Halk arasında 'göz tansiyonu' olarak bilinen glokom hastalığı, dünyada körlük nedenleri arasında 2. sırada yer alıyor. Glokom, günümüzde dünya genelinde 6 milyonu tam kör olan yaklaşık 70 milyon kişiyi etkiliyor. Türk Oftalmoloji Derneği, 8-14 Mart tarihleri arasında düzenlenen Dünya Glokom Haftası kapsamında Türkiye genelinde çeşitli etkinlikler gerçekleştirerek glokoma karşı toplumsal farkındalığı artırmayı hedefliyor.Türkiye'de 2,5 milyona yakın glokom hastası olduğu tahmin edilirken yalnızca her 4 hastadan biri teşhis edilerek tedaviye geçilebiliyor. Geri dönüşümsüz görme kaybına yol açan ciddi bir toplumsal sağlık sorunu olan glokomun en önemli özellikleri olarak, hastaların büyük bir bölümünde sinsi seyretmesi ve geç tanı konulması yer alıyor.
Erken tanı önemli bir aşama
Dünya Glokom Haftasında konuşan Türk Oftalmoloji Derneği Glokom Birimi Başkanı Prof. Dr. Özcan Ocakoğlu: “Açık açılı glokom olarak bilinen ve en sık rastlanılan glokom tipinde hastalık genellikle bir başka şikâyetten ötürü göz muayenesine gelen hastalarda tesadüfen tespit ediliyor. Birçok hasta genellikle 40 yaşından sonra yakın görme bozukluğundan dolayı göz hekimine başvurduğunda göz tansiyon hastası olduğunu öğreniyor. Dar açılı glokom olarak bilinen bir başka glokom tipinde ise hastalar glokomun belirtilerini migren ataklarıyla karıştırıyor. Migren sanılan baş ağrıları aslında sinsice ilerleyen ve zamanla körlüğe yol açabilen göz tansiyon hastalığı çıkabilir. Glokomun hangi tipi olursa olsun erken tanı ve tedaviyle hastalık kontrol altına alınarak görme yetisinin korunması sağlanabiliyor” dedi.
Glokom genetik yatkınlığı olan bireylerde daha sık görülüyor
Prof.Dr.Ocakoğlu sözlerine “Glokomun en sık görülen tipi açık açılı ya da diğer bir deyişle sinsi glokomdur. Özellikle anne, baba ve kardeş gibi birinci dereceden yakın akrabaların glokomlu olması hastalığın aile üyelerinde görülme riskini 3-5 kat artırıyor. Daha nadir olan dar açılı glokom ise kadınlarda, yüksek hipermetrop kimselerde daha sık görülebiliyor. Glokom genellikle ileri yaş hastalığı olarak bilinse de gerçekte gençlerde hatta yeni doğan bebeklerde ve çocuklarda dahi ortaya çıkabiliyor. Diyabet, göze ait nedenler veya başka sebeplerden uzun süreli kortizon tedavisi glokom için diğer risk faktörlerini oluşturuyor” dedi. Dr.Ocakoğlu sözlerine “Glokom genelde yüksek göz içi basıncının bir sonucu olarak ortaya çıkmakla birlikte bazı özel koşullarda normal hatta düşük basınçlarda bile glokom oluşabiliyor. Normal tansiyonlu glokom olarak adlandırılan bu tip genellikle damarsal problemleri, düşük kan basıncı, uyku apnesi sorunları olanlarda görülebiliyor” diyerek devam etti.