Pandemi süreci evde kalma süremizi de artırdı. Bu süreçte kimileri diyet yapmak için kolları sıvarken kimileri de kendi tedbirleriyle bu süreci en rasyonel şekilde atlatabilmenin yollarını aradı.

Şu bir gerçek ki bu süreçte beslenme alışkanlığımız rayından çıktı.Kilo almamak önemli bir avantaj haline geldi. Kilo alanlar ise popüler diyetlere yöneldi.
Peki bu diyetler yeterince bilinçli yapılıyor mu? Yada bu diyetler bünyemize ne derece uygun.

İnternetten diyet arama da arttı

Evde kalma sürecinde internetten diyet aramalarında da artış yaşandı.Uygulanan diyetlerin yan etkileri ise gözden kaçırıldı.Beslenme ve diyet uzmanları da bu konuda çok hassas olunması, iyi incelenip en uygun diyetin seçilmesinin sağlık açısından olmazsa olmaz olduğu düşüncesinde.
Diyetin hızlı kilo kaybı için kısa yol olmadığını, kalıcı ve sağlıklı beslenme modeli olarak görmek gerektiğini belirten diyetisyenler sağlığımızı bozmadan kilomuzu yönetmede başarılı olmak için kaliteli uykunun, stresi azaltmanın ve sağlıklı beslenme alışkanlıklarının düzenli fiziksel aktiviteyle hayata tatbik edilmesini öneriyor.
Bu diyetlerden bazılarına göz atmak gerekirse:

Dukan diyeti derken kansere kapı aralamayın

Fransız Tıp Doktoru Pierre Dukan tarafından ortaya atılan Dukan diyeti, dört aşamadan oluşuyor. İlk iki aşamada kilo verme, sonraki aşamalarda da gelinen kiloyu koruma amaçlanmakta. Çok miktarda hayvansal protein içeren, özellikle başlangıç aşamasında ürün ve nişasta açısından kısıtlayıcı olan bu diyetin yan etkileri sağlığı tehlikeye atacak kadar ciddi olabiliyor. Bu diyet bağırsak sağlığını bozduğu için ileride bağırsak kanserine yol açabilecek poliplerin oluşma riskini artırabiliyor.Diyet antioksidan ve fitokimyasal maddeler gibi vücuda yararlı bileşiklerin yanı sıra vücudumuz için gerekli vitamin ve minerallerin tamamını kapsamadığı için bağışıklık sistemini zayıflatıp hastalıklara yakalanma riskini artırabiliyor.

Glutensiz diyetin sonu ne?

Buğday, arpa ve çavdar tanelerinde bulunan bir protein türü olan gluten, özellikle Çölyak hastaları ve bu proteine duyarlı kişiler için ciddi sağlık sorunlarına yol açabilme potansiyeline sahip.k Çölyak hastası olmayanlar ve gluten alerjisi bulunmayanlar da sağlıklı beslenme adına glutenden uzak durabiliyor. Çok katı glutensiz diyet uyguladığınızda, ihtiyacınız olan vitamin, lif ve mineralleri alamayabilirsiniz. Bu diyet lif içeriği düşük olduğu için bağırsak sorunlarına sebep olabiliyor. Ayrıca uzun süre glutensiz beslenenlerin kardiyovasküler ve metabolik sendrom riskinin arttığı görülüyor.

Ketojenik diyette damar sağlığına dikkat

Karbonhidrat alımını azaltmayı, yağ tüketmeyi içeren ketojenik diyet, sıklıkla bahsedilen bir kilo verme yöntemi. Bilimsel çalışmalar ketojenik beslenmenin çocuklarda epilepsiyi kontrol etmeye yardımcı olduğunu kanıtlıyor ama aynı durum sağlıklı yetişkinler için geçerli değil. Besinlerde kısıtlamaya gidildiği için ketojenik diyette vücutta vitamin ve mineral eksikliği meydana geliyor.Bu da bağışıklık sisteminin zayıflamasına ve hastalıklara karşı korunmasız hale gelmemize neden oluyor. Ayrıca lif içeren gıdalar bu diyette yasak olduğu için ciddi bağırsak problemleri de görülebiliyor.Uygulama yüksek yağlı diyet olduğu için kötü kolesterol yükselebilir ve bu da kalp damarlarının tıkanmasına yol açabilir

Taş Devri diyetiyle dişinizden olmayın

Taş Devri diyeti, insanoğlunun yüz binlerce yıl önceki beslenme düzenine atıfta bulunan, süt ürünleri ve tahıl tüketimini önermeyen yöntem. Bu diyette yer alan kuyruk yağı, iç yağı ve tereyağ gibi doymuş yağların tüketiminin desteklenmesini yanlış bulanlar var. Kalp-damar hastalıklarının oluşumunda büyük etkiye sahip olan bu besinlerin özellikle günümüzün hareketsiz toplumlarına önerilmesi hiç uygun olmadığı belirtiliyor. Süt ve süt ürünlerinin tüketilmemesi kalsiyum eksikliğine yol açabiliyor. Bu sonuçla uzun vadede diş çürüklerine ve kemik erimesine neden olabiliyor. Tahıl ürünlerinin tüketilmemesi de özellikle B grubu vitaminlerin yetersizliğine ve posa eksikliğine kaynaklık teşkil ediyor.

Detoks mu dediniz?

Vücuttaki toksik maddeleri uzaklaştırmak amacıyla belli bir süre katı gıda tüketmeme, bunun yerine metabolizmayı hızlandıracak besinlerin sıvı halde alınması temeline dayanan detoks, en gözde kilo verme ve koruma yöntemi olarak değerlendiriliyor. Bu programlar,vücudun aşırı sıvı kaybetmesi nedeniyle susuz kalması ve elektrolik dengesizliklerine yol açacak kadar şiddetli ishale neden olabilecek bağırsak hareketini artıran maddeler içerebiliyor. Ispanak, pancar gibi yüksek oksalat içeren maddeler de ciddi böbrek rahatsızlıklarına yol açabilir.