsimsel bir geçiş söz konusu. Mevsimsel geçişler kişilerin ruh sağlıkları üzerinde farklı etkiler oluşturabiliyor. Bilhassa içerisinde bulunduğumuz salgın sürecinin devam etmekte olması insanları ikilemde bırakırken ister ev hanımları ister özel şirket çalışanları isterse kamuda çalışanlar bu sürecin bir an evvel bitmesi ve sosyal hayatın daha hareketli şekilde sürmesinden yana.

Kişilerin ruh halini etkiliyor

Mevsimler geçişler; kişilerde kendilerini iyi hissetmeme, çaresizlik, çökkünlük, umutsuzluk, halsizlik ve sinirlilik gibi mevsimsel duygu durum değişikliklerine yol açabilmekte. Bu duygu durum değişimleri de kişilerin yeme tutumları üzerinde olumsuz etkilere neden olabilmekte. Bu durum kişilerde bir takım fizyolojik sıkıntılara yol açabilmekle birlikte, bedenlerinden duydukları memnuniyetsizliği arttırabilmekte, depresif ve anksiyete belirtilerinde de artışa yo açıyor.

Duygu durum bozukluğu

İstanbul Okan Üniversitesi Hastanesi Psikoloji Uzmanı Kln. Psk. Müge Leblebicioğlu Arslan da mevsimsel geçiş sürecine dair, "Mevsimsel duygu durum bozukluğu major depresyonun bir alt türüdür. Ancak depresyondan farkı ümitsizlik, üzüntü, çökkünlük, yorgunluk ve halsizlik, karamsarlık, sinirlilik, ilgisizlik ve isteksizlik, iştahta artma ya da azalma, cinsel istekte azalma, konsantrasyonda güçlük, uyku problemleri ve sosyal içe çekilme gibi depresif belirtilerin, son iki yıl içinde ve genellikle sonbahar ya da kış ayları olmak üzere yılın belirli dönemlerinde görülmesidir. Belirtilerin özellikle sonbahar ve kış aylarında daha sık görülmesinde birçok etken rol oynamaktadır. Günlerin kısaldığı ve gün ışığının daha az yoğunlukta olduğu sonbahar ve kış aylarında hava durumundan dolayı kişilerde daha fazla eve kapanma davranışı, daha az sosyal ve fiziksel aktivite ve daha az duygusal paylaşımlar görülebilmektedir. Bu durum kişileri yalnızlaştırarak stresli durumlarla baş edebilmelerini güçleştirebilmekte ve böylece depresif belirtilerin tetiklenmesinde etken olabilmektedir" değerlendirmesinde bulunuyor.

Aşırı yemek mi yediriyor?

Bununla birlikte sonbahar ve kış aylarında artan depresif duygulanımla birlikte kişiler olumsuz duygu durumla baş edebilmek için aşırı yeme davranışı gösterebilmektedirler. Bu durum kişilerde kilo alımını arttırarak, bedenlerinden duydukları memnuniyetsizliğin artmasına, yoğun suçluluk hissetmelerine, mutsuzluk ve çökkünlük gibi depresif belirtilerde artışın görülmesine neden olabilmektedir. Bu durumun tam tersi ilkbahar ve yaz aylarında ise iyi havaların etkisiyle, dışarıda daha çok zaman geçirmek, daha fazla sosyal ortamlarda bulunmak ve daha fazla aktif olmak kişilerde olumlu duyguları arttırabilmekte.

Depresif duruma bürünme

Mevsimsel geçişlerde kişilerin olumsuz duygu durumuna katkı yaptığı düşünülen bir diğer faktör de bu döngünün hormonal denge üzerindeki olumsuz etkisidir. Gün ışığının azalmasıyla birlikte serotonin ve endorfin salınımlarının azalmaya yönelik eğilim gösterdiği ve bu durumunda depresif belirtileri tetikleyebildiği söylenebilir. Bununla birlikte sonbahar ve kış aylarında daha uzun süreli melatonin salınımının organizmada enerji depolanması sürecini başlatarak daha fazla besin alınımına ve daha fazla uykuya sebep olduğu düşünülmektedir.

Çözüm olarak neler yapılmalı?

Arslan, değerlendirmesinde çözüm olarak ise şunlara dikkati çekiyor:
"Spor ya da açık havada yürüyüş gibi davranışsal aktifliği artırıcı davranışlar, karanlık ve sessiz bir ortamda vücudun yeterince dinlendiği bir uyku düzeni ve de sağlıklı bir yeme tutumuna sahip olmak özellikle mevsimsel geçişlerin ruh sağlığımız üzerindeki olumsuz etkilerinden korunmak için oldukça önemli bir rol oynamaktadır. Kişiler olumsuz duygularını ifade etmek yerine bastırmayı ya da aşırı yeme davranışı gibi işlevsel olmayan baş etme yöntemlerinden birisini tercih ettiklerinde semptomları artabilmektedir.
İşlevsel olmayan baş etme yöntemlerinin aksine sosyal aktivitelerde bulunmak, hobilere hayatta yer açmak, aile ve yakın arkadaşlarla paylaşımlarda bulunmak, kapalı alanlar yerine gün ışığından da faydalanılan açık alanları tercih etmek kişilerin duygu durumları üzerinde olumlu etkiler oluşturabilmektedir. Ayrıca, yoga, meditasyon ve gevşeme egzersizi gibi bireyi rahatlatacak aktivitelerin kişilerin iyi olma halinin artmasında oldukça önemli rol oynadıkları söylenebilir."